Millet İttifakı'nı büyük bir medya manipülasyonu ile neredeyse terör örgütü gibi gösterme ve buna kendi tabanını inandırma başarısını gösteren Cumhur İttifakı'nda durum farklı mı?
Kaldı ki Millet İttifakı'nı bu denli karalamak ve hukuk dışılıkla itham etmek için önce bir kendi bileşenlerine dönüp bakmak gerekmez mi?
Milet fakru zaruret içinde debelenirken, "HDP ve uzantıları" şeklinde bir cümle kurularak, değişim talebinde bulunan muhalefeti orantısız bir şekilde yerden yere vurmak, sadece iktidarda kalmaya yarayan yöntem olarak işe yarar.
Peki ya birileri çıkar ve senin ittifakında yer alan HÜDA PAR'ın vaktiyle yaptığı sakıncalı açıklamaları koyarsa o zaman ne yapacaksın!
Mesela HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu vaktiyle şunları demiş ve bugün de aynı görüşte:
"Bizde zayıf düşürüldük, katledildik. Hapsedildik… Bölündük, parçalandık. Mustazaflar (Güçsüz bırakılan ezilen guruplar) ümitsiz değil artık. Ey dünya mustazafları… Ey Kürdistan! Artık sahibin var. Yükselt sesini… Kaldır şahadet parmağını."
Demek ki başkasını eleştirirken yanına aldığın isimleri ve sakıncalı durumlarını önceden hesaba katacaksın.
"HÜDA PAR'ın terörle uzaktan yakından alakası yoktur" şeklindeki açıklamanız ile kimse aklanıp paklanmıyor.
Türkiye'de başından beri 'büyük İsrail devleti'nin kurulması yönünde organize edilen ve sözde "Kürtçülük" meselesi diye ambalajlanarak takdim edilen ABD projesine, en çok çanak tutanlardan birisi de HÜDA PAR değil midir?
Özerklik, federasyon, bağımsızlık hakkı ve "Kürdistan" gibi kelimeleri telaffuz eden HÜDA PAR'ın yöneticileri Yüce Divan'a gitmeleri gerekirken, adeta ödüllendirilip iktidara gönderiliyor.
Gerek HDP ve gerekse HÜDA PAR gibi dış istihbarat güçleri tarafından dizayn edilmeye yatkın siyasi hareketler, asla ve kat'a Güneydoğulu vatandaşları temsil etmemektedir.
Devletin vaktiyle zafiyet gösterdiği ve dış odaklarca da istismar edilen bu konuya ilişkin çok ciddi yapısal kararlar alınmalıdır.
Bu bölge insanını devletin ayrılmaz bir parçası yapmak için, bir tek kişiyi bile dışarıda bırakmayacak şekilde kapsayıcı ve kalıcı projeler üretilmesi lazımdır.
Bugüne kadar yapılamamış olmasının bedelini, tüm Türkiye olarak ödemiş bulunmaktayız.
Bu kadar hayati bir meseleyi kavrayamayan iktidarların sorumluluğu, asla masumiyetle izah edilemeyecek kadar büyüktür.
Devlet bu bölgeye ve bölge insanına münhasır çok özel kalkınma projeleri ile acilen devreye girmelidir.
Beka sorunu haline gelen terör ve sınır ötesi tehdit yapılanmalarına, ancak ekonomisi çok güçlü ve tam bağımsız bir Türkiye ile dur denilebilir ve bu tehdit tümüyle ortadan kaldırılabilir.
Aksi takdirde HDP ve HÜDA PAR gibi dışarıdan yönlendirilen bu odakların bölge insanını temsil noktasında meşrulaştırılması, devletin ve devlet aklının asla kabul edebileceği bir durum olamaz.
Kadim Türk devletin altını oymaya yönelik operasyonlarda görev almış bu tür siyasi yapılanmaların öncelikle ilk durağı iktidar değil, Yüce Divan olmalıdır.
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlara, Türk milleti denir." Mustafa Kemal Atatürk.
Türkiye'de öyle anlatıldığı gibi, 36 etnik gurup falan yoktur.
Türk ırkı diye bir ırk da yoktur.
Atatürk'ün dediği gibi, Türk, bütün adamların adıdır.
Türk, ortak kültür birliğinin de yoğrulmuş milletin genel adıdır.
Türk ismi, ilk Türk devleti kurulmadan, Çin sahillerinden Semerkand'a kadar olan coğrafyada yaşayan ve hakan tarafından eğitilerek, 'imanlı' adam haline getirilen milletin adıdır.
Yani burada bir üstün ırk falan yoktur.
Türkçe konuştuğu halde, hakan tarafından eğitilmeyi ve 'imanlı' olmayı kabul etmeyenler, kurulan ilk Türk devleti sınırlarına sokulmamıştır.
Bu husus maalesef okutulan tarih kitaplarının hiç birisinde tek satır bile yer almamıştır.
Bu konunun ortaya çıkarılmasında en büyük pay, Mustafa Kemal Atatürk'e aittir. O bakımdan Atatürk; "Ne Mutlu Türküm diyene" demiştir. Yani bir diğer ifade ile "Ne Mutlu imanlı olana" anlamına gelmektedir.
Tüm bu yönleriyle ele alındığında günümüzde halen daha dış odaklarca büyük bir fitne operasyonuna hizmet etmek maksadıyla kullanılan" Kürt meselesi veya Kürt sorunu" diye bir gerçek yoktur.
Bu türden yürütülen propagandaların hiçbir tarihi arka planı ve gerçekliği yoktur.
Bu gerçekleri bilen bir insanın, HDP veya HÜDA PAR gibi dış istihbarat operasyonları ile kurulan hareketlerin içerisinde yer alması veya onları desteklemesi asla mümkün olmayacaktır.
Uzun bir yazı oldu ama dedikodudan iyidir.
- İstanbul’un nüfusu beka sorunu olmuştur! / 27.04.2025
- Türk olduğumuzu hatırlayalım! / 24.04.2025
- Mevzu Türk milletidir / 23.04.2025
- Çok pis kokular geliyor! / 21.04.2025
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açık çağrı / 20.04.2025
- “Kürt sorunu vardır” diyen ajandır! / 17.04.2025
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025