Atatürk gibi Müslüman olsa, bu vahşet yaşanmazdı
Dünyanın son derece "etkisiz" tepkilerinden cesaret bulan ve Batılı ülkelerin verdiği cesaretle iyice azgınlaşan İsrail, sivil hedeflere yönelik saldırılarının dozajını iyice artırdı.
2 milyar nüfusu aşan İslam dünyası, "Bizim yaşadığımız bir dünyada Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinli Müslümanlara bu kadar vahşet nasıl sergilenebilir, bebekler, çocuklar, kadınlar zalimce nasıl katledilebilir?" diye iyi bir muhasebe yapmalı.
Sizce böyle bir Müslümanlıktan dinin sahibi Allah (c.c.), böyle bir ümmetten Hz. Peygamber (s.a.v.) razı mıdır? Eğer gerçekten razı olunacak bir Müslüman ve ümmet olunsaydı emin olun ki, gücü ne olursa olsun asla ve asla hiç kimse böyle bir vahşeti sergileyebilecek bir cesareti bulamazdı.
İslam ülkeleri Batılı dostlarını(!) ve finansörlerini üzmemek adına bir denge politikası yürütürken Gazze'de 5 bine yakın çocuk hayatını kaybetti.
İslam dünyasına "zillet" olarak bu yetmez mi?
Eğer Gazi Mustafa Kemal Atatürk yaşasaydı, İsrail ve arkasındaki destekçiler, Ortadoğu coğrafyasının herhangi bir noktasında bu zulmü yapamazlardı.
Hatta Atatürk hayattayken İsrail devleti bile kurulamadı, eğer Atatürk yaşasaydı kurulamayacaktı da… İşte size gerçek Müslüman, işte size gerçek Türk…
Bugünkülerin ise kalitesini(!) Gazze'de yaşananlar ortaya koyuyor.
Müslümanlık, Türklük sadece dil ile olmuyor, böyle bir iddia varsa Atatürk gibi ispatlamak gerekiyor. Atatürk'ün tırnağı kadar değeri olmayan bir takım zevat yıllarca Atatürk'ün dindarlığını tartışma konusu yaptılar.
Hadi ordan, Atatürk nerde, siz nerde?
Gazze'de yaşananlar içimizi parçalıyor, bu zulüm, bu vahşet, bu acı bir an önce bitsin istiyoruz. Bu zulme direkt ya da dolaylı ortak olanlara kızgınız, çok kızgınız. Allah'ın laneti, gazabı onların üzerine olsun.
İçimizdeki, kabına sığmayan bu duygu fırtınasını dilimiz döndüğünce ifade ettikten sonra, Gazze'de yaşanan güncel gelişmeleri aktarmaya çalışalım.
İsrail 24 saatte Gazze'de 450 yeri havadan vurdu.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, 7 Ekim'den bu yana İsrail'in saldırılarında 4 bin 104'ü çocuk, 2 bin 641'i kadın olmak üzere 10 bin 22 Filistinli öldürüldü, en az 24 bin kişi yaralandı. Batı Şeria ve Kudüs'te de İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler, 151 Filistinliyi öldürdü.
Gazze'deki İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İyad el-Bezm, İsrail'in Gazze kenti sakinlerini yerinden etmek için barınma merkezlerini ve hastaneleri hedef aldığını belirtti. Bezm, "İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları sonucu 1 milyon 600 binden fazla Filistinli yerinden edildi" dedi.
İsrail ordusu, Gazze'de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi olan Şifa Hastanesini, Nasr Çocuk Hastanesini, El-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerini, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılayına bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresini vurdu. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı. İsrail ayrıca on binlerce sivilin barındığı mülteci kamplarına da peş peşe saldırılar düzenledi.
Filistin Sağlık Bakanı Mey el-Keyle, İsrail'in yoğun bombardımanı nedeniyle sağlık sisteminin çöktüğü Gazze'de, sahra hastanelerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Gazze'deki hastanelerin çalışmaya devam edebilmesi için yakıta, elektriğe ve tıbbi malzemeye ihtiyaç olduğunu söyleyen Keyle, saldırılar ve yakıt olmaması nedeniyle 16 hastane ile 51 sağlık ocağının hizmet dışı kaldığını söyledi.
Normal şartlarda bile Gazze'deki hastanelerde yatak sayısının yeterli gelmediğine dikkati çeken Keyle, hastaların steril olmayan ortamlarda, hastane koridorlarında ve telefon ışığıyla ameliyat edildiğini aktardı.
İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, abluka altındaki Gazze Şeridi'ni ikiye böldüklerini ve Gazze kentini tamamen kuşattıklarını söyleyerek, "Bugün Gazze'nin kuzeyi ve Gazze'nin güneyi var" dedi. Hagari, Gazze'nin kuzeyindeki Filistinli sivillerin güneye geçişi için süre verdi.
İsrail lehine daha önce iki uçak gemisini bölgeye gönderen ABD, donanmasındaki nükleer denizaltılardan birini de İsrail açıklarına gönderdi. Bu denizaltı, balistik füzelerle donatılmış ve Amerikan donanmasının en büyüğü olarak biliniyor.
CNN'de Dana Bash'in canlı yayın konuğu olan İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Gilad Erdan, Gazze'de insani krizin yaşanmadığını öne sürdü, "Şu anda çatışmalara insani ara verilmesi için bir gereklilik görmüyoruz" dedi. Bash, "İsrail ve hükümet, Gazze'deki insani krizi inkar ederek mi güvenilirliğini korumak istiyor' Bunun yolu bu mu'" sorusunu yöneltti. Erdan ise Gazze'deki insani durumun kötü olduğunu kabul ettiğini ancak bunun sorumlusunun İsrail'in olmadığını savundu.
İsrailli bir bakanın Gazze'de nükleer bomba kullanılması seçeneğini dahi ifade etmesi, İsrail'de kimlerin bakan olabileceğini net olarak gösterdi. Her ne kadar İsrail içinden bu teklife tepkiler gelse de, İsrail'in 7 Ekim'den bugüne Gazze'ye Hiroşima'ya atılan atom bombasının yaklaşık 2 katı kadar bomba attığı bir gerçek.
Bütün bunlar yaşanırken, Gazze'deki katliamın en büyük destekçisi ABD'nin dışişleri bakanı Blinken Ankara'ya geldi. İktidar, kameralara yansıdığı şekliyle Blinken'e sanki bir tepki vermiş gibi lanse ederken, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın sosyal medyadaki şu mesajı dikkat çekti:
"İncirlik'ten uçaklar kalkıp iniyor, Kürecik'ten her taraf gözetleniyor ama Blinken'i, vali yardımcısı karşılıyor ve Fidan'a sarılacakken Fidan müsaade etmiyor. İşte demokratik zafer, Gazzeliler huzurla uyuyabilir."
- Birliğimiz ve üniter yapımız tehlikede! / 14.01.2025
- ‘Kevser’, Hz. Fatıma’dır / 11.01.2025
- Suriye’de tuzak kokusu var, aman dikkat! / 10.01.2025
- Siyasetin gündemi ‘Öcalan’, milletin gündemi ‘geçim’ / 08.01.2025
- İktidarı ‘millet rotası’nda tutan muhalefettir / 07.01.2025
- ‘Biz anayasanın bize tanımladığı siyasetimizi yapıyoruz’ / 04.01.2025
- Atatürk: Camileri yenilemek görevimizdir / 03.01.2025
- 2024’e bakarak 2025’ten umutlanabiliyor muyuz? / 01.01.2025
- ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık’ / 31.12.2024