Bir tarihi yolun başlangıcı 19 Mayıs 1919'dan günümüze 100 yıl geçmiş. "Kurtuluş"tan "kuruluş"a giden süreçte Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk adımını attığı Samsun'dan Erzurum'a, Sivas'a ve Ankara'ya uzanan yolun her bir taşına, kurtuluş ve kuruluş iradesinin sarsılmaz sağlamlığı sinmiştir.
Bu yolda Atatürk, arkasında yüzlerce koruma ordusu, elinde devletin imkânları, emrinde devletin valileri, bürokratları ile değil, boynunda Şeyhülislâm'ın "katl" fetvası, padişah Vahdettin'in "idam" fermanı ile yürümüştür.
Birinci Dünya Savaşı'nın bitiminden birkaç ay sonra, 18 Ocak 1919 tarihinde toplanan Paris Barış Konferansı'nda İtilaf Devletleri (İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya) Osmanlı topraklarının parçalanmasına, kimin hangi bölgeyi alacağına uzun tartışmalarla karar vermişlerdir.
10 Ağustos 1920 yılında imzalanan Sevr Antlaşması'nı bile beklemeden 1919 yılında topraklarımızı işgale başladılar. Ne var ki, Mustafa Kemal önderliğinde Türkiye, Dünya Savaşı'nın yıkıcı sonuçlarını tersine çevirmeyi başardı. Ulusal Kurtuluş Savaşı ile kazandığımız bağımsızlık, Sevr'i çöpe atarken, askeri zaferimiz diplomatik zaferle Lozan'da taçlandırılmıştır.
Kurtuluştan sonra kuruluş aşamasında ise yönlendirici temel ilke "ulusal egemenlik" kavramı olmuştur. Anti-emperyalist boyutlarla ulusal devrimler gerçekleştirilmiştir. Giderek demokratik karakterler taşıyan çağdaşlık ve uygarlık hedeflerine ulaşmada önemli yol alınmıştır.
2019'a gelince;
Ülkemizin 10 şehrinde toplamda 15 adet yabancı askeri üs bulunmaktadır. Davul boynumuzda lakin tokmak ABD ya da onun hizmetindeki NATO'nun elindedir. Askeri bağımsızlığımız tartışılır.
Ekonomik özgürlüğümüz yoktur; ekonomik açıdan da bağımlıyız. Toplam dış borç stokumuz 448.5 milyar dolardır (2018'in ilk üç çeyreği itibariyle).
100 yıl önce Ulusal Kurtuluş mücadelesi veriyorduk, bugün yoksullukla mücadele ediyoruz.
Abidin Dino, Nazım'ın istediği mutluluğun resmini yapamadı. Ama ünlü ressamın yapamadığı tabloyu AKP iktidarı biz yaparız dedi… Ve korkutan ekonomiyi "mutluluk tablosu" olarak halka pazarlamaya kalkıştı. Kalkışma devam ededursun mutluluğumuzu yok eden ekonomik kriz, toplumun temeli aileyi de vurmuştur. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre, evlenen çiftlerin sayısı 2018'de bir önceki yıla nazaran yüzde 2.9 azaldı. Boşanan çiftlerin sayısı ise yüzde 10.9 arttı. Boşanma nedenlerinin arkasında yatan gerçek ekonomik kriz.
Kriz her alanda çöküşe yol açarken, insanları kefen parasına muhtaç kıldı. Kıyıda köşede kefen parası olmayanlar da ayrı bir dram. Neyse devletin böyle bir parası (ihtiyat akçası) varmış ki, AKP iktidarı, Merkez Bankası'ndaki bu yedek akçeye gözünü dikiverdi.
Bir başka yüzyıl, Cumhuriyetin 100.yılı için AKP yönetiminin 2023 vizyonu hedeflerine ne demeli?
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir, demeli.
Tatlı bitirelim:
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023