Yer açın, Fetullah'çılar geliyor! FETÖ'nün mahkûmlara bir kıyağı oldu, tastamam 38 bin hükümlü tahliye ediliyor.
Zaten mevcutlara zar zor yer bulunurken bir de Gülen cemaatinden mi dersiniz, FETÖ mü dersiniz binlercesi sökün etmez mi mapushanelere?
17 Ağustos tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'a eklenen geçici maddeyle 1 Temmuz 2016 tarihine kadar işledikleri suçlar yüzünden mahkûm olan ya da olacaklar için iki önemli değişiklik yapıldı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın yaptığı açıklamaya göre bu düzenleme sonucunda ilk etapta açık ve kapalı ceza infaz kurumlarından 38 bin kişi salıverilecek.
Biz de soruyoruz: Hükümet'in yaptığı işin adı "af" değil de nedir? Af lafı çıkmıyor ağızlarından vesselâm!
İlk olarak söz konusu yasanın 105/A maddesinde yer alan koşullu salıverilme süresine ilişkin düzenlemedeki "bir yıl" ibaresi "iki yıl" olarak değiştirildi. Bu sayede koşullu salıverilmesine iki veya daha az yıl kalan hükümlülerin cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar ki kısmının denetimli serbestlik altında infazı mümkün olacak.
İkinci olarak ise, aynı yasanın 107. maddesinde yer alan süreli hapis cezasına çarptırılan hükümlülerin cezalarının üçte ikisini cezaevinde çekmeleri halinde koşullu salıverilmeden yararlanmalarına ilişkin düzenleme değiştirilerek cezalarının yarısını cezaevinde çekmeleri, koşullu salıverilmeden faydalanmalarına imkân verecek şekilde değiştirildi.
Aslında cezaevlerinin durumu Türkiye'nin kanayan yarasıdır. Yeni cezaevlerinin yapılması ya da çıkarılacak af yasaları ve benzer düzenlemelerle hapishanelerde yer açmak çözüm değildir.
Cezaevlerindeki doluluğun en önemli nedeni yükselen suçlu sayısıdır. Suç ve suçluluğun önlenmesi için tedbirler alınmalı ve dahi toplumdaki ekonomik krize çare bulunmalıdır.
Ceza infaz kurumlarının sorunları olsun, suçlu sayısındaki artış olsun, tüm bunlar siyasal iktidarın izleyeceği suç politikası ile ilgili olduğu kadar ekonomi politikasıyla da yakından ilgilidir.
Cezaevlerindeki dolulukla ilgili bir önerimiz de şudur:
Bağımlıların uygun terapi kurumlarında barındırılmaları gerekirken cezaevine konulmaları da doluluğu arttıran bir başka nedendir; bu hastalar için iyileşebilecekleri sağlık kurumları çare olur kanaatindeyiz.
Zaten mevcutlara zar zor yer bulunurken bir de Gülen cemaatinden mi dersiniz, FETÖ mü dersiniz binlercesi sökün etmez mi mapushanelere?
17 Ağustos tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'a eklenen geçici maddeyle 1 Temmuz 2016 tarihine kadar işledikleri suçlar yüzünden mahkûm olan ya da olacaklar için iki önemli değişiklik yapıldı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın yaptığı açıklamaya göre bu düzenleme sonucunda ilk etapta açık ve kapalı ceza infaz kurumlarından 38 bin kişi salıverilecek.
Biz de soruyoruz: Hükümet'in yaptığı işin adı "af" değil de nedir? Af lafı çıkmıyor ağızlarından vesselâm!
İlk olarak söz konusu yasanın 105/A maddesinde yer alan koşullu salıverilme süresine ilişkin düzenlemedeki "bir yıl" ibaresi "iki yıl" olarak değiştirildi. Bu sayede koşullu salıverilmesine iki veya daha az yıl kalan hükümlülerin cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar ki kısmının denetimli serbestlik altında infazı mümkün olacak.
İkinci olarak ise, aynı yasanın 107. maddesinde yer alan süreli hapis cezasına çarptırılan hükümlülerin cezalarının üçte ikisini cezaevinde çekmeleri halinde koşullu salıverilmeden yararlanmalarına ilişkin düzenleme değiştirilerek cezalarının yarısını cezaevinde çekmeleri, koşullu salıverilmeden faydalanmalarına imkân verecek şekilde değiştirildi.
Aslında cezaevlerinin durumu Türkiye'nin kanayan yarasıdır. Yeni cezaevlerinin yapılması ya da çıkarılacak af yasaları ve benzer düzenlemelerle hapishanelerde yer açmak çözüm değildir.
Cezaevlerindeki doluluğun en önemli nedeni yükselen suçlu sayısıdır. Suç ve suçluluğun önlenmesi için tedbirler alınmalı ve dahi toplumdaki ekonomik krize çare bulunmalıdır.
Ceza infaz kurumlarının sorunları olsun, suçlu sayısındaki artış olsun, tüm bunlar siyasal iktidarın izleyeceği suç politikası ile ilgili olduğu kadar ekonomi politikasıyla da yakından ilgilidir.
Cezaevlerindeki dolulukla ilgili bir önerimiz de şudur:
Bağımlıların uygun terapi kurumlarında barındırılmaları gerekirken cezaevine konulmaları da doluluğu arttıran bir başka nedendir; bu hastalar için iyileşebilecekleri sağlık kurumları çare olur kanaatindeyiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023