AKP hükümeti ve başbakan R. T. Erdoğan, yerel seçime yönelik "mağduriyet taktiği"ni tutturamadı.Akçalı tapeler işportaya düştü. Yolsuzluk dosyaları patladı. Top Secret kaset sinyalleri yayıldı. Ayakkabı kutularından milyon dolarlar saçıldı. AKP iktidarının 12 yıllık "dinlerarası diyalog" ortakçısı ve işbirlikçisi Fetullah Gülen'in kolları beddualarla havaya açıldı.Gülen'in "dinlerarası diyalog" eksenli Kilise safsatalarını 12 yıldan bu yana hükümet politikası halinde icraata koyan Erdoğan, öküz ölüp ortaklık bozulunca, seni gidi Pensilvanya vaizi, montajcı, kasetçi filan diye köpürüyor. Pensilvanya üzerinden güya yeni bir mağduriyet hikayesi yazmaya çalışıyor. Tabi bu, tutmuyor, millet artık yutmuyor. Twitteri yasaklamak, AKP'ye yetmiyor.AKP iktidarına dair toplumun hafızasında çakılı duran yolsuzluk dosyalarını, ayakkabı kutularını ve tapeleri resetleyip sıfırlayacak bir büyük tezgah gerekiyor, içte veya dışta demokratik bir yol kazası yahut sahte bir kahramanlık hikayesi gerekiyor. Ki, toplum hatırlamasın! AKP'ye, bugün acilen ya şöyle okkalı bir kahramanlık, yahut büyük bir mağduriyet hikayesi gerekiyor; aksi halde zirvedeki ANAP'ın bir anda dağılmasına benzer bir dağılma kaderini yaşıyor.İçteki senaryoyu AKP'li İ. Melih Gökçek "suikastlar" ekseninde, dıştaki senaryoyu da A. Davutoğlu "Süleyman Şah türbesine saldırı" olarak seslendiriyor.İşin ilginç yanı, CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş, Gökçek'in iki aydan beri seslendirdiği "suikastler"e dair konuşunca, İçişleri Bakanı Efgan Ala ayağa kalkıyor. Yavaş, devletin güvenlik birimlerinden ulaşan bilgilere göre, seçimler öncesi kaos çıkarılmak için adaylara ve partilerin seçim bürolarına ciddi saldırılar yapılacağı, bu amaçla Ankara dışından 100'den fazla silahlı provokatörün Ankara'ya getirildiği, sandıkların açılması ve sayılması sırasında kargaşa oluşturulacağını açıklıyor, somut bilgiler veriyor. Güvenlik tedbirlerini almak iktidarın görevidir, hatırlatması yapıyor.Yavaş'ın bu açıklamalarına karşı Bakan Ala, "Sadece etraftaki dedikodular, oradan buradan duyumlar. Bunlarla siyaset yapmak ve bunlarla seçim güvenliği üzerinden birtakım spekülasyonlarda bulunmak çok yanlıştır" diyerek cevap yetiştiriyor.2 aydan beri Gökçek, bu bağlamda konuşuyor, seçimlere 15 gün kala maalesef suikastlar olacak, iktidar ve muhalefet partilerinden insanların canına kast edilecek, bana da suikast düzenleyebilirler, 2 evladıma 5 mektupla vasiyetname bıraktım, 2 evladım dışında ayrıca 3 kişiye daha bıraktım bu mektupları, diye konuşuyor. İçişleri Bakanı Ala'dan hiçbir ses çıkmıyor. Hatta Gökçek, Kılıçdaroğlu'na, Bahçeli'ye, Mansur Yavaş'a veya İstanbul'da Mustafa Sarıgül'e yönelik suikastlar olabilir, diye isim bile sayıyor. Fakat Bakan Ala'dan yine ses yok, yine bir karşılık yok? CHP'li Mansur Yavaş konuya dikkat çekince; Bakan Ala, dedikodu bunlar, diyerek ayağa kalkıyor.AKP iktidarı, seçim sath-ı mailinde Pensilvanya üzerinden tutturamadığı "mağduriyet" taktiğini, Gökçek'in 2 yıldan beri seslendirdiği böyle bir iç senaryo ile mi tutturmak istiyor?!İçişleri Bakanı Ala, bu vaziyetin esrar ve hikmetini kamuoyuna açıklamalıdır?!Bakan A. Davutoğlu'nun açıklık getirmesi gereken harici bir hikaye söz konusu: İçteki mağduriyet senaryosu tutmadığı takdirde dışta, Süleyman Şah türbesi ekseninde bir kahramanlık hikayesi mi üretilmek isteniyor?! Süleyman Şah türbesine muhtemel saldırı ve teyakkuz halini ilk defa Davutoğlu seslendirdi. Birkaç gün sonra ise Suriye uçağı "sınır ihlali" gerekesiyle vuruldu. Lakin AKP'in yolsuzluk imajı ve tapeler, hafızalardan silinemedi.Süleyman Şah türbesi eksenli kahramanlık hikayesi şöyle:IŞİD kisveli elamanlar, Süleyman Şah Türbesi'ni saldırıp ele geçirecek, Türk bayrağı indirilecek. Bir gece yarısı operasyonuyla Çakallar Vadisi'nin Polat Alemdar'ı edasıyla, Türkiye güçleri indirme yapacak, işi bitirecek. Böylece AKP iktidarı, Süleyman Şah türbesini fethetmiş (!)olacak? vs.Bundan da bir kahramanlık hikayesi çıkartılacak.AKP kurmayları ve Suriye manevralarına bakılırsa, bu hikayenin adeta taşları döşeniyor.Davutoğlu, şu sorulara acilen cevap vermelidir:Böyle bir sahte kahramanlık tezgahı var mıdır, yok mudur, bir.Senaryonun uygulanabilmesi için, Süleyman Şah türbesindeki gece kamaraları "tamirat gerekçesi"yle sökülüp Türkiye'ye getirildiği konuşuluyor, bu doğru mudur, iki. Suriye savaş uçağının vurulmasının, bu sahte kahramanlık hikayesinin giriş faslı mıdır, üç!Bu senaryonun Büyük Ortadoğu Projesi eksenli malum eş-başkanlık işgüzarlığıyla bağı-bağlantısı var mıdır, dört.Türkiye öyle bir vaziyete sürüklendi ki, artık Türk milletinin, meydanlardaki bindirilmiş kıtalarla, mağduriyet eksenli provokasyonlarla veya sahte kahramanlıklarla gafil avlanma lüksü yoktur? Önümüzdeki günler, seçim yılları olması münasebetiyle bu senaryoların arkası gelecektir. Ancak milletimiz, bütün bu tezgahları, yerel seçimde AKP'yi sandığa gömerek baştan bozabilir, bozmalıdır. Türk milleti, artık milli hikayesini BTP ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'yle yazmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019