Kadir Gecesi saat 3 civarlarıydı. Haberlere bakarken Bağımsız Türkiye Partisi Sözcüsü Emre Polat'ın paylaşımını gördüm.
'Saray'ın şeyi' diye başlıyordu. Haliyle meraklandım. Sayın Polat meğer Murat Bardakçı'dan bahsediyormuş. Yazık! 66 yaşında olmadığı bir şeyin şeşi kalmıştı, onu da oldu. Artık 'şeyin şeyi' olarak gözleri de açık gitmez.
Ne dedi, ne yazdıya gelmeden önce niçin yazdı, kimin için yazdı, soruları önemli.
Çünkü ülkemizde ekonomi, hukuk, din, spor, tarih vs. gibi hemen her alanda köşe başları tutulmuştur. Başkalarına söz ettirmezler. Edenleri duyurmamak için çalışırlar. Yani gerçeği gizlerler.
Diğer ifade ile o meşhur 'üst akıl' tarafından kimisi tarih, kimisi din, kimisi hukuk, kimisi ekonomi ve her alanda köşe başlarına monte edilmiş, kendilerini otorite sanan ama patentinde rakamları okunabilen kişilerdir bunlar.
Bu ülkede her alanda bu kadar uzman varken eğer gündemimiz hala adalet, hala tarih, hala ekonomi, hala depremler, hala sosyal ahlak hala din ticareti ise demek ki bu alanda kendini otorite görenler 'şeyin şeyi' olmuşlardır.
Aslında mevzu sadece Bardakçı'da değil bence! Topu, hepsi. Çok zorlarına gitti.
Gerek Merhum Prof. Dr. Haydar Baş ve gerekse Haydar Baş'ın sancağını aynı yürek ile taşıyan BTP Lideri Hüseyin Baş'ın çıkışları zorlarına gitti, otoritelerini sarstı.
Örneğin ülkemiz ekonomist kaynıyor. Ama milletimiz senyoraj, madenler, milli para kavramlarını Prof. Dr. Haydar Baş'tan öğrendi.
Ülkemiz dinci kaynıyor. Ama insanımız Ehl-i Beyt hakikatini, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 222 Sünni kaynağı ortaya koymasıyla öğrendi.
Ülkemiz tarihçi kaynıyor. Ama insanımız tarihi, Prof. Dr. Haydar Baş'tan öğreniyor.
Ülkemiz coğrafyacı ve jeoloji mühendisleri ile dolu. Ama 3 katrilyon dolarlık madenleri Haydar Baş dile getirdi. Örnekleri çoğaltabiliriz.
Bardakçı'ya gelirsek! Zoruna gitti. 30 yaşında bir genel başkan şöhretli (!) tarihçinin yapamadığını daha doğrusu yapmak istemediğini yaptı ve yılların yalan-talanına resmi olarak son verdi.
Şimdi sokaklarda, 'Ey Bardakçı! Sen nasıl bir tarihçisin ki bu hakikatleri resmi olarak belgelemedin ve insanımızın, Lozan üzerinden, Atatürk üzerinden istismar edilmesine razı oldun' sorularının muhatabı oldu, olacaktır da.
Ey Bardakçı! Sen nasıl bir tarihçisin ki, Prof. Dr. Haydar Baş belgelerle Kürtlerinde Türk boyu olduğu ırk olarak da, din olarak da kardeş olduğunu ortaya koydu. Sen ne yapıyordun?
Ey Bardakçı! Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Hoş Geldin Atatürk' eserinde ortaya koyduğu belgeler açık ve net.
Yunan tarihçileri bile Osmanlı arşivlerinden Atatürk'ün soy ağacını çıkardı. Ehl-i Beyt'ten, dedi. Sen nasıl tarihçisin ki ağzını bile açamadın?
Yoksa! Evet, evet. Anlaşılan Atatürk, senin de boğazına kılçık olmuş.
BTP Sözcüsü tarihçi Emre Polat yaptığı açıklamada: 'Murat Bardakçı isimli bir şahıs, Genel Başkanımızın "Lozan'da gizli madde var" yalanını ortaya çıkarma gayretinden rahatsız olmuş. Bunu da kendisine yakışan bayağı üslubuyla ifade etmiş.
Öncelikle belirtmek isterim ki, kendisine uygun bir sıfat bulamadım. "Sarayın tarihçisi" diyeceğim tarihçi değil. "Sarayın gazetecisi" diyeceğim gazeteci değil. Biz en iyisi "Sarayın şeyi" diyelim.
Ama bildiğimiz başka sıfatları var.
Mesela belli etmemeye çalışır ama Atatürk'ü hiç sevmez, hatta nefret eder. Kim bilir belki de bu özelliğini babasından almıştır.
Babası Anıtkabir'e "utanç çukuru" diyecek kadar azılı bir Atatürk düşmanıydı. Atatürk'ün dindarlığı kendisini fazlasıyla rahatsız eder.
Çünkü ona "Atatürk'ü dinsiz gösterme" misyonu verilmiştir. Bu misyonunu yıllardır yerine getirir.
Hatta Atatürk'ün soyu ile ilgili açıklamalar yapan bir şahsı, eğer bu söylemlerine devam ederse bir dönem tarih programı yaptığı TV kanalına çıkarmamakla tehdit edecek kadar azılı bir Atatürk düşmanıdır.
Dediğim gibi tarihçiliği yoktur ama parayla Osmanlı arşivlerinden belgeler çıkarttırıp transkript ettirir. Sonra da bunları kendi çıkarıp okumuş gibi pazarlar, kitaplar yayınlar. Bitti mi, hayır. Kurtuluş Savaşı'na İstiklal savaşı denmesinden rahatsız olur.
Kim bilir belki de İstiklal Harbi'nde bazı atalarının başına işler gelmiştir. Ki "istiklal" kelimesi kendisine fazlasıyla batar."
66 yaşında 'şeyin şesi' unvanını kazanan Bardakçı, BTP liderinin gündeminden, CİMER'in cevabından ve yapılan yorumlardan neden rahatsız olmuş olabilir?
Diyor ki, 'ben 10 yıl önce bu yazıyı yazdım'. Ama 10 yıldır bu fitne aynı devam ediyordu. Halk senin yazınla değil CİMER'in resmi cevabıyla tatmin oldu. Neden zoruna gitti?
Sonra üslubuna dikkat et. Biz onurlu insanlarız. Bizim dilimiz de Zülfikar'dır. Doğru yanlıştan ayırdığı gibi kimine rahmet olur, kimini de karanlığa gönderir.
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025