AKP hükümetinin 28 Şubat sürecini ele alış tarzı ve siyaset malzemesi yapması, çok su kaldıracak…
28 Şubat sürecini, birkaç askerin tank yürütmesi olarak ele alanlar, asıl tablonun üstünü örtüyor, demektir.
28 Şubat sürecini, dönemin koalisyon hükümetinin istifaya zorlaması ekseninde değerlendirenler, gerçeklerin üstüne şal çekiyor demektir.
29 Şubat, Mevlana’nın benzetmesiyle bir “fil”dir, hatta bir ahtapottur.
Kimisi, filin bacağından tutuyor, sütundur diyor. Kimisi, filin borusundan tutuyor, borudur, diyor. Kimisi, filin kulağını elliyor, çanaktır, diyor.
Halbuki fil, söylenenlerden çok farklı bir şeydir.
28 Şubat da öyle…
AKP kurmaylarının seslendirdiklerinden çok başka bir şeydir.
28 Şubat, bir “Amerikan fili”dir, Amerika’nın “BOP fiili”dir.
28 Şubat, ABD-İsrail-NATO ahtapotudur.
Ahtapotun kollarının uzanmadığı, kıskıvrak yakalayıp dönüştürmediği devlet ve millete ait değer ve kurum kalmamıştır.
28 Şubat’ta, asıl darbeyi Türk milleti ve Türk askeri almıştır.
Bu darbeyle, Müslüman millet ile kendi evladı olan Türk ordusu arasında, öyle bir uçurum, öyle bir düşmanlık oluşmuş ki, işgalci Amerikan askerlerine dua edilir olmuştur.
28 Şubat, en ağır darbeyi İslam’a ve gerçek dindarlara vurmuş, “Amerikancı Müslüman” türetilmiştir.
Nitekim bu süreçte İslam, “Ilımlı İslam” adıyla içi boşaltılarak Amerika’ya ve Vatikan’a uyumlu hale getirilmiştir. Müslüman millet, dinlerarası diyalog furyasıyla Hıristiyanlaştırılma operasyonuna tabi tutulmuştur.
Böylece milletimizin dininde, kimliğinde ve birliğinde mikro operasyonlar yapılmış, bölünmüş, parçalanmıştır. Bu operasyona tabi tutulanlar, Irak ve Afganistan'daki vahşi işgalde Amerika'nın safında yer aldılar, Suriye ve İran'a yönelik yeni tezgahta da Haçlı'nın yanında nara atıyorlar.
Kilise’nin ve Amerika’nın kucağına sığınan “hoca efendi” kılıklı papaz-severler, hem 28 Şubat sürecinin mimarlarınca baştacı edilmişler, hem de bu sürecin sivil toplum mühendisliğinin baş aktörleri olmuşlar.
Bu gerçeği görmek için, ADL ve JİNSA gibi küresel Yahudi lobileri ve Haçlı temsilcileri tarafından, 28 Şubat’ın apoletli aktörü Çevik Bir ile aynı zamanlarda ziyaret edilen hoca efendi fotoğraflarına bakmak yeterlidir.
Evet, 28 Şubat süreci, Türk siyasetine indirilmiş büyük bir Amerikan darbesidir…
Ancak ana rahmine 28 Şubat günü düşen partiler ve onların Amerikan icazetli kadroları, suyun içindeki balık gibi bu gerçeği idrak ve ifade edemezler.
Dahası, 28 Şubat’ın politik çocukları, samimiyetle 28 Şubat’ı hesaba çekemezler.
Nasuhi Güngör’ün ulufelere mazhar olmadan önce kaleme aldığı “Yenilikçi Hareket” adlı belge-kitap, 28 Şubat’ta ana rahmine düşen partilerin ve Amerika icazetli siyasetçilerin serüveni konusunda önemli bir ders kitabıdır.
Türk milleti, bu dersi okumadan geçemez; geçerse, bugünkü 28 Şubat şovlarıyla bir başka Amerikan operasyonuna tabi tutulur, aklı tutulur, tamamen teslim alınır.
28 Şubat süreci, köylüye, çiftçiye, işçiye, memura, kısaca yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla tüm vatan sathının sahibi olan millet evladına vurulmuş son darbedir.
Bu darbeyle siyaset tarlasına ekilmiş demokrasi çocukları, milletin varını-yoğunu ecnebilere satmış, milletin irade ve bağımsızlığını yabancılara devretmiş, milletin ekonomisini adı iflasa çıkmış liberal-kapitalizmin en ağır uygulamalarına maruz bırakmış, millet ve devleti borca batırarak Amerikan ve Avrupa şirketlerine sermaye aktarmıştır.
28 Şubat, topyekun İslam coğrafyasına yönelik bir BOP darbesidir.
28 Şubat’ta gömlek ve yürek değiştiren siyasetçiler, kendilerini yıllardan beri “mücahid ve emir’el mü’minin” diye yutturdukları Müslüman milletleri, işgalci Amerika’nın BOP maşası ve stratejik ortağı olarak kardeş katliamlarına sürüklemişler.
İslam coğrafyasında bugün, aynı 28 Şubat sürecini “ihtilaf ve mezhep savaşı çomağı” olarak devam ettiriyorlar.
Birileri, 28 Şubat ahtapotunun apoletli bir kolunu kodese tıksa ne çıkar… Toplumun en kılcal damarlarına kadar uzanmış 28 Şubat ahtapotunun yüzlerce kolu, milleti, devleti ve İslam coğrafyasını Amerika, Haçlı ve Vatikan adına teslim almaya, dönüştürmeye devam ettikten sonra!
28 Şubat sürecini, birkaç askerin tank yürütmesi olarak ele alanlar, asıl tablonun üstünü örtüyor, demektir.
28 Şubat sürecini, dönemin koalisyon hükümetinin istifaya zorlaması ekseninde değerlendirenler, gerçeklerin üstüne şal çekiyor demektir.
29 Şubat, Mevlana’nın benzetmesiyle bir “fil”dir, hatta bir ahtapottur.
Kimisi, filin bacağından tutuyor, sütundur diyor. Kimisi, filin borusundan tutuyor, borudur, diyor. Kimisi, filin kulağını elliyor, çanaktır, diyor.
Halbuki fil, söylenenlerden çok farklı bir şeydir.
28 Şubat da öyle…
AKP kurmaylarının seslendirdiklerinden çok başka bir şeydir.
28 Şubat, bir “Amerikan fili”dir, Amerika’nın “BOP fiili”dir.
28 Şubat, ABD-İsrail-NATO ahtapotudur.
Ahtapotun kollarının uzanmadığı, kıskıvrak yakalayıp dönüştürmediği devlet ve millete ait değer ve kurum kalmamıştır.
28 Şubat’ta, asıl darbeyi Türk milleti ve Türk askeri almıştır.
Bu darbeyle, Müslüman millet ile kendi evladı olan Türk ordusu arasında, öyle bir uçurum, öyle bir düşmanlık oluşmuş ki, işgalci Amerikan askerlerine dua edilir olmuştur.
28 Şubat, en ağır darbeyi İslam’a ve gerçek dindarlara vurmuş, “Amerikancı Müslüman” türetilmiştir.
Nitekim bu süreçte İslam, “Ilımlı İslam” adıyla içi boşaltılarak Amerika’ya ve Vatikan’a uyumlu hale getirilmiştir. Müslüman millet, dinlerarası diyalog furyasıyla Hıristiyanlaştırılma operasyonuna tabi tutulmuştur.
Böylece milletimizin dininde, kimliğinde ve birliğinde mikro operasyonlar yapılmış, bölünmüş, parçalanmıştır. Bu operasyona tabi tutulanlar, Irak ve Afganistan'daki vahşi işgalde Amerika'nın safında yer aldılar, Suriye ve İran'a yönelik yeni tezgahta da Haçlı'nın yanında nara atıyorlar.
Kilise’nin ve Amerika’nın kucağına sığınan “hoca efendi” kılıklı papaz-severler, hem 28 Şubat sürecinin mimarlarınca baştacı edilmişler, hem de bu sürecin sivil toplum mühendisliğinin baş aktörleri olmuşlar.
Bu gerçeği görmek için, ADL ve JİNSA gibi küresel Yahudi lobileri ve Haçlı temsilcileri tarafından, 28 Şubat’ın apoletli aktörü Çevik Bir ile aynı zamanlarda ziyaret edilen hoca efendi fotoğraflarına bakmak yeterlidir.
Evet, 28 Şubat süreci, Türk siyasetine indirilmiş büyük bir Amerikan darbesidir…
Ancak ana rahmine 28 Şubat günü düşen partiler ve onların Amerikan icazetli kadroları, suyun içindeki balık gibi bu gerçeği idrak ve ifade edemezler.
Dahası, 28 Şubat’ın politik çocukları, samimiyetle 28 Şubat’ı hesaba çekemezler.
Nasuhi Güngör’ün ulufelere mazhar olmadan önce kaleme aldığı “Yenilikçi Hareket” adlı belge-kitap, 28 Şubat’ta ana rahmine düşen partilerin ve Amerika icazetli siyasetçilerin serüveni konusunda önemli bir ders kitabıdır.
Türk milleti, bu dersi okumadan geçemez; geçerse, bugünkü 28 Şubat şovlarıyla bir başka Amerikan operasyonuna tabi tutulur, aklı tutulur, tamamen teslim alınır.
28 Şubat süreci, köylüye, çiftçiye, işçiye, memura, kısaca yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla tüm vatan sathının sahibi olan millet evladına vurulmuş son darbedir.
Bu darbeyle siyaset tarlasına ekilmiş demokrasi çocukları, milletin varını-yoğunu ecnebilere satmış, milletin irade ve bağımsızlığını yabancılara devretmiş, milletin ekonomisini adı iflasa çıkmış liberal-kapitalizmin en ağır uygulamalarına maruz bırakmış, millet ve devleti borca batırarak Amerikan ve Avrupa şirketlerine sermaye aktarmıştır.
28 Şubat, topyekun İslam coğrafyasına yönelik bir BOP darbesidir.
28 Şubat’ta gömlek ve yürek değiştiren siyasetçiler, kendilerini yıllardan beri “mücahid ve emir’el mü’minin” diye yutturdukları Müslüman milletleri, işgalci Amerika’nın BOP maşası ve stratejik ortağı olarak kardeş katliamlarına sürüklemişler.
İslam coğrafyasında bugün, aynı 28 Şubat sürecini “ihtilaf ve mezhep savaşı çomağı” olarak devam ettiriyorlar.
Birileri, 28 Şubat ahtapotunun apoletli bir kolunu kodese tıksa ne çıkar… Toplumun en kılcal damarlarına kadar uzanmış 28 Şubat ahtapotunun yüzlerce kolu, milleti, devleti ve İslam coğrafyasını Amerika, Haçlı ve Vatikan adına teslim almaya, dönüştürmeye devam ettikten sonra!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019