Araba devrilince yol gösterenler

Türkiye, hain bir FETÖ darbe girişimini milli iradeyle savuşturdu. Allah, devlet ve milletimizi çok büyük bir beladan korudu.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın, yüzlerce konuda haklı çıktığı gibi, 20-25 yıldan beri bin bir ikaz ve nasihatle dikkat çektiği Dinlerarası Diyalog oluşumu ve FETÖ'nun nasıl bir tehdit ve tehlike olduğunu son musibetle hep birlikte anladık.
Darbe girişiminin FETÖ'nün boyunu aşan bir vakıa ve FETÖ'nun da aslında bir büyük planın piyonu olduğunu herkes ifade ediyor? Kimin piyonu sorusu bile zait!
Çeyrek asırdan beri FETÖ'yü bağırlarına basıp Türkiye ve İslam coğrafyası üzerinde Büyük Ortadoğu projesini oluşturanların piyonu! 
Hain darbe girişimi dahil devlet ve milletimizin çeyrek asırdan beri yaşadığı badirelerde zerre kadar payı ve vebali olmayan; bilakis yıllar öncesinden yaptığı ikaz ve ortaya koyduğu öngörü ve çözümleriyle milletimizin minnet ve şükran borçlu olduğu tek insan Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdır.
Takkeli piyonların gerçek yüzlerini, dini ve milli bütünlüğümüze yönelik ihanet ve dalaletlerini, sivil-asker topyekun Türk milletine gösteren tek kadro Prof. Dr. Baş ve kadrosudur. 
Cemaatler, cemiyetler, STK'lar, hacılar, hocalar maalesef Fetullah'ın safında saf tutmuşlar, FETÖ'nun ağzına bakmışlar, onun ağzıyla konuşmuşlar. Onların yalan ve bühtanlarıyla Haydar hocaya akla-hayale gelmedik iftiralar atmışlardır.
FETÖ'nun ihaneti, Kelime-i Tevhid'den Muhammed Resulullah'ı çıkarttıkları gün belliydi.
Hz. Peygamber'i Kelime-i Tevhid'den çıkartıp Allah'a ve peygamberine ihanet eden, seni-beni, milleti, devleti, vatanı, tanır mı?
Prof. Dr. Baş'ın çeyrek asırdan beri ikaz ettiği bu gerçeği, milletimiz, darbe ihanetiyle birlikte şimdi şimdi görmeye başladı.
Darbe girişimi adeta bir turnusol oldu. ABD, NATO ve AB üyesi ülkeler, FETÖ yanlısı ve ikircikli duruşlarıyla sınavı kaybettiler. Milletimizin belki en büyük kazancı da bu olmuştur.
Tam bu kavşakta yapılması gereken hayati iş var: Ülkedeki takkeli piyonları kullanan küresel şefleri ve büyük aktörleri fark edip onların üzerimizdeki hesaplarını boşa çıkarmak, akl-ı selim olarak gerekli tedbirleri almak?
Cumhurbaşkanı'nın riyasetinde Meclis'teki partilerin bir araya gelerek ortak çalışma yapması bu bağlamda umut verici gelişmedir. Bu istişare ve ortak çalışma, toplumun akl-ı selim kesimlerini de kapsayacak şekilde milletin tamamını kuşatacak bir birlikteliğe dönüştürülmelidir.
Zira FETÖ'yü imal edip bugünlere getiren ve Atlantik ötesinde ağırlanmasına referans olan eski CIA şefi Graham Fuller, İngiliz istihbaratı MI 6'nın borazanı Robert Fisk ve NATO toplantılarında Türkiye'nin içinde olduğu bölünmüş İslam coğrafyası haritaları dağıtan Ralph Peters, 16 Temmuz akşamı, toplumu birbirine kırdıracak iç savaşı tek ağızdan seslendiriyorlar.
Dolayısıyla bu süreci akl-ı selim, ağırbaş ve hukukun temel esaslarını örselemeden geçirmek gerekiyor.
İhanetle karşı karşıya kalan devlet ve milletimizin vaziyetinden vazife çıkartıp bilerek yahut bilmeyerek FETÖ adına tezviratlar yaparak milleti birbirine düşürmek, devlet-millet birlikteliği yok etmek isteyen işgüzarlara dikkat etmek gerekiyor. 
Bunlar, düne kadar kalemleriyle ve kelamlarıyla FETÖ'nun sırtını evliya diye sıvazlayan, Abant toplantılarında saf tutan, hatta Prof. Dr. Haydar Baş hocamızı da Fetullah'ın diyalog işlerine karşı çıkıyor diye diline dolayan işgüzar tiplerdir.
Araba devrilince yol gösteren çok olur, der atalarımız. 
Bu işgüzarlar, düne kadar FETÖ'nun yoluna taş döşüyorlardı. Hain darbe girişimi sonuçsuz kalınca, bunlar, FETÖ'nün küresel şeflerinin yoluna taş döşeyip milleti kendi içinde kapıştırmak, millet-devlet kavgası türetip FETÖ hamisi Fuller'in seslendirdiği iç çatışmalara sürüklemek telaşındalar?
Devlet aklı ve siyaset tecrübesi, bu işgüzarların da tuzaklarına düşmemeyi gerektiriyor.
Gelişmeler gösteriyor ki, olayların kendisini her konuda haklı çıkardığı Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın çeyrek asırdan beri ortaya koyduğu perspektif ve çözümlerden yola çıkarak Türkiye'yi sahil-i selamete eriştirmek mümkündür.