Siz değerli okuyucularımızı, Yeni Mesaj ailesinin seçkin takipçilerini selamların en hikmet ve hidayetlisi ile; Allah'ın selamıyla selamlıyorum.
Günümüz toplum zihniyetine seyr-i âlem yaptığımızda görülmesi pek mümkün olmayan tablolar görmekteyiz; Hakka bâtıl, bâtıla hak denilen bir ortamdan tutun da, "canım kilisede de âyin yapılabilir" denilebildiği, "efendim domuz eti satılsın tabi, adamlar da onu yiyecek ne yapsın yani" denilerek de çürük düşüncenin temellendirilmeye çalışıldığı hatta ve hatta bütün dinlerin ortak olduğu ve dahi Hıristiyan ve Yahudilerin de cennete girebileceği gibi fitnenin doruğa çıktığı yorumlara kadar toplum adeta bataklığa saplanmış bir vaziyettedir.
Kıymetli okurlar, mevzuunu ettiğimiz bu tablolar durduk yere ortaya çıkmamıştır, bilakis ressam edasıyla her köşe hesap edilmiş ve fırça da ona göre kullanılmıştır, desek yerinde kelam etmiş oluruz.
Milletimizin evvela imanını, sonrasında da varını yoğunu almaya yeltenen bu bataklık dört bir yandan saldırıya geçmiş ve kilisenin Besmele(!) ile açılabileceğinin öğüdünü yaptığı gibi, Kelime-i Tevhid'in de Muhammeden Resûlullah kısmına gerek olmadığını toplumumuza söyler hale gelmiştir.
Şahsım adına gönül rahatlığıyla ifade edebilirim ki, bu bataklık kendini her kavim ve toplulukta zaman zaman göstermiş ve millete uzatılan hidayet ve velayet eliyle de ağzının payını almıştır; yeter ki iş ehline teslim edilsin.
Millete maddi manevi kurtuluş vesilesi olan, onu saplandığı o dipsiz çukurdan çıkaracak bu hikmetli ve himmetli elleri görmek, fark etmek çok güç değildir.
Bu muhabbetli kâmil eller, iman dolu gönüller Cenab-ı Vacibü'l-Vücud Hazretlerinin yani Allah'ın bizzat seçtiği ve sevdiği, ilim ve firaset sahibi kişilerdedir.
Sevgili okurlar naçizane yanınızda kâğıt kalem var ise hemen not edin; bu kâmil insanların duruşu Ehl-i Beyt'in duruşudur, bastığı yeri içindeki aşk ve feyizle titretirler, bir kelamda bin kelam ederler, İmam Ali (k.v) gibi yiğit ve Hünkâr Hacı Bektaş Veli gibi milleti irşad ederler, dünya menfaatleri uğruna imanlarını tehlikeye atmaz ve hep Allah'ın rızası için yol alırlar, gittikleri ortamı etkiler ve muhabbetiyle huzur saçarlar, "adalet-nezaket-nezafet-keramet-teslimiyet-himmet" kavramlarının vücud bulmuş halleri onlardadır, asla doğrudan ayrılmazlar ve ne olursa olsun iyiliği emreder kötülüğü terk ederler.
Bu seçkin kişiler Ehl-i Beyt nefesiyle nefes alır ve her daim onlarladır. Bahsettiğimiz bu kâmil ellerin üzerinde İmam Ali'nin (k.v) eli vardır; hülasa onlar, "Allah'ın tecellisine mazhar olmuş" zikir ehli kişilerdir?
Değerli okuyucular, sözü edilen bu Allah dostlarının, yazımızın başında da söz ettiğimiz ve milletimizin de içinde bulunduğu o karanlık çıkmazdan, bizleri o dipsiz kuyudan kurtaracak yegâne kişiler olduğunu hatırda tutalım.
Millet her ne kadar gözünü ve kulağını kapatmış olursa olsun, Allah'ın nazarından, güzelliklerinden ve hidayetinden nasibini almamış haddini bilmezler her ne kadar engel olmaya çalışırsa çalışsın asla muvaffak olamayacaklar zira "ZERRÂTTAN ŞÜMUSA" kadar her şey ve herkes O'na muhtaçtır vesselam!..
Günümüz toplum zihniyetine seyr-i âlem yaptığımızda görülmesi pek mümkün olmayan tablolar görmekteyiz; Hakka bâtıl, bâtıla hak denilen bir ortamdan tutun da, "canım kilisede de âyin yapılabilir" denilebildiği, "efendim domuz eti satılsın tabi, adamlar da onu yiyecek ne yapsın yani" denilerek de çürük düşüncenin temellendirilmeye çalışıldığı hatta ve hatta bütün dinlerin ortak olduğu ve dahi Hıristiyan ve Yahudilerin de cennete girebileceği gibi fitnenin doruğa çıktığı yorumlara kadar toplum adeta bataklığa saplanmış bir vaziyettedir.
Kıymetli okurlar, mevzuunu ettiğimiz bu tablolar durduk yere ortaya çıkmamıştır, bilakis ressam edasıyla her köşe hesap edilmiş ve fırça da ona göre kullanılmıştır, desek yerinde kelam etmiş oluruz.
Milletimizin evvela imanını, sonrasında da varını yoğunu almaya yeltenen bu bataklık dört bir yandan saldırıya geçmiş ve kilisenin Besmele(!) ile açılabileceğinin öğüdünü yaptığı gibi, Kelime-i Tevhid'in de Muhammeden Resûlullah kısmına gerek olmadığını toplumumuza söyler hale gelmiştir.
Şahsım adına gönül rahatlığıyla ifade edebilirim ki, bu bataklık kendini her kavim ve toplulukta zaman zaman göstermiş ve millete uzatılan hidayet ve velayet eliyle de ağzının payını almıştır; yeter ki iş ehline teslim edilsin.
Millete maddi manevi kurtuluş vesilesi olan, onu saplandığı o dipsiz çukurdan çıkaracak bu hikmetli ve himmetli elleri görmek, fark etmek çok güç değildir.
Bu muhabbetli kâmil eller, iman dolu gönüller Cenab-ı Vacibü'l-Vücud Hazretlerinin yani Allah'ın bizzat seçtiği ve sevdiği, ilim ve firaset sahibi kişilerdedir.
Sevgili okurlar naçizane yanınızda kâğıt kalem var ise hemen not edin; bu kâmil insanların duruşu Ehl-i Beyt'in duruşudur, bastığı yeri içindeki aşk ve feyizle titretirler, bir kelamda bin kelam ederler, İmam Ali (k.v) gibi yiğit ve Hünkâr Hacı Bektaş Veli gibi milleti irşad ederler, dünya menfaatleri uğruna imanlarını tehlikeye atmaz ve hep Allah'ın rızası için yol alırlar, gittikleri ortamı etkiler ve muhabbetiyle huzur saçarlar, "adalet-nezaket-nezafet-keramet-teslimiyet-himmet" kavramlarının vücud bulmuş halleri onlardadır, asla doğrudan ayrılmazlar ve ne olursa olsun iyiliği emreder kötülüğü terk ederler.
Bu seçkin kişiler Ehl-i Beyt nefesiyle nefes alır ve her daim onlarladır. Bahsettiğimiz bu kâmil ellerin üzerinde İmam Ali'nin (k.v) eli vardır; hülasa onlar, "Allah'ın tecellisine mazhar olmuş" zikir ehli kişilerdir?
Değerli okuyucular, sözü edilen bu Allah dostlarının, yazımızın başında da söz ettiğimiz ve milletimizin de içinde bulunduğu o karanlık çıkmazdan, bizleri o dipsiz kuyudan kurtaracak yegâne kişiler olduğunu hatırda tutalım.
Millet her ne kadar gözünü ve kulağını kapatmış olursa olsun, Allah'ın nazarından, güzelliklerinden ve hidayetinden nasibini almamış haddini bilmezler her ne kadar engel olmaya çalışırsa çalışsın asla muvaffak olamayacaklar zira "ZERRÂTTAN ŞÜMUSA" kadar her şey ve herkes O'na muhtaçtır vesselam!..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ünal Kurtoğlu / diğer yazıları
- İşiten kulağa, gören göze-III / 24.04.2018
- İşiten kulağa gören göze-II / 23.04.2018
- İşiten kulağa gören göze-I / 22.04.2018
- Akademik garabet?II / 29.03.2018
- Akademik garabet-I / 28.03.2018
- Putları yıkan lider: Prof. Dr. Haydar Baş / 11.06.2017
- Niye ayıkmadınız? / 01.06.2017
- Yûnus Emre-3 / 21.05.2017
- Yûnus Emre-2 / 20.05.2017
- Yûnus Emre-1 / 19.05.2017
- İşiten kulağa gören göze-II / 23.04.2018
- İşiten kulağa gören göze-I / 22.04.2018
- Akademik garabet?II / 29.03.2018
- Akademik garabet-I / 28.03.2018
- Putları yıkan lider: Prof. Dr. Haydar Baş / 11.06.2017
- Niye ayıkmadınız? / 01.06.2017
- Yûnus Emre-3 / 21.05.2017
- Yûnus Emre-2 / 20.05.2017
- Yûnus Emre-1 / 19.05.2017