Dünyada her varlığın, her değerin, her kurumun üç aşaması vardır: İcat, inşa, ibda. Dünyada var olan her şey, önce Allah tarafından yaratılır, yani icad edilir. Sora insanlar ondan biyolojik ihtiyaçlarını gidermek üzere inşa yaparlar. Bununla yetinmeyip estetik, bediiyyat, güzel duyu denilen duyusal ihtiyaçlarını gidermek için de ibda yaparlar. İşte estetik, insanın ibda faaliyetinin bir karşılığıdır. Canlı cansız varlıklar arasında sadece insanlar, estetik değere ihtiyaç duyarlar ve güzellik duygusu, sadece insanda vardır ve bu güzellik insanî bir ihtiyaçtır. Estetik değer, sadece belagat anlamında edebiyatla, sözle ilgili bir iş değildir. Estetik değer, insanın sözünden giyimine, davranışlarından, evine, şehrine kadar hayatının her alanını kapsar. İslam'ın da temel kavramlarından biri güzelliktir. Kainâtta tabii olarak güzellik vardır. Somut varlıkların kendisinde ve aralarındaki düzende hüsn-i mücerred, soyut güzellik vardır. İnsan kainâtta münderic olan bu soyut güzelliği bulup keşfedecek ve hayatına uyarlayacaktır ki o zaman mükemmel insan olsun. Ahmet Yesevi bu anlamda da zengin bir kaynaktır. Günümüz Türk milletinin estetik değer ihtiyaçlarını karşılamada, estetik meselesini halletmede kendisine dönülmesi gereken önemli bir hikmet deryasıdır. Şöyle der: "Ahir zaman ümmetleri süslerler evlerini; Nefslerine kapılıp bozarlar huylarını; Şan ve şevketler ile dik tutarlar boylarını; Aslan Babam sözlerini işitiniz teberrük." Pahalı, lüks, süslü, şatafatlı evler, villalar, apartmanlar maddi anlamda zenginlik gösterisi olabilir, ama estetik değildir. Mekan estetiği, insanın göz zevkini okşadığı gibi sadeliğin zarafeti ile, mütevazı yapısı ile insanların hasetlik duygularını değil, gıpta ve hayranlık duygularını uyandırmaktır. Davranış estetiği de insanların nefislerine kapılmayıp huylarını bozmamasıdır. Yani kibirlenmek, büyüklenmek, kötü söz söylemek, kırıcı olmak, zulmetmek, haksızlık etmek, hakaret etmek gibi huy bozuklukları davranış estetiğini yok eder. Yesevi de işte tam bu noktada uyarısını yapmaktadır. Şan ve şevketler ile boylarını dik tutmak da davranış estetiğini yok eden bir tutumdur. Söz estetiği, kainâttaki ilahî güzelliklerin farkına varıp bunları en güzel şekilde ifadeye dökmektir. Bu da sanattır, edebiyattır. Bu anlamda Türk edebiyatı çok zengin bir estetik birikime sahiptir. İslamî Türk edebiyatı, bu söz estetiğini mazmunlara dönüştürüp yüzyıllarca çok güzel şiirlerle dile getirmiştir. Yesevî bir hikmetinde şöyle der: "Gül aşkının sokağında bülbül oldum; Türlü türlü diller ile nâle kıldım; Bütün işlerden âşıklığı ben zor bildim; Her ne kılsan, âşık kıl sen perverdigâr," Bu yazı dizimizin sonunda şu toplu değerlendirmeyi yapıyoruz: Hoca Ahmet Yesevî, Türklerin Müslümanlığı öğrenmesinde, eğitilmesinde etkisi büyük olan seçkin bilgelerimizden, din ve tasavvuf büyüklerimizden biridir. Özellikle hikmetleriyle bize yüzyıllar boyu yol göstermiş, yolumuzu aydınlatmış, bizi doğru yola çağırmıştır. Kötülük yapmış, günah işlemiş ya da işleme durumunda olan Müslüman Türkleri etkili, kısa, veciz hikmetleriyle arınmaya, tevbe etmeye, temizlenmeye, kötülüklerden vazgeçmeye, mükemmel insan olmaya çağırmıştır. Onun arınma yöntemleri arasında kendi varlığını Allah'ta eritmek, kibirlenmemek, ağlamak, tevbe etmek, büyük bir Allah aşkı duymak, nefsi terbiye etmek, iyilik yapmak çok önemli bir yer tutar. Bütün bu yöntemler, bize bizi hatırlatan yani insan olduğumuzu hatırlatan, bizi insanî özümüze dönmeye davet eden yöntemlerdir. Bu bakımdan özellikle bugünkü modern zamanlarda materyalizmin, dünyaya taparlığın, yüzeysel, görünen değerlere önem vermenin arttığı bu zamanda arınmaya çok ihtiyacımız var ve bu konuda bize Ahmet Yesevî en iyi örneklik yapacak bilgelerimizden biridir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015