Öncelikle yeni yılımızın hayırlı ve bereketli olması dileğiyle başlayalım.
Elbette ki bu hayır ve bereket, tercihlerimizle de alakalıdır. Allah'ın bir nimet olarak verdiği aklımızı kullanarak tercihimizi çözümden yana kullanırsak, 2021'de yaşadığımız sıkıntılar geride kalır, yeni ve tertemiz bir sayfa açılır.
Aynı yanlışları yapmaya devam eder, çözüme sırt döner, yanlışı doğru kabul edip inatla ve ısrarla bu yanlışa sımsıkı sarılırsak sonuç 2021'i de aratır vaziyette olacaktır.
2021 yılı oldukça çalkantılı geçti. Özetle ne oldu derseniz şunu ifade edebiliriz:
Devletin de, şirketlerin de, vatandaşların da borcu arttı. Vatandaşların sadece bankalara olan borcu 1 trilyon liranın üstüne çıktı.
Ülkemiz dünyanın en kırılgan 5'lisi içindeydi, kırılganlığımız daha da pekişti.
Çalışanların maaşları eridi. 2021 Ocak ayında bir asgari ücret 384 dolar iken, 31 Aralık'ta 217 dolara kadar geriledi.
İcra dosyaları daha da arttı.
İntihar, cinayet, şiddet, hırsızlık, gasp, boşanma daha da arttı.
Ekonomimiz büyüdü derken, enflasyon 3 kat daha fazla büyüdü; yani büyürken küçüldük.
İhracatımız arttı derken, ithalatımız daha da arttı, yine zararına dış ticaret yaptık.
İstikrarsız piyasamızda siyasilerimizin yanlışlarıyla dolar bir fırladı, bir çakıldı, dalgalı kur politikası anafora dönüştü, ne kadar emek ve üretim varsa yuttu.
Yetkililerin "gözlerimdeki ışığa bakın" diyerek cambaza bak oyunu oynadığı ülkemizde, sanayici, üretici, ihracatçı, esnaf, tüccar ve topyekun vatandaşta zerre güven kalmadı, yaşanan belirsizlik sebebiyle üreticiler fiyat dahi belirleyemez oldu, insanlarımız bırakın yarına güvenle bakmayı bugünlerinden umutlarını kestiler.
Siyasiler, her zaman yaptıkları gibi, dini yine yaptıkları yanlışlar için bir örtü olarak kullanmaya çalıştılar. "Biz ne yapıyorsak bize Allah yaptırdı" diyerek yaptıkları fiillerin suçunu Allah'a yıkma gayretine girdiler. Önce faiz haramdır dediler, sonra vatandaşların birikimlerini faize yönlendirecek projeler üreterek, onların helallerini harama dönüştürdüler. Bir de faiz gelirine "helal" fetvaları verdirip sertifikalar üreterek din dairesinin tamamen dışına çıktılar.
Ekonomide, iç ve dış politikada, hukukta, kültürde, ahlakta, her konuda 2021 yılı, 2020'yi aratır vaziyetteydi, böyle devam edersek 2022'de de 2021'i arayacağız.
Hz. Peygamber'i (s.a.v.) "Mü'minin bir günü diğerine eşit değildir" hadisinin millet olarak tam tersini yaşıyoruz. Doğru, bugünümüz dünle, bu yılımız geçen yılla aynı değil, ama çok daha kötü. Halbuki Hz. Peygamber bu hadisi söylerken, her gün daha iyiye gitmemiz gerektiğinden bahsediyor.
Yine Peygamberimiz bu işin sırrını da söylüyor, "İlim Çin'de de olsa gidip alınız."
Bu gidin her şeyi Çin'den öğrenin anlamında değildir; ilmi, bilgiyi arayın anlamındadır.
Müslüman her an tekamül yani ilerleme içinde olması gerekir, yarını bugüne eşit olmaması gerekir.
Bugün Çin, Türkiye'den çıkan bir modeli hayat geçiriyor, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni... Yani Çin, Hz. Peygamber'in hadisinde ifade ettiği şeyi yapıyor, ekonomisini kurtarmak için ihtiyaç duyduğu ekonomi ilmini Türkiye'den çıkmış bir Müslüman Türk'ün Modelinden öğreniyor.
Biz Türk milleti ise, Çin'in peşinden koştuğu bu Modele yıllardır sırt dönüyoruz.
Doğru olan ilme sıt dönersen, içinde boğulduğun ve boğuşarak mağlup olduğun sorunlarından nasıl kurtulacaksın?
Değil Türkiye'de, dünyada tek çözüm modeli olan Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, vefatına kadar katıldığı tüm yılbaşı değerlendirme programlarında "Bu sene de en önemli olay bizlerin ve projelerimizin üstünün örtülmesi olmuştur" diyerek sitem ederdi.
Esasen, çözüm yanı başınızda olmasına rağmen sizler ona sırt dönerseniz, üstünü örtmeye çalışırsanız, sorunları en güzel şekilde madde madde anlatmanız da hiçbir şey ifade etmiyor. Çok iyi yorumcu olabilirsiniz, sorunları çok iyi tespit edebilirsiz, herkes sizi takdir ediyor, alkışlıyor, tweetinize "like" atıyor olabilir, hiciv sanatınız çok güçlü olabilir ama siz tek olan çözüme uzaksanız, hatta gizleme gayretindeyseniz bu yaptıklarınızın hiç ama hiç önemi yoktur.
Prof. Dr. Haydar Baş fırsatını kaçırdık, ama O bize o kadar büyük bir ilim ve eğitilmiş bir kadro mirası bıraktı ki... Kendisi bizzat "Bu fırsatı kaçırdınız, bari bunları kaçırmayın" diyerek yetiştirdiği kadrosunu göstermişti.
Dünya çapında bir model, Milli Ekonomi Modeli ve bu Modelin şifrelerini bizzat Modelin Sahibi'nden öğrenmiş Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kadrosu ve Lideri Av. Hüseyin Baş...
2021 yılı ülkemiz ve milletimiz adına tüm olumsuzlukların daha da derinleştiği bir yıl oldu ama umut veren tek şey ise, Türkiye'nin en genç Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın fikirleriyle, yorumlarıyla, duruşuyla, ortaya koyduklarıyla gerek siyaset dünyasında, gerekse milletimiz nezdinde daha da dikkat çektiği bir yıl oldu.
Milletimiz, doğru tercih yaparak, Milli Ekonomi Modeli'ni ülkemizde uygulayabilecek tek parti BTP'yi ve Lideri Hüseyin Baş'ı iktidara taşıdığı gün, artık her yıl sorunların derinleştiği bir Türkiye değil, dünyaya örnek lider bir Türkiye'yi göreceğiz.
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025