ABD ve yandaşları dünyayı ateşe verdiler, vermeye de devam ediyorlar. İstiyorlar ki, dünyanın her yerinde yangın olsun. Başka bir deyimle savaş, iç çatışma, terör, suikast, katliam ve işkencelerin artması için elden geleni ardına koymuyorlar. Şunu unutuyorlar, çıkardıkları yangınlar, bir gün gelip kendi bacalarını da saracaktır. Zira ateş, ateşperestleri de yakar.ABD yetkilileri gizlemeden, saklamadan, açıkça BOP ile 22 devletin sınırlarını değiştirmeye çalıştıklarını ifade ediyorlar. Maalesef Türkiye de, bu devletler içerisinde yer almaktadır. Hatta Türkiye'ye kendi haritasının değişmesinde, görev dahi yüklüyorlar. Aklın almadığı şey, 22 devletin bir olup, bu şer projeye karşı çıkmamasıdır. Diyeceksiniz ki, "halklar karşı, fakat bazı hükümetler taraftar". Doğru da, bunu da halletmek halkların elinde değil mi? Halklar, Pentagon'un yeni haritasının kitaplara geçtiğinden, sömürücü devletlerin başkentlerinde elden ele dolaştığından habersiz mi? Demek istediğimiz şu: İş işten geçmeden, halklar, bu şer projeyi bertaraf etmelidirler. Kurbanlık koyunlar gibi sıra beklemek, haysiyetli insanlara yakışmaz. Aslında, ABD'nin Yahudilerle birlikte hazırladığı BOP, 'Büyük İsrail'in kurulmasını hedeflemektedir. Artık bunu bilmeye kalmadı. ABD, bu politikalarına destek vermeyenleri düşman ilan ediyor. Fransız yazar Makxime Lefebvre, ABD'nin bu davranışının 'Mesihçilik' inancından kaynaklandığını söylüyor. Zira Mesihçilikte, iyilerle kötülerin sürekli savaşması gerekiyor. ABD'liler, kendilerini iyiler safında kabul ettikleri için, karşılarında olan herkesi düşman görüyorlar. Amerikalı düşünür Rifkin, 'Avrupa Rüyası' adlı kitabında Bush'u yeniden başkan seçen Amerikan seçmenini şöyle tarif ediyor: "Yüzde 48: ABD'nin tanrı tarafından özel olarak korunduğuna inanıyor. Yüzde 58: ABD'nin elinde bulundurduğu gücü, halkın inancından aldığına inanıyor".ABD başkanı Bush da aynı inançta. "Dünyada süren zulmü kaldırmak için tanrı beni görevlendirdi. Afganistan ve Irak'ı işgal etmemi o emretti" demiyor mu? Son günlerde ABD basınında tarihteki Haçlı Seferleri üzerine yazı dizileri yayınlanıyor ve Haçlıların yaptıkları katliamlar anlatılıyor. Bu yazı dizileriyle kamuoyuna şu mesaj veriliyor: "Tanrının bu katliamları yapmamıza izin vermesi, yanımızda olduğunun ispatıdır". Yazı dizilerinin amacı, ABD'nin yaptığı ve yapacağı işgallere, katliamlara kamuoyunun destek vermesini, en azından sesiz kalmasını sağlamaktır.ABD, bütün bunları korkusundan yapıyor. Hani bir söz vardır: Aslan üzerine binmiş olan kimseden herkes korkar, fakat kendisi herkesten daha çok korkar diye. İşte ABD'nin hali de buna benziyor. Amerikalı siyaset bilimci Chalmers Johnson, ABD'nin korkusunu şöyle ifade ediyor: "Dünyaya kalıcı bir şekilde hakim olmak niyetiyle yola çıktık, ama tek başımıza kaldık, bütün dünyayı karşımıza aldık". Demek ki, ABD, AKP hükümeti gibi birçok hükümetin onun politikalarını desteklemesini yeterli bulmuyor. Halkların da desteğini arıyor. Hatırlayacaksınız, AKP hükümetine "beni sevdiremiyorsun" diyerek sitemde bulunmuştu. Kim bilir, yemlediği muhiplerine, kapılar arkasında neler diyor, nasıl tehditler savuruyor. Kafaya ve anlayışa bak. Hem zulmedecek, hem de alkış istiyor. İşte emperyalistlerin insanlığı, dünya insanlığına bakışı bu. Johnson şöyle devam ediyor: "İmparatorluklar daimi değildir. Amerikan imparatorluğunun akıbeti de diğerlerinki gibi olacaktır. Küreselleşme çabaları, bu çöküşün başlangıcını bir süre geciktirmiş olsa bile, militarizm ve emperyalizme geçişle artık çöküş yoluna girilmiştir". Korkunun ecele faydası yok. Eninde sonunda ABD mutlaka yıkılacak, hak ile yeksan olacaktır. Çıkardığı yangın muhakkak söndürülecektir. Ne mutlu, o yangına karınca misali su taşıyanlara.... Yazıklar olsun, ABD yangınına benzin dökenlere ve körük çekenlere...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018