Rutin muayenelerde atlanabilen bazı hastalıklar
Ancak basit muayenelerde hatta sıradan yapılan röntgen ve laboratuar tetkiklerinde bile birçok tehlikeli durumlar atlanabilmektedir. Mesela, kolayca atlanabilecek bazı hastalıklar arasında:
1- Kalp damar hastalıkları,
2- Damar içinde biriken kan pıhtıları
3- Damarların şişmesi ve bölgesel olarak balonlaşması (anevrizmaların oluşması)
4- Bazı hormonal dengesizlikler v.s.
Bu durumlarda özellikle damar hastalıkları üzerinde durmak gerekmektedir. Damarlardaki kan akımının mükemmel bir şekilde olması ve vücudumuzun en ücra köşelerindeki bütün canlı hücreleri tam olarak beslemesi gerekmektedir. Buradaki aksamalar bazan büyük çaplı arızalara sebep olabilmektedir.
Ani ölümler dramatik olaylara sebep olmaktadır. Bu tür ani ölümlerde genellikle:
1- Ya kalp krizi - enfarktüsü düşünülmekte,
2- Ya da beyin kanaması - damla - dedeğimiz hastalıklar zuhur etmektedir.
3- Bunların dışında tamamen sessiz seyreden damar hastalıkları ise genel olarak pek akla gelmemektedir.
Damar hastalıkları ise çok sık görülmemesine rağmen son zamanlardaki hayat tarzı sebebiyle gittikçe sıklaşmaktadır. O sebeple teşhislerde, onları da aklımızdan çıkarmamamız gerekmektedir.
Bu tür ölümlerde ölüm sebebini bulmak için otopsi yapılması şart olmaktadır.
Bunun yanında stadyumlarda ve büyük kalabalık yerlerde, cankurtaranların ve uzman hekimlerin de bulunması gerekmektedir. Paris'teki Foe'nin ölümünde bunu açıkça göremedik.
Aşırı sıcakların etkisi, aşırı yorgunluk - üstüste maçların yapılması, ölümüne oynama tutkusu, aşırı terleme, bir gün önceden diyare - ishal olması - su ve elektrolit kaybı ve kan kimyasındaki elektrolit balansın bozulması ile sağlıklı bir insanda bile şok şeklinde etki yapabilir. Kaldı ki, kan PH'ının ileri derecede bozulması, potasyum'un azalması veya eksikliği, insanın tepetaklak olmasını kolayca husule getirebilir.
Ölümünden sonra Foe'ye otopsi yapılmıştır. Bunu Internatıonal Herald Tribüne gazetesi yazmıştır. Ama otopside tam olarak belirli bir ölüm sebebi tespit edilememiştir. Demek ki, yeterli derecede araştırılamadı veya ölüm, anatomik değil - Kimyasal elektrolit denge bozukluğundan husule gelmiş olabilir!
Bunun yanında bazan genlerle beraber geçen, herediter - doğumsal nitelikli hastalıklar da düşünülmelidir. Bu hastalıklar genç yaşlarda daha sık rastlanmaktadır.
Bu hastalıklar arasında en sık rastlananlardan biri "Cardiomyopathy" kalp kası hastalıklarıdır. Genellikle belirli yaşa kadar belli olmayabilir. Genel olarak 35 yaşın altında kendini göstermektedir.
Ayrıca, hipertrofik cardiomyopathy'ler de mevcuttur. Bu hastalıkta kalp cıdarları, özellikle sol kalpteki adaleler kalınlaşmaktadır. Sporcularda bu durum çok görülmektedir. Hatta sporcu kalbi bile denmektedir.
Ayrıca, dilate kalp adaleleri ve kalp dilatasyonu büyümeleri de izlenebilir. Bunların hepsi kalp çalışmalarının debisini bozabilmektedir.
Çeşitli enfeksiyon cardiomyopathy'leri de oluşmaktadır. Bu durumlarda da kalp adalesi ileri derecede zayıflamaktadır. Kalp kolayca yetersiz kalabilmektedir. Bazan kalp Fibrilasyonu normal ritmik kalp atışı yerine "titreşim" şeklinde kasılmalar oluşmaktadır. Kısa zamanda ölüme götüren kalp yetmezlikleri görülebilmektedir.
Bunun yanında kalbin iletişiminde de kolayca aksaklar olabilmektedir. Burada da ventriküler fibrilasyon - kalp atışı yerine kalpte titreşimlerin husule gelmesi ve kısa zamanda ölüme götürmesi - söz konusu olmaktadır. Ayrıca atrial fibrilasyonu da unutmamak gerekir. Kısacası, kalp ve damar sisteminin insan vücudunda, çok büyük ve gizemli hastalıklarla karşı karşıya olduğu anlaşılmaktadır.
Ancak basit muayenelerde hatta sıradan yapılan röntgen ve laboratuar tetkiklerinde bile birçok tehlikeli durumlar atlanabilmektedir. Mesela, kolayca atlanabilecek bazı hastalıklar arasında:
1- Kalp damar hastalıkları,
2- Damar içinde biriken kan pıhtıları
3- Damarların şişmesi ve bölgesel olarak balonlaşması (anevrizmaların oluşması)
4- Bazı hormonal dengesizlikler v.s.
Bu durumlarda özellikle damar hastalıkları üzerinde durmak gerekmektedir. Damarlardaki kan akımının mükemmel bir şekilde olması ve vücudumuzun en ücra köşelerindeki bütün canlı hücreleri tam olarak beslemesi gerekmektedir. Buradaki aksamalar bazan büyük çaplı arızalara sebep olabilmektedir.
Ani ölümler dramatik olaylara sebep olmaktadır. Bu tür ani ölümlerde genellikle:
1- Ya kalp krizi - enfarktüsü düşünülmekte,
2- Ya da beyin kanaması - damla - dedeğimiz hastalıklar zuhur etmektedir.
3- Bunların dışında tamamen sessiz seyreden damar hastalıkları ise genel olarak pek akla gelmemektedir.
Damar hastalıkları ise çok sık görülmemesine rağmen son zamanlardaki hayat tarzı sebebiyle gittikçe sıklaşmaktadır. O sebeple teşhislerde, onları da aklımızdan çıkarmamamız gerekmektedir.
Bu tür ölümlerde ölüm sebebini bulmak için otopsi yapılması şart olmaktadır.
Bunun yanında stadyumlarda ve büyük kalabalık yerlerde, cankurtaranların ve uzman hekimlerin de bulunması gerekmektedir. Paris'teki Foe'nin ölümünde bunu açıkça göremedik.
Aşırı sıcakların etkisi, aşırı yorgunluk - üstüste maçların yapılması, ölümüne oynama tutkusu, aşırı terleme, bir gün önceden diyare - ishal olması - su ve elektrolit kaybı ve kan kimyasındaki elektrolit balansın bozulması ile sağlıklı bir insanda bile şok şeklinde etki yapabilir. Kaldı ki, kan PH'ının ileri derecede bozulması, potasyum'un azalması veya eksikliği, insanın tepetaklak olmasını kolayca husule getirebilir.
Ölümünden sonra Foe'ye otopsi yapılmıştır. Bunu Internatıonal Herald Tribüne gazetesi yazmıştır. Ama otopside tam olarak belirli bir ölüm sebebi tespit edilememiştir. Demek ki, yeterli derecede araştırılamadı veya ölüm, anatomik değil - Kimyasal elektrolit denge bozukluğundan husule gelmiş olabilir!
Bunun yanında bazan genlerle beraber geçen, herediter - doğumsal nitelikli hastalıklar da düşünülmelidir. Bu hastalıklar genç yaşlarda daha sık rastlanmaktadır.
Bu hastalıklar arasında en sık rastlananlardan biri "Cardiomyopathy" kalp kası hastalıklarıdır. Genellikle belirli yaşa kadar belli olmayabilir. Genel olarak 35 yaşın altında kendini göstermektedir.
Ayrıca, hipertrofik cardiomyopathy'ler de mevcuttur. Bu hastalıkta kalp cıdarları, özellikle sol kalpteki adaleler kalınlaşmaktadır. Sporcularda bu durum çok görülmektedir. Hatta sporcu kalbi bile denmektedir.
Ayrıca, dilate kalp adaleleri ve kalp dilatasyonu büyümeleri de izlenebilir. Bunların hepsi kalp çalışmalarının debisini bozabilmektedir.
Çeşitli enfeksiyon cardiomyopathy'leri de oluşmaktadır. Bu durumlarda da kalp adalesi ileri derecede zayıflamaktadır. Kalp kolayca yetersiz kalabilmektedir. Bazan kalp Fibrilasyonu normal ritmik kalp atışı yerine "titreşim" şeklinde kasılmalar oluşmaktadır. Kısa zamanda ölüme götüren kalp yetmezlikleri görülebilmektedir.
Bunun yanında kalbin iletişiminde de kolayca aksaklar olabilmektedir. Burada da ventriküler fibrilasyon - kalp atışı yerine kalpte titreşimlerin husule gelmesi ve kısa zamanda ölüme götürmesi - söz konusu olmaktadır. Ayrıca atrial fibrilasyonu da unutmamak gerekir. Kısacası, kalp ve damar sisteminin insan vücudunda, çok büyük ve gizemli hastalıklarla karşı karşıya olduğu anlaşılmaktadır.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006