22 Temmuz seçimlerinde Türk milleti, Türkiye'nin gidişatını, geleceğini belirleyecek."Basit bir oy, basit bir seçim" diyerek duyarsız bir şekilde oyumuzu kullanmak bizleri karanlık yarınlara sürükleyebilir. Neden mi?Yıllardan beri uygulanan taşeron siyaset anlayışı ve IMF, AB ve ABD tavsiyeli politikalar bizi Batıya daha da bağımlı hale getirdi. Bu bağımlılık kanser hastalığı gibidir. Bir başladı mı sürekli bünyeyi tahrip ederek, zayıflatarak büyür ve neticede önü alınamayan bir noktaya varır.Bir dönem Dünya Bankasının danışmanlığını yapmış olan Nobel ödüllü Amerikalı Profesör Edward Prescott, IMF politikalarının uyuşturucu bağımlısı olan bir insana daha fazla uyuşturucu vermek gibi olduğunu ve IMF'nin derhal lağvedilmesi gerektiğini ifade ederek önemli bir gerçeğin altını çizmiştir.IMF, AB ve ABD'nin hedefi, proje sunduğu, müttefiğim dediği ülkeleri kalkındırmak değil, o ülkelerin stratejik olsun olmasın her kaynağını sömürmek, kendilerine tamamen bağımlı hale getirmek, o ülkelerde kendi çıkarlarına hizmet edecek hangi mevzu varsa onu hayata geçirmektir.Özellikle konu, 3 katrilyon dolarlık maden rezervi olan, yerüstünde de dünyanın en verimli arazilerini barındıran, tarihi ve stratejik konumu göz kamaştıran, küresel ısınmadan en az zarar görecek olan biricik ülkemiz, Türkiye'miz ise, tabii ki hedef sadece bunlarla sınırlı değildir.Batı, özellikle de ABD, ülkemizi vatan olarak seçmiş ve yakın bir gelecekte de Irak benzeri bir işgalin hayallerini kurmaktadır.Yani ABD'nin ve benzerlerinin hedefi sadece sömürmek değil, bu aziz vatan topraklarında bir Türk dahi kalmamasını sağlamaktır.Tabii, her türlü imkansızlığa rağmen muhteşem bir kurtuluş mücadelesi vererek dünyayı şaşırtan Türk milleti'nin inancı ve azmi, Atatürk'ün Cumhuriyeti koruma ve kollamakla görevli kıldığı güçlü Türk ordusu, ülkemiz üzerinde hesabı olanların bu hesaplarını altüst etmektedir.Küresel güçler, eğer şartlar uygun olsaydı, çok kısa bir zaman içerisinde Türkiye'yi Irak'a, Somali'ye, Afganistan'a çevirirlerdi, ama Türk Silahlı Kuvvetleri varken, Türk milletinin milli duyguları tamamen körelmeden bunu başaramazlardı.Bu demek değil ki, hiç işgal etmeyecekler, saldırmayacaklar. Ülkemizi bu noktaya getirmek için ekonomi, siyaset, din her sahada yıllardan beri planlarını hayata geçiriyorlar, sessiz devrim adı altında tahribatlar yapıyorlar.IMF, AB ve ABD tavsiyeleri dışında hiçbir adım atmayan, yalana teslim taşeron siyasiler sayesinde bayağı bir yol katettiler.Milli ekonomik projelerden sapılarak milletimiz hazine üzerinde oturan dilenci konumuna düşürüldü. Bunun sebebi ülke işgal için hazırlanırken, millet ekmek derdinde olsun, ülke meselelerine fazla kafa yormasın, hesap kurucular da sessiz sedasız işlerini halletsin.Yıllarca bunlar uygulandı ve son 4,5 yılda da hızlandı.Türk milletinin neyi var neyi yok yabancılara peşkeş çekildi, millet mecalsiz bırakıldı.Fakat Türk milleti öyle büyük bir millet ki, içerisinden yine büyük bir lider çıkarmayı başardı.Öyle bir liderdi ki bu, bütün bu oyunların farkına varmış ve büyük bir özveriyle her şeyini ortaya koyarak mücadele etmiş ve milletini ayıktırmaya çalışmıştır.Bu lider, ikinci kuvayı milliye lideri, çağın bilge insanı, dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli ile de sadece ülkemizin ekonomik ve siyasi problemlerine çözümler sunmakla kalmamış, aynı zamanda küresel emperyalizmin ayakları altında ezilen bütün ülkelere, milletlere çözüm kaynağı olmuştur.Adeta çözümün etrafında bütün ezilenleri kenetlemiştir.Uluslararası 3 kongrede, katılan yabancı bilim adamlarının "Milli Ekonomi Modeli ile Sayın Baş'a bir değil, binlerce Nobel verilse azdır" demesi bu sebepledir.Haydar Baş sayesinde Türk milleti,Çözümün varlığına inanmaktadır;3 katrilyon dolarlık maden rezervimiz olduğunu ve bu kaynakların kıyamete kadar en az 10 Türkiye'yi bakacağını bilmektedir;Özelleştirme adı altında yabancılara yapılan peşkeşten haberdardır;IMF, AB ve ABD'ye muhtaç olmadığımızı bilmektedir;Tek çözümün devlet-millet, asker-sivil tek bilek tek yürek olmamızdan geçtiğini bilmektedir;Yıllardan beri milletimizi kandıran siyaset anlayışının farkına varmıştır;Yıllardan beri yapılan suni kavgaların sebebini anlamış, birlik ve beraberliğin önemini kavramıştır.Haydar Baş, Türk milletinin ve çözüme hasret olan bütün ezilmiş milletlerin gönlünde taht kurmuştur.Çözümün merkezindedir, çözümün kendisidir.Tabii, 22 Temmuz seçimlerinde her türlü oyun oynanacaktır. Küresel güçler milletimizi her türlü kandırma girişiminde bulunacaklar ve son kozlarını uygulamaya koyacaklardır."Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez" deyip milyarlarca dolarlarını istedikleri sonucun çıkması için harcayacaklardır.4,5 yıllık AKP iktidarı döneminde yabancılara verilen ekonomik ve siyasi tavizlere bakılırsa bu harcanan milyarlar onlar için çerez hükmündedir.35 milyar dolarlık ham bakır rezervi bulunan Çayeli Bakır işletmelerinin 48 milyon dolara satıldığını düşünürseniz, sadece bir şirketi almakla bile bu masrafın kat kat fazlasını elde etmişlerdir.Millet olarak ayık olmalıyız.Başta da belirttiğimiz gibi, olay sadece basit bir seçim değil, ülkemizin ve milletimizin geleceğidir.Burada yapacağımız bir hata, ülkemizi çok büyük karanlılara sürükleyebilir, ya da oylarımızı çözümden yana kullanırsak, yeniden güçlenip dünyaya örnek bir ülke haline gelebiliriz.22 Temmuzda söz millete ait.Bu kadar uyarı ve ikazdan sonra, sonradan gelen pişmanlıkların bizi mesuliyetten kurtarmayacağını önemle belirtmek isterim.Çünkü artık biliyorsunuz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025