Türkiye'de oldukça garip bir seçmen profili var. Batılı analistlerin ifadesiyle Türk seçmeni kolayca yönlendirilebiliyor. Zaten yıllardır buna şahit oluyoruz.Türkiye'de siyasilerin yaptıkları icraatların hiçbir önemi yok. Önemli olan yapılanların ne şekilde olduğu değil, nasıl yorumlandığı?Dilerseniz pratik bir örnekle bu demek istediklerimizi biraz açalım.Malum, Kütahya'da bir siyanür krizi yaşanıyor. Kütahyalılar bir bir siyanür zehirlenmesi sebebiyle hastanelere kaldırılıyor.ETİ Gümüş AŞ.'ye ait olan ve içinde siyanür bulunan atık barajının setlerinin çökmesi sonucu siyanür krizi patlak verdi. Esasen bu işletme 24 yıldır faaliyette olmasına rağmen 2004 yılında yapılan özelleştirmeye kadar hiçbir sorun yoktu.Hiçbir yatırım yapılmadan kapasite artırımına gidilince barajın setleri dayanamadı.Burada siyasilerin üç büyük hatası var:Birincisi, böyle önemli bir tesisin blok olarak satılması?Halbuki bu tesis devlet-millet ortaklığıyla işletilmiş olsaydı bugün Kütahya halkı böyle bir bedel ödemek zorunda kalmayacaktı. Devletin ve milletin ortaklaşa işlettiği bir tesiste hem daha fazla kar elde edilir hem de insan sağlığını tehdit eden adımlar atılmaz.İkincisi, hadi öyle ya da böyle bu işletmeyi birilerine sattın, neden denetlemiyorsun?Halbuki, hükümet yetkililerinin en önemli vazifelerinden birisi de bu tür özelleştirmeler sonrası bu kurumları işletenleri millet adına denetlemesidir. Kütahya'da yaşananlar bu denetimlerin hiç yapılmadığını açıkça gösteriyor.Üçüncüsü, hadi bu şirketi sattın, denetimini de yapmadın, bu tesisin yakınında bulunan halk aylardır "siyanür" diye feveran ediyor, neden hiçbir çözüm sunmadın, hatta "önemli bir şey yok" diye geçiştirdin? Halk bağırdı çağırdı, sesini duyurmaya çalıştı ama duyan yok, şimdi de sık sık zehirlenmeler yaşanıyor.Bu noktada tekrar yazımızın başına gidelim, konunun seçimlerle alakalı kısmını irdeleyelim. Kütahya halkı hem siyanür tehdidiyle karşı karşıya kaldı bu da yetmedi yaşanan depremin yaraları hala sarılmadı.Normal şartlar altında seçimlerden nasıl bir sonuç çıkması lazım? AKP'nin burada dip yapması lazım. Peki, ne oldu? AKP tavan yaptı. Toplam geçerli oyun 373 bin 500 olduğu Kütahya'da 242 bin seçmen AKP'ye oy verdi. Yani Kütahyalı siyanürü, depremi bir kenara koydu ve her şeye rağmen yüzde 64,6 oranında "AKP" dedi."Ey AKP, etrafa siyanür saçan ve bizi tehdit eden bu tesis sizin zamanınızda özelleştirildi, siz bu tesisi hiç denetlemediniz, şimdi de etrafa ölüm saçıyor, ama hiçbir önemi yok, biz sizin yaptıklarınızdan memnunuz" dedi Kütahyalı?Diğer bir ifadeyle "Bu siyanür tehlikesi sizin zamanınızda başımıza bela oldu alın size ödül yüzde 64,6 oy" dedi Kütahyalı?Kütahyalı sandık başına gelene kadar Hükümetin icraatlarından dolayı feryat ediyor, sandık başında ne oluyorsa oyunu AKP'ye veriyor, ardından yine feryadına devam ediyor.Kütahyalı çözümsüzlükten şikayetçi ama aynı zamanda çözümsüzlükten memnun?Bu nasıl oluyorsa? Halbuki, hiçbir feveran etmese de oyunu çözümden yana kullansa, problemler kendiliğinden çözülecek. Kütahya'dan yola çıkarak durumu izah etmeye çalıştık ama maalesef bugünkü Türkiye manzarasında her taraf Kütahya gibi? Çay için sokağa dökülen Rizeli sanki farklı mı yaptı? AKP Rize'de tulum çıkardı. Milletimizin bu garip anlayışı devam ettiği müddetçe daha çook AKP ve gibileri iktidarda kalır. Ama bu tabloya "evet" diyenlerin artık feryatlarının hiçbir anlamı yok.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025