AKP'nin yeni petrol yasası

AKP'nin büyük bir özenle(!) hazırladığı ve onaylama zamanını da iyi denk getirdiği yeni petrol yasasını Cumhurbaşkanı Sezer veto etti.Allah'tan veto etti de Hrant Dink cinayetinin gölgesinde kamuoyunun gözünden kaçan bu yasa bu sefer gündeme oturdu. AKP'nin karambole çıkarmak istediği yasa, Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Türkiye tamamen haczedildi" ifadelerini ispatlayan cinsten.Neler var bu yasada? Belki birçok yazar bunları ifade etti ama bence konu çok önemli olduğu için, ülkemizin geleceğini ve bu topraklar üzerinde yaşayan 70 küsur milyon insanımızın tamamını ilgilendirdiği için daha fazla, tekrar tekrar gündem edilmesi lazım.Hatta yüzbinlerce bez afiş yapıp her sokağa, her caddeye asmak lazım, milyonlarca el ilanı basıp milletimizin her bir ferdinin eline vermek lazım, TV'ler, radyolar, gazeteler sürekli bu konuyu millete duyurması lazım, ki milletimiz kendisine ve devletine ait olan bir değerin göz göre göre elinden çıkmasına müsaade etmesin ve demokratik haklarını kullansın.AKP'nin yeni petrol yasasında,Petrol arama ve üretim başvurularında, eski kanunun temel kuralı olan "işin milli menfaatlere uygun olması" ilkesi kaldırıldı;Ülke topraklarından çıkarılacak petrol ve doğalgaz ile ürünlerinin karada yüzde 65'inin, denizde yüzde 55'inin "memleket ihtiyacına" ayrılması zorunluluğu kaldırıldı;Arama ruhsatlarında hektar başına alınan "devlet hakkı" geliri kaldırıldı.Üretim büyüklüğüne bağlı olarak, üretilen ham petrolden alınacak devlet payı yüzde 2'lere kadar düşürüldü;Karada çıkarılan petrol ve doğalgazdan elde edilecek olan devlet hissesinin yüzde 50'sinin, işletme ruhsatının bulunduğu ilin il özel idaresine verilmesi hükmü getirildi(PKK yanlısı olduğu bilinen belediyelere özel torpil);Yabancı petrol şirketlerine vergi muafiyeti getirilirken, işletme ruhsat süreleri 30 yıl olarak belirlendi. Bu süreyi 50 yıla kadar uzatma imkânı getirildi;Bu yasayla ulusal kuruluşumuz Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı(TPAO) adeta yok edildi;Yabancı devlet ve şirketlere her türlü ayrıcalık sağlandı;Yabancılara verilecek arama sahası izinlerindeki sınır kaldırıldı, yabancı tekelleşmenin önü açıldı;Yabancı petrol şirketlerine Türkiye'de buldukları petrolü diledikleri gibi kullanma özgürlüğü verildi;Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün yetkileri kısıtlandığından sektörde faaliyet gösteren şirketlerin denetim dışı kalma durumu ortaya çıktı;Yabancı şirketler yargı açısından sadece tahkime bağlı olduklarından, petrolümüz Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının kapsama alanı dışına tamamen çıkarılmış oldu.Ve daha neler neler?Soru şu: Yabancılara bu kadar tavizlerin verildiği, milli menfaatlerin ise tamamen rafa konulduğu, toprağa gömüldüğü böyle bir yasayı çıkarmak için biz herhangi bir savaş mı kaybettik? Ülkemiz tamamen işgal oldu da, işgal edenler ülkemizdeki ganimetlere el koyuyorlar da biz yeni mi fark ediyoruz?Ne oluyor ey millet!Irak bile işgal edilmesine, milyonlarca kayıp vermesine rağmen böyle bir petrol yasası çıkarmadı.Dünyanın bütün ülkeleri, başta petrol olmak üzere yer altı zenginliklerini milli menfaatleri uğruna kullanırken, hatta bazı ülkeler petrol için dünyada terör estirirken, kan akıtırken, bütün milli menfaatlerimizi bir kenara koyarak, devlete ve millete ait olan, üzerinde tüyü bitmemiş yetimin dahi hakkının olduğu milli servetimiz petrolü bedavaya yabancılara peşkeş çekmenin mantığı nedir?    Cumhurbaşkanımız bir kere veto etti, yasa geri çevrildi, hiç değişmeden tekrar geldiğinde aynen kabul etmek zorunda kalacak.Cumhurbaşkanımızın veto ettiği ve de topyekün milletimizin asla kabul edemeyeceği böyle bir yasa bu kadar kolay mı çıkmalı?Böyle bir hayati konuda aziz Türk milletine danışarak hareket etmek gerekmiyor mu?Milletimize sormayı bırakın bir takım olayların gölgesinde karambole bir şekilde kabul ediliyor.Bana sorarsanız petrol konusu, milleti ve devleti ilgilendiren meseleler, kendilerine ait politikaları uygulayan siyasilerin kontrolünde olmamalı, bir devlet politikası olmalı ve hangi siyasi gelirse gelsin bu devlet politikasına sadık olmalı.Bu bütün gelişmiş ülkelerde böyledir.Bu devlet politikası ne olmalı diye sorarsanız, Nobel Ekonomi Ödülüne aday gösterilen Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli ve Milli Devlet kitaplarında cevabını bulabilirsiniz.Başta petrol olmak üzere, bütün yer altı kaynaklarımızın, stratejik devlet kurumlarımızın en az yüzde 51'i devlette kalmalı, kalan yüzde 49'a ise aziz Türk milleti ortak edilmelidir. Bu tür stratejik maden ya da şirketlerde asla yabancı payı olmamalıdır. Kısacası madenlerimiz ve kamu şirketlerimiz tamamen millileştirilmelidir. Bu nasıl olur derseniz, Sayın Baş'ın kitaplarını okumanızı ve yine TV programlarını, mitinglerini takip etmenizi tavsiye ederim. Haydar Bey yıllardan beri çözümü ifade ediyor. Çözüm uzaklarda değil, yanı başımızda.Eğer çözümü bir an önce devreye koymazsak, şehit vererek elde ettiğimiz daha nice değerlerimizi, yabancıların kucağına savaşmadan, kendi ellerimizle bırakacağız.Yazık değil mi şehitlerimize, yazık değil mi nesillerimize.