Dışa bağımlı siyaset, iş dünyası ve tasmalı medya üçgeninde kıvranan Türkiye, şok üstüne şok yaşıyor.
Ankara'nın taşı toprağı sızlıyor. Ama vicdanlar...
İşte tam o noktada ABD, AB ve IMF şefleri devreye giriyor.
Vicdanların sızlamasına dahi müsaade edilmiyor.
Türkiye göçertilmiş; hala politik fırsatlar kollanıyor.
Avrupa lobilerinde prangalanmış politik vicdanların, Batı medyasında geçmişte olduğu gibi bugün de "hasta adam" diye nitelenmeye başlanan Türkiye tablosuna acımasını beklemek çok ama çok safdillik olur. Zira musalla taşındaki bu tablo, Ankara'daki Batı prangalı vicdanların eseri.
Daha uzun süre sözkonusu politik depremler ve artçı şoklar, devam edecek. Seçim gününe kadar...
Ama seçim gününe kadar Türkiye'nin elinden kim tutacak?
Türkiye'nin bugüne gelişinde devre yapan eller, tekrar devreye girince bu vahim tablo nereye kadar dayanacak?
İşte asıl can alıcı sual bu.
Ankara'da DSP çökmedi.
Bu Türkiye tablosu, iktidar ve muhalefetiyle TBMM'ye konuşlanmış tüm AB'ci ve IMF'ci partiler çöküşünün manzarasıdır aynı zamanda.
İflas eden IMF'dir, İMF'ci partilerdir.
İflas eden Derviş'tir, Derviş'in eski ve yeni dervişleridir.
İflas edenler, AB ve IMF'nin devşirmeleridir.
İflas eden AB politikalarıdır, AB'ci politikalardır.
İflas eden ANAP'tır, MHP'dir, DSP, AKP, SP'dir. İflas eden DYP'dir.
Var mı, ellerinde bir çözüm...
Var mı, dillerinde IMF ve AB talimlerinden gayrı bir söylem...
Var mı, yüreklerinde milletin önüne koyabilecekleri bir kırıntı umut?
Yok... Yok... Yok.
O halde neyin seçimi yapılacak?
Milleti ölümle korkutup sıtmaya razı etmenin yollarını arıyorlar; öyle mi?
Bu oyun artık burada biter.
Zira buna ne Türkiye'mizin tahammülü var, ne de insanımızın; ne tarımımız dayanabilir, ne sanayimiz.
Tek seçenek var; Bağımsız Türkiye Partisi'nin kalkınma modellerine tek bilek tek yürek yapışmak.
II. Kuvay-ı Milliye'nin önderi Prof. Dr. Haydar Baş beyin son birkaç hafta içindeki kapalı salon toplantılarındaki vurgularına özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Ben tiyatro oynamaya gelmiyorum; ülkemi kalkındırmaya baş koydum, vatanımı bu badireden kurtarmaya azmettim, diyor Prof. Dr. Haydar Baş bey. Bu sebeple bütün vatanperverlerden, 70 milyondan destek istiyorum, 200 vekille Meclis'e gelsem o gün istifa ederim, diyor.
Demekle yetinmiyor.Türk siyaset tarihinde bugüne kadar görülmemiş bir biçimde ne yapacaklarını ortaya koyuyor.
İşte Türkiye imanı bu. Bu kararlılık, tüm namertlerin sırtını yere getirecek milli ve yerli kudrettir.
ABD, AB ve IMF ile örülü politikalar ise, örümcek ağı gibidir. Zayıf, dayanıksız, korkak ve ödlektir. Seçim bu örümcek ağların ve örümcek kafaların tam bir temizliği olacaktır.
Sovyetler'in dağılmasını akıllarından hiç geçirmeyenler, nasıl 1990 sürprizi yaşadılarsa, Türk siyaset tarihinde bu seçimde Kuvay-ı Milliye'nin şahlanışına şahit olanlar hayretle parmaklarını ısıracaklardır.
Göreceksiniz, Türkiye rahatlayacaktır.
Bilenler tekrar mırıldansın; Ankara'nın taşına bak, gözlerimin yaşına bak... Şu feleğin işine bak.
Ankara'nın taşı toprağı sızlıyor. Ama vicdanlar...
İşte tam o noktada ABD, AB ve IMF şefleri devreye giriyor.
Vicdanların sızlamasına dahi müsaade edilmiyor.
Türkiye göçertilmiş; hala politik fırsatlar kollanıyor.
Avrupa lobilerinde prangalanmış politik vicdanların, Batı medyasında geçmişte olduğu gibi bugün de "hasta adam" diye nitelenmeye başlanan Türkiye tablosuna acımasını beklemek çok ama çok safdillik olur. Zira musalla taşındaki bu tablo, Ankara'daki Batı prangalı vicdanların eseri.
Daha uzun süre sözkonusu politik depremler ve artçı şoklar, devam edecek. Seçim gününe kadar...
Ama seçim gününe kadar Türkiye'nin elinden kim tutacak?
Türkiye'nin bugüne gelişinde devre yapan eller, tekrar devreye girince bu vahim tablo nereye kadar dayanacak?
İşte asıl can alıcı sual bu.
Ankara'da DSP çökmedi.
Bu Türkiye tablosu, iktidar ve muhalefetiyle TBMM'ye konuşlanmış tüm AB'ci ve IMF'ci partiler çöküşünün manzarasıdır aynı zamanda.
İflas eden IMF'dir, İMF'ci partilerdir.
İflas eden Derviş'tir, Derviş'in eski ve yeni dervişleridir.
İflas edenler, AB ve IMF'nin devşirmeleridir.
İflas eden AB politikalarıdır, AB'ci politikalardır.
İflas eden ANAP'tır, MHP'dir, DSP, AKP, SP'dir. İflas eden DYP'dir.
Var mı, ellerinde bir çözüm...
Var mı, dillerinde IMF ve AB talimlerinden gayrı bir söylem...
Var mı, yüreklerinde milletin önüne koyabilecekleri bir kırıntı umut?
Yok... Yok... Yok.
O halde neyin seçimi yapılacak?
Milleti ölümle korkutup sıtmaya razı etmenin yollarını arıyorlar; öyle mi?
Bu oyun artık burada biter.
Zira buna ne Türkiye'mizin tahammülü var, ne de insanımızın; ne tarımımız dayanabilir, ne sanayimiz.
Tek seçenek var; Bağımsız Türkiye Partisi'nin kalkınma modellerine tek bilek tek yürek yapışmak.
II. Kuvay-ı Milliye'nin önderi Prof. Dr. Haydar Baş beyin son birkaç hafta içindeki kapalı salon toplantılarındaki vurgularına özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Ben tiyatro oynamaya gelmiyorum; ülkemi kalkındırmaya baş koydum, vatanımı bu badireden kurtarmaya azmettim, diyor Prof. Dr. Haydar Baş bey. Bu sebeple bütün vatanperverlerden, 70 milyondan destek istiyorum, 200 vekille Meclis'e gelsem o gün istifa ederim, diyor.
Demekle yetinmiyor.Türk siyaset tarihinde bugüne kadar görülmemiş bir biçimde ne yapacaklarını ortaya koyuyor.
İşte Türkiye imanı bu. Bu kararlılık, tüm namertlerin sırtını yere getirecek milli ve yerli kudrettir.
ABD, AB ve IMF ile örülü politikalar ise, örümcek ağı gibidir. Zayıf, dayanıksız, korkak ve ödlektir. Seçim bu örümcek ağların ve örümcek kafaların tam bir temizliği olacaktır.
Sovyetler'in dağılmasını akıllarından hiç geçirmeyenler, nasıl 1990 sürprizi yaşadılarsa, Türk siyaset tarihinde bu seçimde Kuvay-ı Milliye'nin şahlanışına şahit olanlar hayretle parmaklarını ısıracaklardır.
Göreceksiniz, Türkiye rahatlayacaktır.
Bilenler tekrar mırıldansın; Ankara'nın taşına bak, gözlerimin yaşına bak... Şu feleğin işine bak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019