2014

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 2013 yılından 2014 yılına geçilirken yaptığı bir değerlendirmede "2014 yılı Ehl-i Beyt yılı olacaktır" demişti.Gerçekten de öyle oldu?Gazetemizin her hafta sonu 100'ü aşkın organize ettiği "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" panelleriyle, Sayın Baş'ın Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Ehl-i Beyt'in soyundan gelen bir seyyit olduğunu delilleriyle ortaya koymasıyla, yine Sayın Baş'ın Hz. Peygamber (s.a.a), Hz. Fatıma annemiz ve 12 imamın geniş bir şekilde anlatıldığı Ehl-i Beyt Külliyatı'nı tamamlamasıyla 2014 yılı Ehl-i Beyt yılı oldu.Ayrıca 2014 yılının bu son günlerinde Prof. Dr. Haydar Baş Bey Meltem TV'de yayınlanan Muharrem Bayraktar'ın hazırlayıp sunduğu "Diyalog" programının iki kez konuğu olup Ehl-i Beyt ile ilgili tarihi tespitlerde bulundu.Yani 2014 yılını Ehl-i Beyt ile açtık, Ehl-i Beyt ile kapattık. Ne mutlu bize ki 2015 yılına da Ehl-i Beyt ile giriyoruz.Sayın Baş, TV programına başlarken, sohbete Ehl-i Beyt ile başlaması hakkında "Ehl-i Beyt'le böyle bir güzel sohbete başlamamız, Allah'ın rızasını kazanmamızda Cenabı Peygamber Efendimizin şefaatini hak etmemizde en büyük vesiledir" dedi.Bizler de bu açıdan baktığımızda 2014 yılını Ehl-i Beyt ile başlayıp Ehl-i Beyt ile bitirmemizin, yapılan güzide çalışmalarla 2014 yılını Ehl-i Beyt yılı olarak yaşamamızın hakkımızda bereketli olduğuna, 2015 yılının da bereketli olacağına inanıyoruz.Zamanlarını Ehl-i Beyt düşmanlığıyla geçirenlerin, Ehl-i Beyt'e olan duyarsızlıklarını devam getirenlerin aynı nimetlerden istifade edemeyeceği malumdur.Prof. Dr. Baş, programda Ehl-i Beyt ve İmam Ali (a.s.) sevgisiyle ilgili Peygamber Efendimizin ağzından o kadar önemli ölçüler aktardı ki, bundan sonraki bütün yılları Ehl-i Beyt yılı, bütün günleri de Ehl-i Beyt günü olarak geçirmek gerektiğine inanıyoruz.Zaten Sayın Baş'ın da ifade ettiği gibi "dinin özü, İslam'ın özü Ehl-i Beyt'tir. Kurtuluşumuz Ehl-i Beyt'i sevmek ve bu faziletli yolda yürümekle mümkün olacaktır."Yani Onlarsız geçen bir an, Allah'ın ve Habibi'nin rızasından, İslam'ın özünden uzak geçen bir an demektir.Sayın Baş'ın programda ifade ettiği, Ehl-i Beyt Külliyatı'nda da kaynakları ile birlikte ifade edilen hadis-i şerifler Ehl-i Beyt'i sevmenin ve Onların yolundan yürümenin önemini açıkça ifade etmektedir. Önemine binaen bazılarını yeniden aktaralım:"Bilin ki, kim Ali'yi severse Beni sevmiştir. Kim de Beni severse Allah ondan razı olur" buyuruyor Allah Resulü? Yani Sayın Baş'ın da programda altını çizdiği gibi, "İmam Ali'yi sevenden Allah razı olur."Hz. Peygamber, "Şunu bilin ki, kim Ali'nin sevgisi üzerine ölürse Ben cennet konusunda onun kefiliyim" buyurmaktadır. Allah Resulü'nün kefil olduğu bir kimsenin cennete girememesi mümkün olmayacağına göre Sayın Baş'ın da altını çizdiği gibi, "İmam Ali'yi seven mutlaka cennetliktir."Bir de şu müjdeye bakın: Peygamber Efendimiz, "Bilin ki kim Ali'yi severse onun için ne bir divan, ne bir kurul ne de bir terazi olmayacak. Ona şöyle hitap edilir; hesapsız olarak cennete gir" buyurmuştur. Ne kadar büyük bir mükâfat değil mi?Aynı zamanda hadislerden öğreniyoruz ki, Ehl-i Beyt'i Allah ve Resulü için sevmek itikadi bir konu? Selman-ı Farisi (r.a.) Allah Resulü'nden şöyle rivayet ediyor: "Kişi ancak Benim Ehl-i Beyt'imi Benim için severse iman etmiş sayılır."Peygamber Efendimizin şu hadisi ise İmam Ali'nin diğer sahabe üzerindeki üstünlüğünü ortaya koymaktadır: "Kim ashabımdan herhangi birisini Ali'den üstün tutarsa hakkın üzerine perde çekmiştir."Maalesef İslam tarihi hakkın üstüne çekilen perdelerle doludur.Ama şu da bir hakikattir ki, insanların tamamı hakkın üzerini kapatmak için ellerinden geleni yapsalar Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.Nitekim bugün Prof. Dr. Haydar Baş Bey gibi bir şahsiyet geldi ve Allah'ın takdiriyle hakkın üzerindeki perdeleri, dinin özü Ehl-i Beyt ile ilgili gizlenen gerçekleri bir bir açığa çıkarıyor.Allah bize Ehl-i Beyt'i sevmeyi ve Onların yolundan yürümeyi nasip etsin.