Popülist, baskıcı, istismarcı ve ABD-AB veya bir başka emperyal güce endeksli mandacı siyaset anlayışı artık Türkiye'de yürümez, yürümüyor.Maskeler düştü, makyajlar döküldü.AKP'nin 11 yıllık devr-i iktidarı, sadece kendisinin değil, muhalefetin de gerçek yüzlerini ortaya çıkardı.Hatta işgalci küresel güçlerin de, onların marabalığını yapan iktidar ve muhalefet partilerinin de maskeleri düştü.CHP, Amerika'yı su yoluna çevirmiş; küresel şeflerince safdışı bırakılan AKP'nin yerine iştah kabartıyor. MHP ise yandan çarklı siyaset gemisinde üçüncü çarkçı olmaya çalışıyor.Bu yüzden AKP ve onun değirmenine su taşımaktan öteye iş göremeyen muhalefet partiler, eriyor, kan kaybediyor.İçte de, dışta da iflas etmişler; bu görünüyor.Başbakan R. T. Erdoğan'ın hem parti içinde, hem de ülkede sergilediği demokratik krallık ve "ikinci milli şeflik" idare tarzı sebebiyle, en yakın adamları yaka silkiyor. Hayatının ikinci baharını Erdoğan'a adamış Nazlı Ilıcak bile, AKP'ye oy verdiğim için utanıyorum, diyor. Dolma kalemini AKP ve BOP için yalın kılıç gibi kullanan Cengiz Çandar, Erdoğan'ın İnönü'den sonra ikinci milli şef olup çıktığını yazıyor. Bülent Arınç, artık hiç kimsenin beni kum torbasına çevirmesine müsaade etmem diye çıkışıyor, isyan bayrağı açıyor.Küresel şefleri Erdoğan'ın üstünü çizdiler.İyigün dostları birer birer ya sıvışıyorlar yahut vuruşarak çekiliyorlar.Kurt kocayınca çakallara bile maskara olurmuş.Bunu yaşıyolar.AKP ve Erdoğan, aslında hiç kurt bile olmamıştı bugüne kadar; "eş başkan" veya "stratejik ortak" edasıyla Amerika ve Avrupa'nın kapı kulluğu lütfedilmişti. Şefleri, şimdilerde apoletlerini bir bir söküyorlar? Apoletleri söküldü, yıldızları ve yaldızları döküldü.Etrafındakiler ise vınlıyor, kaçan kaçana... Bu böyledir. Tabana, kırsala, Anadolu'ya gelince; zerre kadar iman, iz'an ve basiret taşıyan kim olursa olsun, hatta Güneydoğulu kardeşlerimiz başta olmak üzere herkes, AKP'den kaçıyor? AKP'nin Amerika ve İsrail yanlısı "siyasi hizmetkar" olmaktan başka bir yerli duruş ortaya koymadığını gözleriyle gördüler, gönülleriyle kanaat sahibi oldular. Halk da bunların üstünü çizdi. Sünni, Alevi, Caferi Bektaşi, Arap, Acem, Kürt , Türk, Laz, Çerkes kısaca Türk milletinden herkes, bunlardan kaçıyor.Sadece AKP'den değil, onun değirmenine su taşımaktan öte bir iş görmeyen, kof atışma ve kuru sıkı sallamadan başka hiçbir çare ve çözümü bulunmayan CHP, MHP, BDP'den de kaçıyorlar.Bunlardan kaçıp Allah'a sığınıyorlar, hak ve halk adamı olan vatan ve milletin gerçek sahiplerine sığınıyorlar. Prof. Dr. Haydar Baş'a koşuyorlar, BTP'ye sığınıyorlar.Bazı uyanık siyaset esnafı ise, bugüne kadar işe yaramamış eski tabelalarını boyayıp "yeni adres" diye güya milletin önüne koyuyorlar.Erdoğan'ın hırçınlığı, agresifliği ve istismar siyasetinde tavan yapacak düzenleme ve çıkışlara yapışması bundan? Son çırpınışları!Erdoğan ve AKP, içteki bu büyük kopuş ve erimeyi durdurmak için, dış eksende de yeni siyasi manevralara giriştiler.Ahmet Davutoğlu, bugüne kadar Şii olduğu ve Amerika'ya eyvallah etmediği için kendisini düşman ilan ettikleri ve soğuk savaş yürüttükleri Irak Merkezi Yönetimi Başbakanı Nuri el-Maliki'in kapısında soluğu aldı. Düne babalarının hanı gibi konuk oldukları Beşşar Esad'ın sarayının önünde sıraya girerlerse de hiç şaşmam.AKP'nin bu numarası tutar mı? Tutmaz.CHP'de soluğu Irak'ta almıştı. Tuttu mu? Tutmadı? Geri çevirdiler. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt duruşundan aşırma rüzgarla "ben de seyyid soyundanım" filan diye mırıldanan Kemal Kılıçdaroğlu, Necef'teki Ehl-i Beyt evlatlarının kapısına dahi varamadı.Prof. Dr. Baş'ın yıllardan beri ikaz edip ayıktırmaya çalıştığı hayati bir gerçeği, Büyük Ortadoğu Projesi ve Arap Baharı furyasıyla kavrulan İslam coğrafyası ve komşu devletler bunca tecrübeden sonra gördüler, görmelidirler. O gerçek şudur:İşgalci ABD ve emperyalist Haçlı dünyası, İslam ve komşu ülkelere maalesef Türkiye'deki iktidar ve muhalefetin etki ve yetkileri nispetinde, bunların mahareti, taşeronluğu, eleman ve şirketleriyle giriyorlar, sızıyorlar, çörekleniyorlar. Ardından diledikleri gibi at oynatıyorlar.Afganistan'da Irak'ta, Libya'da, Tunus'ta, Mısır'da, Suriye'de bunu yaşadık. Herkes bunu yaşayarak gördü. Rusya ve komşu devletler de bu gerçeği gördü. Artık oyun bitti.AKP ve değirmenine su taşıyanların sihirbazlıkları bitti, battılar.Prof. Dr. Baş ve BTP güneşi doğdu ve yükseliyor bu semada? Huzur, birlik, barı, sosyal adalet, adil gelir dağılımı ve tam istihdamı projelendiren Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projeleriyle BTP güneşi doğdu? Yıldızları kaydı, döküldü, kayboldu Türkiyeli sihirbazların ve onların küresel şeflerinin!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019