logo
24 NİSAN 2025

Açık kapı politikası

18.04.2022 00:00:00

Ortaçağdaki kavimler göçüne dönüşen sığınmacı akını Türkiye'yi göçmen deposu yaptı. Hükûmetin "gelene geç" dediği tavrı sınırlarımızı kevgire çevirirken pek çok sorunu da beraberinde getirmiş oldu. Sığınmacıların kendileri, aile bireyleri ve çocuklarının dil, eğitim, gelenek ve görenek, kılık ve kıyafet farkları dolayısıyla Türk toplumuna uyum sağlamaları bakımından bir kültür çatışmasını, bir doku uyuşmazlığını ortaya koydu.

Sığınmacıların amacı Türkiye'de ya da gidebilirlerse Almanya gibi bir Avrupa ülkesinde daha iyi koşullarda bir iş bulup veya bir iş kurup çalışmaktır. Yabancıların Türkiye'de çalışmaları ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan izin almalarına bağlıdır. Oysa izinsiz çalışan sayıları oldukça kabarık yabancı güç varlığı, Türkiye'deki işsiz sayısına denk gelmektedir. Bunun adı da haksız rekabettir.

Bu koşullarda Türkiye, sakıncaları ortada olan bir açık kapı politikasını daha fazla sürdüremez. AB (Avrupa Birliği) ülkelerinin "Türkiye'ye bir miktar para verelim, sığınmacılar orada kalsın" yaklaşımı, bu durumun oluşturacağı sorunlar bakımından Türkiye'nin kabul edebileceği bir çözüm olamaz. Bu insanlık sorununun çözümünde sığınmacıların asıl ulaşmak istedikleri hedef konumundaki AB ülkelerinin de sorumluluk üstlenmesi gerekir. Aksine durumda, "kavimler göçü" benzetmesiyle Ortaçağa göndermede bulunduğumuz gibi, "köle ticareti" ya da insan ticareti" ile yüz yüze gelmiş oluruz.

İnsani açıdan işin hukuki boyutlarını yokladığımızda;

*10 Aralık 1948 günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca (BMGK) kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 14'üncü maddesine göre: "Herkes, zulümden kurtulmak için başka ülkelere sığınmak ve bundan yararlanmak hakkına sahiptir. Bu hak, gerçekten siyasal nitelik taşımayan suçlardan kaynaklanan ya da BM'nin amaçlarına ve ilkelerine aykırı eylemlerden kaynaklanan kovuşturmalar durumunda öne sürülemez."

Adi suçlardan kaynaklanan kovuşturmalar dolayısıyla sığınma talebinde bulunulamaz. Bir devletin yabancı uyruklu bir kimseye sığınma hakkı tanıması, sığınmacı olarak kendisine geldiği devletin baskısından uzak, süreli veya süresiz bir özgürlük desteği vermesi niteliğindedir. Ancak bu durum, sığınmacının konuk olduğu ülkenin güvenliği, kamu düzeni ve ekonomisi bakımından bir tehlike oluşturmamasına bağlıdır.

*1951 Birleşmiş Milletler Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Cenevre Sözleşmesi. Bu sözleşmeye taraf olmamız gereği hazırlanan 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu. 

Uluslararası ve iç hukuk açısından sığınma hakkı istemi yasal yollardan gelen göçmenler için ve "mülteci" statüsünü kazananlar için söz konusudur.

Ülkemizde "mülteci" sıfatını kazanmış binler karşısında bu statüyü kazanamamış milyonlarca göçmen bulunmaktadır. Bunlar için AKP iktidarının politik aczi sınır güvenliğimizi de yolgeçen hanına çevirmiştir.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
Rusya'dan Avrupa'ya sert uyarı
'Saldırı olursa nükleer kullanırız'
Ekim Apartmanı davasında 22 yıl 6'şar ay hapis talebi
42 kişi yaşamını yitirmişti
Bosna Hersek'te neler oluyor?
Gerginlik, iç savaşa dönüşür mü?
Erdoğan'dan İstanbul depremi açıklaması
'Kentsel dönüşüm projelerini süratle...'
Kıbrıs mesajı
'Kıbrıs hiçbir zaman Rum adası olmamıştır'
DEM Parti heyeti Adalet Bakanı ile görüştü
Ertelenen görüşme gerçekleşti
Yenidoğan çetesi davası
Davanın 4. duruşması sürüyor
Onlarca şehit daha
İsrail Gazze'de katliama devam ediyor
Artçılar sürüyor
Sayıları 300'e yaklaştı
ABD'de 12 eyalet Trump yönetimine dava açtı
"Gümrük vergileri sonlandırılsın"
Büyük İstanbul depremi ne zaman olabilir?
İstanbul bu depreme hazırlıklı mı?
Trump'tan Rusya-Ukrayna müzakereleri ile ilgili açıklama
"Rusya ile anlaştık, sıra Zelenskiy'de"
Depremi ABD'li GPS SATURN gemisi mi tetikledi?
DMM o iddiayı yanıtladı
15 km uzunluğunda 9.5 km genişliğinde
AFAD kırılan segmenti açıkladı
İstanbul'da 3,7 büyüklüğünde deprem
Artçı sarsıntılar devam ediyor
Rusya'dan Avrupa'ya sert uyarı
'Saldırı olursa nükleer kullanırız'
Ekim Apartmanı davasında 22 yıl 6'şar ay hapis talebi
42 kişi yaşamını yitirmişti
Bosna Hersek'te neler oluyor?
Gerginlik, iç savaşa dönüşür mü?
Erdoğan'dan İstanbul depremi açıklaması
'Kentsel dönüşüm projelerini süratle...'
Kıbrıs mesajı
'Kıbrıs hiçbir zaman Rum adası olmamıştır'
DEM Parti heyeti Adalet Bakanı ile görüştü
Ertelenen görüşme gerçekleşti
Yenidoğan çetesi davası
Davanın 4. duruşması sürüyor
Onlarca şehit daha
İsrail Gazze'de katliama devam ediyor
Artçılar sürüyor
Sayıları 300'e yaklaştı
ABD'de 12 eyalet Trump yönetimine dava açtı
"Gümrük vergileri sonlandırılsın"
Büyük İstanbul depremi ne zaman olabilir?
İstanbul bu depreme hazırlıklı mı?
Trump'tan Rusya-Ukrayna müzakereleri ile ilgili açıklama
"Rusya ile anlaştık, sıra Zelenskiy'de"
Depremi ABD'li GPS SATURN gemisi mi tetikledi?
DMM o iddiayı yanıtladı
15 km uzunluğunda 9.5 km genişliğinde
AFAD kırılan segmenti açıkladı
İstanbul'da 3,7 büyüklüğünde deprem
Artçı sarsıntılar devam ediyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.