Bugüne kadar Ankara'da bir şekilde koltuk kapanlar ve onların beslemesi kimi medyaya tünemiş "ekonomist"ler, yıllardan beri Türk ekonomisinde millet adına nefes aldıracak bir adım atılmadığını çok iyi biliyorlar. Bu gerçeği, sağı da biliyor, solu da biliyor? Liberali de biliyor, milliyetçi geçineni de biliyor, muhafazakar pozlara bürüneni de, İslamcı gömleğini değiştiren ne idüğü belirsiz neo-liberali de biliyor.Vakıa ortada? Tarım bitti. Eken pişman, biçen bin pişman? İmalat durdu, sanayi stopladı; dev üreticiler, bırakın bir şey üretmeyi, artık başlarının fasoncusu dahi olamaz duruma geldi. Milyonlarca kepenk kapandı kapanıyor. İşsizlik aldı başını gidiyor.Köylünün, çiftçinin, esnafın, sanayicinin ne cebinde para var, ne kesesinde, ne kasasında? Geniş halk kesiminin tüketim kabiliyeti yok oldu; piyasada yaprak kımıldamıyor.Milletin ahvali böylesine vahim iken, devlet de ondan farklı değil? Devlet ve millet malı yüzlerce işletme "özelleştirme" adı altında ecnebiye peşkeş çekilmesine rağmen, milletin madenleri, kaynakları ve vatan toprakları yabancılara satılmasına rağmen, devletin borç yükü katlandıkça katlanıyor, 200 milyar dolardan 600 milyar dolarlara tırmanıyor. Cari açık, dış ticaret açığı rekor üstüne rekorlar kırıyor. Devlet hazinesi, ecnebinin karşılığı olmayan "maliyetli kağıt"ını yüksek faizler karşılığında "para" diye, "kredi" diye borçlanıyor. Olan yine millete oluyor? Bütün bu tezgahtarlıklar, zam olarak, vergi olarak, stopaj olarak vatandaşa dönüyor, halkın sırtına biniyor.Sağı-solu yok; bütün bu gerçekleri, herkes biliyor. Dahası var? Hiçbir çözümleri ve projeleri olmadığı halde "hariçten icazet ve dürtüklemelerle" işbaşına geçenler, küresel sömürgecileri, milletin sırtından besliyorlar; küresel sömürgeciler de bunları kolluyor, fonluyor, koltuklarını ve makamlarını garanti ediyor?Hepsi, bu batık ekonomi tablosu karşısında kendilerinin hiçbir çözümlerinin olmadığını da biliyorlar. Nitekim bu siyaset ve medya tüccarlarının, müflis IMF'ye, şirazesi çıkmış AB'ye, batmış ABD'ye sarılmaları biraz da bu yüzden?Hatta hepsi, bu batmış ve çökmüş ekonominin vaziyetini, ancak BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin düzeltip şahlandırabileceğini de adları gibi biliyorlar. Zira yüzlerce bilim adamı ve dünya çapında ekonomist, bu işi ancak Prof. Dr. Baş halleder diye haykırıyor. 4 tane Uluslar arası kongre yapıldı; sağır sultanlar bile bu gerçekleri ve bilimin haykırışını duydu. Türk milletinin ayıkmasını ve Prof. Dr. Baş'ın model ve formülleriyle halkımızın kendi emeğine, kendi kaynaklarına ve kendi topraklarına sahip çıkmasını istemeyen "ecnebi güdümlü" yerliler, BTP'nin siyaset sahnesinde yepyeni bir çığır açacağını fark edince, karartma yöntemlerine sarıldılar. Halka, suret-i Hak'tan görünerek "Çok iyi insanlar, Haydar hoca çok mükemmel bir lider, ama iktidar olmaz ki canım?" türünden şeytanı bile hayrete düşüren ayartmalar yaptılar. Fakat 41. parti olarak siyaset hayatına adım atan BTP'nin, her bir seçimde kademe kademe, önce 22, sonra 17, sonra 12, sonra 6'ıncı sıraya yükselmesine; şimdi de Türkiye'nin ilk dört partisinden biri olmasına mani olamadılar. BTP, iktidar olmuş nice partileri solladı ve şimdi ilk dört büyükler arasında?BTP'nin bu sağlam ve emin adımlarla yükselmesine engel olamayınca, önceki seçimde "BTP'nin projeleri, Prof. Dr. Baş'ın modeli tamam, çok güzel; ama yaptırmazlar ki?" safsatasını halkın kulağına fısıldadılar. Ancak yine tutturamadılar. Çünkü Prof. Dr. Baş'ın modelinin şanı dünyayı tuttu; Rusya uygulamaya başladı. ABD, can simidi gibi sarılmaya koyuldu. AB devletleri ve Baltık ülkeleri istifade etmeye koştu. Böylece, bu gerçekleri gözlemleyen halk, kulaklarına fısıldayan siyaset şeytanlarına, "dünya bu modeli uyguluyor, kim yaptırmayacak" cevabını şamar gibi yapıştırma gücünü kendinde buldu. Halkımızın BTP'ye olan bu büyük rağbet sürecinin somut ifadesi olarak, iktidar partisinden birçok belediye başkanı BTP'ye katıldı. Millet nezdinde, iktidara aday ve hazır tep parti kaldı; o da BTP? Amerikan ekonomisi ve kapitalizmin çöküşü karşısında yapılan ekonomik manevralar, BTP'nin ve Prof. Dr. Baş'ın ne kadar haklı ve doğru olduğunu, Türk milletine adeta birkez daha keşfettirdi.Türk vatandaşı şunları görmüyor mu: ABD, bu haftaki 850 milyar dolarlık paket de eklendiğinde son 3-4 ay içinde kağıdı yeşile boyayıp 2 trilyon dolar olarak piyasaya sürüyor. ABD'nin "yardım paketi" diye bu "boyalı kağıdı" verdiği bankalar, Türkiye'dekilerin, yüzde bilmem kaç faiz ile borç aldıkları ağabeyleri? Türkiye'dekilerin bu karşılıksız boyalı kağıtlara vatanımızı sattıkları ecnebi yandaşları? Türkiye'dekilerin enerji dahil birçok ihale başta olmak üzere, yerli bankaları devrettikleri amcaları? ABD, karşılıksız kağıtla, dünyayı hortumluyor, Türkiye'yi hortumluyor. Bizim akl-ı evvel de de onlara teşrifatçılık yapıyor, tezgahtarlık yapıyorlar... Prof. Dr. Baş, yıllardan beri işte bu büyük oyunu ve "Türkiyeli ekonomi tetikçileri"ni fark ettirmeye çalışıyordu halkımıza. Batan Amerikan ekonomisine dair çırpınışlar, bu gerçeğin fark edilmesini daha da hızlandırdı. Türk milleti, Prof. Dr. Baş'a, çok haklısın hocam, biz bilemedik, bizi yanılttılar, kendimiz ettik kendimiz bulduk, daha bunlara pirim yok, vatan, millet ve devletin selameti için artık seninle beraberiz, artık iktidar olma hakkı ve sırası sadece sende, diyor.Bu ayıkma ne kadar hızlı olursa, Türkiye o kadar erken kurtulur. ABD'nin çırpındıkça batışının Türkiye'ye böyle bir faydası var.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019