Türk Lirası 36 yıldan bu yana esaret altında, hürriyetine kavuşacağı günü beklemektedir. Peki, karakteri bağımsızlık olan bir milletin nasıl olur da parası esaret altında olabilir? Bu nasıl gerçekleşmiştir? ABD'nin devlet başkanlarından John Adams diyor ki: "Bir ulusu fethetmenin ve köleleştirmenin iki yolu vardır. Birisi kılıçla, diğeri borçla?" Diğer bir deyişle, bir ülkeyi hegemonyan altına almak istiyorsan önce o ülkeyi sana borçlu hale getireceksin."Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları" kitabında da John Perkins, şöyle anlatıyor; "Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi ASLA o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede 'proje' yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev hava alanları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkânsızdır. Plan böyle işler. Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki: Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Milletler de bizim için oy verin! Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın... Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili, üçlü, dörtlü bir darbeler serisidir."Bu hikâye size de tanıdık gelmedi mi?Kapitalist sisteme esir olmuş ülkemizde yıllardan beridir kendi milli paramızı basıp kullanma hakkından yoksunuz. Oysa para basmak, biraz mürekkep ve bir de kâğıttan başka ne gerektirir ki? Mevcut sistemde öyle kolay değil kendi paranı basmak. Parayı devletin bastığını zannederiz. Oysa parayı bizim devlet basmıyor. Neden mi? Şimdi cebinizden madeni bir para çıkarıp bakın, üzerinde Türkiye Cumhuriyeti yazdığını göreceksiniz. Bu madeni para devletin bastığı paradır ve bir ülkenin ekonomisinde az bir miktardadır. Şimdi bir de kâğıt paraya bakalım üzerinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yazdığını görüyoruz. Dikkat edecek olursak "T.C." değil zira bu ifadeden paranın devlete ait olduğunu anlarız. Yani cebimizdeki kâğıt paralar bize ait değildir.Milli devletleri geçersiz kılmayı ve çeşitli para oyunlarıyla dünya halklarını sömürmeyi hedef haline getirmiş mevcut sistem de para eşittir borç demektir. Sisteme esir olmuş ülkeler dış ülkelerden ABD ya da IMF den faizli borç para alıp hazinelerine koyarlar ve buna karşılık gelen miktarda kendi paralarını merkez bankasından basmalarını isterler. Bizim ülkemizde de durum aynıdır. Görünüşte Türk Lirası ama özünde ABD dolarını taşıyoruz cebimizde işte bu Türk Lirasının esareti değil de nedir?Milli Ekonomi Modeli ile paraya yepyeni bir tarif getiren Prof. Dr. Haydar Baş, "Para; emek ve üretimin karşılığıdır" diyerek milli paraları özgürlüğüne kavuşturuyor. Bağımsız devletler gayri safi milli hâsılasına karşılık, yani emek ve üretimine karşılık emisyonunu genişleterek para basma haklarını kullanırlar. Milli Ekonomi Modeli'nin gereği olarak para basma hakkımızı kullandığımız zaman Türk Lirası tercüme para olmaktan çıkıp gerçek özgürlüğüne kavuşacaktır. Türk Lirasını özgür bırakmaya var mısınız?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Nesrin Açıkgöz / diğer yazıları
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 09.03.2022
- Bağımsız Türkiye Partiliyim, çünkü ben bir esnafım! / 17.02.2021
- Türk Lirasının esareti / 30.05.2015
- Niçin zengin olmayalım? / 21.04.2015
- Seçim derdi mi, geçim derdi mi? / 14.04.2015
- Musalar ve firavunlar / 14.02.2015
- Bağımsız Türkiye Partiliyim, çünkü ben bir esnafım! / 17.02.2021
- Türk Lirasının esareti / 30.05.2015
- Niçin zengin olmayalım? / 21.04.2015
- Seçim derdi mi, geçim derdi mi? / 14.04.2015
- Musalar ve firavunlar / 14.02.2015