Başbakan’ın Davos’ta sergilediği “one minute” çıkışının sadece bir tiyatro olduğunu bu konuyu her işleyişimizde belirtmiştik.
AKP hükümetinin icraatları bu gerçeği defalarca göz önüne serdi.
Bu noktada yaşanan birçok gelişme var ama biz güncel olanları ifade etmeye çalışalım.
AKP hükümetinin Suriye yönetimine takındığı tavırla İsrail’in Suriye politikası paralellik arzediyor. Her iki ülke de Esad yönetiminin devrilmesi için elinden geleni yaptı, Suriye’de kaos ve karmaşaya, sivil katliamlarına neden olan Özgür Suriye ordusu çatısı altında toplanan terör gruplarını destekledi. Hem ellerine silah ve mühimmat verdiler hem de yaralarını sardılar.
İsrail’in Suriye’ye karşı böyle bir tavrın içinde olmasını anlıyoruz. Çünkü Suriye yönetimi İsrail’in arzı mevut kapsamında… Bunun yanında ortadan kaldırmak istediği Filistinlilerin en büyük destekçisi Esad yönetimi, bundan rahatsızlık duyuyor; korkulu rüyası Hizbullah da Suriye’den nefes alıyor.
Bütün bu ve benzeri sebeplerden dolayı İsrail Esad’ın devrilmesini, Suriye’nin parçalanmasını ve kolay bir lokma haline gelmesini arzu ediyor.
İsrail’in bu taleplerini ve takındığı tavrı gayet iyi anlıyoruz da, AKP’li Türkiye’ye ve başındaki Sayın Erdoğan’a ne oluyor?
Suriye yönetiminin, Esad’ın Türkiye’ye, Türk milletine, AKP hükümetine ve hatta Başbakan Erdoğan’ın şahsına ne gibi bir zararı olmuş?
Öyle ya, durup dururken kanka Esad, zalim Esed oluyorsa, bunun mantıklı bir izahı olmalı, merak ediyoruz bu nedir?
Suriye halkı yine Esad’ın yanında, Esad din değiştirmedi yine Müslüman, dün kankayken Nusayri idi, yani Arap Alevi’si idi bugün de Nusayri, dün Filistinlilerin en büyük yardımcısıydı, bugün de, değişen ne oldu?
Bütün deliller gösteriyor ki değişen Esad olmadı; Başbakan Erdoğan’ın tavırları değişti.
Bir anda sırt dönüldü, hakaretler başladı, teröre destekler başladı, ABD’nin ve İsrail’in ekmeğine yağ sürüldü.
Davos’ta söz ile İsrail’e “one minute” diyen Erdoğan, bu sefer İsrail ile kol kola Müslüman Suriye’ye, Müslüman Esad’a “one minute” dedi ama sadece sözle değil, fiili olarak, icraat olarak…
3 yıldan beri Suriye halkı bir taraftan Türkiye üzerinden sokulan silahlarla, bir taraftan da İsrail üzerinden giren askeri araçlarla, silahlarla katlediliyor.
Geçtiğimiz günlerde, İsrail Şam’a ve askeri tesislere havadan operasyon düzenlemişti; Rusya kulağını çekince bunları rafa kaldırdı. Ama terör üzerinden vurmaya devam ediyor. Birkaç gün önce de Suriye ordusu, Golan Tepeleri üzerinden Suriye’ye giren bir İsrail aracını iş üzerindeyken imha etti.
Ayrıca teröristlerin elinden kurtarılan Kusayr ilçesinde İsrail yapımı, içinde dinleme ve parazit cihazlarıyla donatılmış araçlar bulundu.
Hadi İsrail kendi menfur emelleri için bunları yapıyor da bizimkilere ne oluyor? Türk milletinin menfaatine hareket etmediklerine göre kim adına terör unsurlarına destek veriyorlar?
Bu arada öğrendik ki, İsrail ile ilişkilerde en gerilimli dönemde bile AKP’li Türkiye İsrail’den yaptığı ithalatı rekor düzeyde artırmış. Söz konusu dönemde ithalat yüzde 44 artarak 560 milyon dolara yükselmiş.
Yani anlayacağınız “one minute” da tiyatro, “özür” de… İsrail’le ilişkiler AKP iktidarında tam gaz, kesintisiz bir şekilde devam etti.
Başbakan “one minute”la bir dönem milletin gazını aldı, şimdi de İsrail “özür”le gaz alıyor. İsrail için yapılacak icraatların dozajına göre tiyatronun senaryosu değişiyor.
Bakalım Rusya kayasına toslamış olan bu umutsuz tek taraflı aşk, daha ne kadar devam edecek?
AKP hükümetinin icraatları bu gerçeği defalarca göz önüne serdi.
Bu noktada yaşanan birçok gelişme var ama biz güncel olanları ifade etmeye çalışalım.
AKP hükümetinin Suriye yönetimine takındığı tavırla İsrail’in Suriye politikası paralellik arzediyor. Her iki ülke de Esad yönetiminin devrilmesi için elinden geleni yaptı, Suriye’de kaos ve karmaşaya, sivil katliamlarına neden olan Özgür Suriye ordusu çatısı altında toplanan terör gruplarını destekledi. Hem ellerine silah ve mühimmat verdiler hem de yaralarını sardılar.
İsrail’in Suriye’ye karşı böyle bir tavrın içinde olmasını anlıyoruz. Çünkü Suriye yönetimi İsrail’in arzı mevut kapsamında… Bunun yanında ortadan kaldırmak istediği Filistinlilerin en büyük destekçisi Esad yönetimi, bundan rahatsızlık duyuyor; korkulu rüyası Hizbullah da Suriye’den nefes alıyor.
Bütün bu ve benzeri sebeplerden dolayı İsrail Esad’ın devrilmesini, Suriye’nin parçalanmasını ve kolay bir lokma haline gelmesini arzu ediyor.
İsrail’in bu taleplerini ve takındığı tavrı gayet iyi anlıyoruz da, AKP’li Türkiye’ye ve başındaki Sayın Erdoğan’a ne oluyor?
Suriye yönetiminin, Esad’ın Türkiye’ye, Türk milletine, AKP hükümetine ve hatta Başbakan Erdoğan’ın şahsına ne gibi bir zararı olmuş?
Öyle ya, durup dururken kanka Esad, zalim Esed oluyorsa, bunun mantıklı bir izahı olmalı, merak ediyoruz bu nedir?
Suriye halkı yine Esad’ın yanında, Esad din değiştirmedi yine Müslüman, dün kankayken Nusayri idi, yani Arap Alevi’si idi bugün de Nusayri, dün Filistinlilerin en büyük yardımcısıydı, bugün de, değişen ne oldu?
Bütün deliller gösteriyor ki değişen Esad olmadı; Başbakan Erdoğan’ın tavırları değişti.
Bir anda sırt dönüldü, hakaretler başladı, teröre destekler başladı, ABD’nin ve İsrail’in ekmeğine yağ sürüldü.
Davos’ta söz ile İsrail’e “one minute” diyen Erdoğan, bu sefer İsrail ile kol kola Müslüman Suriye’ye, Müslüman Esad’a “one minute” dedi ama sadece sözle değil, fiili olarak, icraat olarak…
3 yıldan beri Suriye halkı bir taraftan Türkiye üzerinden sokulan silahlarla, bir taraftan da İsrail üzerinden giren askeri araçlarla, silahlarla katlediliyor.
Geçtiğimiz günlerde, İsrail Şam’a ve askeri tesislere havadan operasyon düzenlemişti; Rusya kulağını çekince bunları rafa kaldırdı. Ama terör üzerinden vurmaya devam ediyor. Birkaç gün önce de Suriye ordusu, Golan Tepeleri üzerinden Suriye’ye giren bir İsrail aracını iş üzerindeyken imha etti.
Ayrıca teröristlerin elinden kurtarılan Kusayr ilçesinde İsrail yapımı, içinde dinleme ve parazit cihazlarıyla donatılmış araçlar bulundu.
Hadi İsrail kendi menfur emelleri için bunları yapıyor da bizimkilere ne oluyor? Türk milletinin menfaatine hareket etmediklerine göre kim adına terör unsurlarına destek veriyorlar?
Bu arada öğrendik ki, İsrail ile ilişkilerde en gerilimli dönemde bile AKP’li Türkiye İsrail’den yaptığı ithalatı rekor düzeyde artırmış. Söz konusu dönemde ithalat yüzde 44 artarak 560 milyon dolara yükselmiş.
Yani anlayacağınız “one minute” da tiyatro, “özür” de… İsrail’le ilişkiler AKP iktidarında tam gaz, kesintisiz bir şekilde devam etti.
Başbakan “one minute”la bir dönem milletin gazını aldı, şimdi de İsrail “özür”le gaz alıyor. İsrail için yapılacak icraatların dozajına göre tiyatronun senaryosu değişiyor.
Bakalım Rusya kayasına toslamış olan bu umutsuz tek taraflı aşk, daha ne kadar devam edecek?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025