Koalisyon iktidarına olan öfkenin tek başına iktidar ettiği AKP, her ne kadar yüzde 34.4 oy almışsa da göründüğü kadar güçlü bir iktidar olamayacak.
Çünkü başta basın olmak üzere ulusal ve uluslararası güç odakları tarafından adeta kuşatıldı.
Doğrusu AKP, bu kuşatmayı püskürtmek ve gücünü ilk günden hissettirmek yerine onlara sürekli jestler, referanslar yaparak daha da cesaretlendirdi.
Daha hükümet kurulmadan, Başbakanın kim olacağı belli olmadan, iç ve dış baskı odaklarına kur yapmaya başladılar.
İlk kur Yunanistan'a yapıldı. Türkiye'de başbakan seçilen kişi geleneksel olarak ilk önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ziyaret ederdi. Erdoğan tam aksini yaptı. İlk buluşmanın Yunanistan'la olacağı meğer daha seçim öncesi kararlaştırılmış.
Seçim sonrası ilk önemli jestin de Yunanistan'a olması ilginç. Kıbrıs'ta Belçika modeli açıklaması ile Rum kesiminin ağzı kulaklarına vardı.
Devletin refleksi üzerine Erdoğan geri adım attı atmasına ancak, bir kere Rum-Yunan ve AB başkentlerine koz verilmiş oldu.
Erdoğan, Dışişleri bürokratlarından aldığı uyarılar sonucu Belçika modelinden çark edip, Yunan gezisini erteleyip Kıbrıs'a dümen kurmaya çalıştı.
Ancak, daha sonra yine birileri devreye girerek ilk gezisini Kıbrıs yerine Roma'ya yönlendirdi.
Erdoğan zaten ilk işi olarak "AB sürecini hızlandırmak" olarak açıklamıştı.
AB'ye sunulan öncelikler listesinde azınlıklara hürriyet ve arazi satışının öne alınması da enteresan.
Ekonomide de ilk jest, krizle bunalan milletimize değil, IMF ve finans odaklarına oldu.
Ekonomi kurmayları üst üste IMF ve finans odaklarını rahatlatacak mesajlar vererek "borç ekonomisine devam" güvencesi verdiler.
Bakalım AKP, bu kuşatılmışlıktan sıyrılıp seçmen beklentilerine cevap verebilecek mi?
Bunları şimdiden niye yazıyoruz. AKP iktidarının kendi lehine rüzgar estiren güçlere diyet ödemekten vazgeçip millet meselelerine eğilmesi için.
Çünkü başta basın olmak üzere ulusal ve uluslararası güç odakları tarafından adeta kuşatıldı.
Doğrusu AKP, bu kuşatmayı püskürtmek ve gücünü ilk günden hissettirmek yerine onlara sürekli jestler, referanslar yaparak daha da cesaretlendirdi.
Daha hükümet kurulmadan, Başbakanın kim olacağı belli olmadan, iç ve dış baskı odaklarına kur yapmaya başladılar.
İlk kur Yunanistan'a yapıldı. Türkiye'de başbakan seçilen kişi geleneksel olarak ilk önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ziyaret ederdi. Erdoğan tam aksini yaptı. İlk buluşmanın Yunanistan'la olacağı meğer daha seçim öncesi kararlaştırılmış.
Seçim sonrası ilk önemli jestin de Yunanistan'a olması ilginç. Kıbrıs'ta Belçika modeli açıklaması ile Rum kesiminin ağzı kulaklarına vardı.
Devletin refleksi üzerine Erdoğan geri adım attı atmasına ancak, bir kere Rum-Yunan ve AB başkentlerine koz verilmiş oldu.
Erdoğan, Dışişleri bürokratlarından aldığı uyarılar sonucu Belçika modelinden çark edip, Yunan gezisini erteleyip Kıbrıs'a dümen kurmaya çalıştı.
Ancak, daha sonra yine birileri devreye girerek ilk gezisini Kıbrıs yerine Roma'ya yönlendirdi.
Erdoğan zaten ilk işi olarak "AB sürecini hızlandırmak" olarak açıklamıştı.
AB'ye sunulan öncelikler listesinde azınlıklara hürriyet ve arazi satışının öne alınması da enteresan.
Ekonomide de ilk jest, krizle bunalan milletimize değil, IMF ve finans odaklarına oldu.
Ekonomi kurmayları üst üste IMF ve finans odaklarını rahatlatacak mesajlar vererek "borç ekonomisine devam" güvencesi verdiler.
Bakalım AKP, bu kuşatılmışlıktan sıyrılıp seçmen beklentilerine cevap verebilecek mi?
Bunları şimdiden niye yazıyoruz. AKP iktidarının kendi lehine rüzgar estiren güçlere diyet ödemekten vazgeçip millet meselelerine eğilmesi için.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014