Başbakan, büyükelçilere verilen iftar yemeğinde Gezi Parkı eylemlerinden bahsetti. Eylemcilerin peşinden giderken inşaat halindeki bir geçitten aşağı düşerek hayatını kaybeden komiser Mustafa Sarı'yı şehit olarak yâd etti.30 Mayıs'ta başlayan eylemlerde hayatını kaybeden işçi Mehmet Ayvalıtaş'ı, burnundan giren bir kurşun sonrası yaşama veda eden Abdullah Cömert'i, polisin açtığı ateş sonrası başından yaralanan ve komada geçen günlerden sonra kaybedilen Ethem Sarısülük'ü, eylem sırasında arka sokaklara kaçarken dövülen ve yaşam savaşını kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ı ise yâd etmedi. Polise şiddet uygularken ölen üç beş kişi olarak niteledi.Gezi olaylarının temeli zaten bu bakış açısı değil miydi?Suriye'de halkının yanında yer alan, halkının desteği ile iktidarını koruyan Esad'ın yerine demokrasi gelsin diye "gitmeli" diyen Erdoğan, ülkesinde kendisine "gitsin" diyen gençleri kabul edemedi.Eylemlerdeki gençlerin tepkilerinden duyduğu rahatsızlık malum, ancak Başbakan onların ölüsüne bile saygı duyamadı.Büyükelçilere verilen yemekte, keşke halkını şikâyet eden ve halk hareketini bastırmaya çalışan polisi ile övünen bir izlenim vermese idi.Olayların durulmasının ardından bu kadar zaman geçmesine rağmen, bu mübarek günlerde halen eylem haberlerini konu etmese idi.Çünkü bu, iktidarının geleceği için de önemli.Demokrasinin bir kuralı halkının desteği ile gelmek ise, diğeri de halkın taleplerini yerine getirerek iktidarı sürdürebilmektir.Seçimle gelenin, seçimden sonraki meşruluğu, halkını memnun etmesine bağlıdır. ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey, Suriye'de şu anda akıntının Esad'ın tarafına geçtiğini itiraf etti.Bunun ana sebebi, Esad'ın arkasında halkının olması? Ülke içinde çıkarılmaya çalışılan suni halk hareketleri, başa bağlı Suriyeliler tarafından reddedildi.Ve iki yıldan sonra işgalin mimarı ABD, Suriye meselesini askıya aldı.Halen, Esad'a karşı savaşan isyancı güçleri desteklemekle birlikte, halk desteği bu kadar güçlü iken onu indiremeyeceğinin farkında.Başbakan bu ince noktayı göz ardı ediyor.Halkını başka ülkelere şikâyet eden, onlarla halkı konusunda dertleşen, yaptıkları ile dikta rejimini hatırlatan bir başbakanın siyasi kariyeri tehlikededir.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018