Konuya geçmeden önce değerli dava arkadaşlarımdan Hüseyin Bey'in manalı bir sorusunu aktarayım. Bana şöyle sormuştu; "Bir elmanın içinden kurt çıkmasından daha mide bulandırıcı olanı nedir?"
Cevap veremedim. "YARIM KURTTUR" dedi. Anlayamayanlara, "kurdun diğer yarısı nerede?" diye sorun.
Geçen hafta at, eşek gündeme geldi. Ama taşımacılık sektörüyle alakalı değil yemek sektörüyle ilgili.
Askerimize, at eti yedirmişler. Ya hu! Bakan, yenmeden tespit edildi dedi. İftira mı atıyorsunuz, diyen olur.
Bakan Canikli ne demişti? "Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı için alınan kavurma konservelerinin 4 bin 50 kilogramında at eti tespit edildi."
Ne kadar alınmıştı? 11 bin kilo. Yani yarısından fazlası tüketilmiş. Elmanın içinden yarım kurt çıkmıştı. Hadi afiyet olsun!
Bu gerçek bizim gerçeğimiz olamaz, olmamalı. Bu millet para için, dünyalık çıkarlar için bu hale nasıl geldi? Getirildi? Hele hele Peygamber Ocağı naralarıyla dünkü TSK'ya bin bir iftira atanlar, asker ocağının bu hale getirilmesine nasıl kayıtsız kaldılar?
Son 8 ayı bir düşünün! Gaziantep'te 70 asker, Sivas'ta 31 asker, Marmaris'te 87 asker, Bursa'da 10 asker, Kastamonu'da 38 asker, Manisa'da 1.850 asker, Diyarbakır'da 25 askerin, zehirlendiği belirlendi. Manisa'da zehirlenen askerlerden biri de şehit olmuştu.
Bu askerlerin hepsi yemekten zehirlendi. Bu yemekleri özel firmalar hazırlıyor. Bu firmaların hemen hepsi 5 ila 8 yaş aralığında.
Yani birçok alanda olduğu gibi askerin yemeğinin de özelleşeceğini önceden haber alan sıradan kişiler hemen bir yemek şirketi kurup, sonucu baştan belli ihalelerle ihaleyi alıp, anaların gözlerinden sakındığı Mehmetlerine veriyorlar (çok nokta)
Yazık oldu, yazık oluyor, yazık olacak. Bugün nasıl ki Bank Asya'ya para yatıranlar tek tek inceleniyor yarın bu ihaleler de tek tek incelenecek?
At, eşek, katır demişken Gazete Habertürk'te çarpıcı veriler yayınlandı. TÜİK verilerine göre son 10 yılda at, eşek ve katır sayısı neredeyse yarı yarıya azaldı diyor.
Allah! Allah! Her gün haberlerde filan ilde kaçak kesimhanede şu kadar at, eşek vs. yakalandı, piyasaya şu kadar at, eşek eti sürüldü, en son asker konservelerinde 4 ton at, eşek eti çıktı haberlerini duyunca bu azalma daha da dikkat çekici olur.
* * *
2009 yılında kırmızı et alarmı çalmaya başladı. Çare hazırdı. İthalat. 2010 yılından itibaren de ithalat kapıları açıldı ve bu yıla kadar 4,5 milyar dolarlık canlı hayvan, 1,5 milyar dolara yakın da et ithalatı gerçekleşti.
Tabi bu gelen hayvanların ne ile beslendiği, gelen etlerin besmeleli mi, besmelesiz mi olduğunu; at, eşek, katır gündeminde olduğu gibi kimse sorgulamadı.
Şimdi Sudan'dan 4 dolara et alma haberleri var. Tunus'tan da zeytinyağı alacakmışız ayrıca yine Sudan'da soya ve pamuk yetiştirecekmişiz.
Bunlar zaten ülkemizde yetişmiyor mu? Şiiiit! Küresel güç oluyoruz. Senin aklın ermez.
Ha! Demedi demeyin. Hükümetin bu ithalat mantığını eleştirmek için 5, 10 kişi bir araya gelir, eleştiri yapmaya kalkar, slogan atarsanız anında biri sosyal medyadan, 'filan yerde hükümet aleyhine bir kalkışma hareketi var' der.
Hemen birileri gelir, son KHK kapsamında sizi bi güzel halledebilirler!..
Cevap veremedim. "YARIM KURTTUR" dedi. Anlayamayanlara, "kurdun diğer yarısı nerede?" diye sorun.
Geçen hafta at, eşek gündeme geldi. Ama taşımacılık sektörüyle alakalı değil yemek sektörüyle ilgili.
Askerimize, at eti yedirmişler. Ya hu! Bakan, yenmeden tespit edildi dedi. İftira mı atıyorsunuz, diyen olur.
Bakan Canikli ne demişti? "Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı için alınan kavurma konservelerinin 4 bin 50 kilogramında at eti tespit edildi."
Ne kadar alınmıştı? 11 bin kilo. Yani yarısından fazlası tüketilmiş. Elmanın içinden yarım kurt çıkmıştı. Hadi afiyet olsun!
Bu gerçek bizim gerçeğimiz olamaz, olmamalı. Bu millet para için, dünyalık çıkarlar için bu hale nasıl geldi? Getirildi? Hele hele Peygamber Ocağı naralarıyla dünkü TSK'ya bin bir iftira atanlar, asker ocağının bu hale getirilmesine nasıl kayıtsız kaldılar?
Son 8 ayı bir düşünün! Gaziantep'te 70 asker, Sivas'ta 31 asker, Marmaris'te 87 asker, Bursa'da 10 asker, Kastamonu'da 38 asker, Manisa'da 1.850 asker, Diyarbakır'da 25 askerin, zehirlendiği belirlendi. Manisa'da zehirlenen askerlerden biri de şehit olmuştu.
Bu askerlerin hepsi yemekten zehirlendi. Bu yemekleri özel firmalar hazırlıyor. Bu firmaların hemen hepsi 5 ila 8 yaş aralığında.
Yani birçok alanda olduğu gibi askerin yemeğinin de özelleşeceğini önceden haber alan sıradan kişiler hemen bir yemek şirketi kurup, sonucu baştan belli ihalelerle ihaleyi alıp, anaların gözlerinden sakındığı Mehmetlerine veriyorlar (çok nokta)
Yazık oldu, yazık oluyor, yazık olacak. Bugün nasıl ki Bank Asya'ya para yatıranlar tek tek inceleniyor yarın bu ihaleler de tek tek incelenecek?
At, eşek, katır demişken Gazete Habertürk'te çarpıcı veriler yayınlandı. TÜİK verilerine göre son 10 yılda at, eşek ve katır sayısı neredeyse yarı yarıya azaldı diyor.
Allah! Allah! Her gün haberlerde filan ilde kaçak kesimhanede şu kadar at, eşek vs. yakalandı, piyasaya şu kadar at, eşek eti sürüldü, en son asker konservelerinde 4 ton at, eşek eti çıktı haberlerini duyunca bu azalma daha da dikkat çekici olur.
* * *
2009 yılında kırmızı et alarmı çalmaya başladı. Çare hazırdı. İthalat. 2010 yılından itibaren de ithalat kapıları açıldı ve bu yıla kadar 4,5 milyar dolarlık canlı hayvan, 1,5 milyar dolara yakın da et ithalatı gerçekleşti.
Tabi bu gelen hayvanların ne ile beslendiği, gelen etlerin besmeleli mi, besmelesiz mi olduğunu; at, eşek, katır gündeminde olduğu gibi kimse sorgulamadı.
Şimdi Sudan'dan 4 dolara et alma haberleri var. Tunus'tan da zeytinyağı alacakmışız ayrıca yine Sudan'da soya ve pamuk yetiştirecekmişiz.
Bunlar zaten ülkemizde yetişmiyor mu? Şiiiit! Küresel güç oluyoruz. Senin aklın ermez.
Ha! Demedi demeyin. Hükümetin bu ithalat mantığını eleştirmek için 5, 10 kişi bir araya gelir, eleştiri yapmaya kalkar, slogan atarsanız anında biri sosyal medyadan, 'filan yerde hükümet aleyhine bir kalkışma hareketi var' der.
Hemen birileri gelir, son KHK kapsamında sizi bi güzel halledebilirler!..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025