logo
25 KASIM 2024

Cumhuriyet ve iftiralar

29.10.2018 00:00:00

Cumhuriyetimizin 95. yıldönümü hayırlı olsun.


"Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Gazi Mustafa Kemal'den, "Ne AB, ne ABD tam bağımsız Türkiye" diyen Prof. Dr. Haydar Baş'a, oynanan oyunlarda, yazılan senaryolarda değişen bir şey yok, genç Cumhuriyetin tarihinde…


Ne hazin bir tecelli ki 95. yılı, kurucumuz Mustafa Kemal'e atılı "dinsizdir" iftirasını delilleri ile ortadan kaldıran Prof. Dr. Haydar Baş'a atılı iftiraların gölgesinde geçiriyoruz. 


Her iki lider de vatan, bayrak, bağımsızlık, birlik dedikçe aynı kaderi yaşamış…


Hoş Geldin Atatürk kitabıyla kendi gibi dindar bir Atatürk ile tanıştı Türk milleti ve buna çok da sevindi.


Gazi'ye dinsiz yaftasının kullanılmasında iki yön görüyoruz.


Birisi evlatlığı Sabiha Gökçen'in anılarından anladığımız, bu iftira henüz Ata hayatta iken başlamış ve evinde onunla yaşayanlara kadar uzanmış.


Sabiha Gökçen hatıralarında Ata'nın derin düşüncelere daldığı zamanlarda "Allah Allah" dediğini hayretle dile getirerek, demek ki o da Allah'a inanıyormuş diyor.


Bir diğer tespit, O'nu kurtuluş savaşına sevk eden özgürlük ve bağımsızlık fikrinin Fransız ihtilalinden aldığı savsatası.


Her ikisi de esasen Yunan ve İngiliz ajan faaliyeti…


1930 senesinde Almanya'da Kurt Zamke, "Yeni Türkiye" isimli bir eser kaleme alır. Şunları yazar:


"İngilizler Musul'da hedeflerine ulaşmak için bir yandan Türkiye'de ayrılıkçı hareketlere destek verirken, bir yandan da Kemalist akımın yayılmasını engelleyecek tedbirlere başvurmuşlardır.


Yapılması gereken Kemalist cumhuriyetin hem din düşmanı, hem de Kürt düşmanı olduğu temasını ortaya atıp işlemektir."


Bu yazıdaki Kemalist düşüncenin din düşmanı olduğunun işlenmesi konusu, Sabiha Gökçen'in anılarında bahsettiği halkın arasındaki iftiralar ile örtüşmektedir.


Hakikaten Ata henüz hayatta iken başlayan ve dış kaynaklı olan iğrenç iftira işe yaramıştır.


Atatürk, 1937'de Meclis konuşmasında Filistin'e sahip çıkarken, hakkındaki ağır iddialara değinir ve der ki:


"Biz, şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet'e lakayt olmakla suçlandık. Fakat bunlara rağmen, Peygamberin son arzusunu, daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız.


Cetlerimizin uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hâkimiyet ve nüfusunun altında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar Allah'ın inayeti ile kuvvetliyiz."


Yazılan eserlerde madalyonun iki yüzü bir Mustafa Kemal karşınıza çıkar.


Bir tarafı Hıristiyan işgalcilere karşı hocaları, müftüleri, hacıları yanına alarak vatan savunması yapan, onları denize döken, cephede Kur'an okutan, millet iradesinin öne çıkması için henüz savaş devam ederken millet meclisini açan, yetkiyi Müslüman Türk milletinden alan bir lider;


Madalyonun diğer yanı ise tüm bunları yaparken sabırla Müslüman görünen ama her şey bittikten sonra İslam'ı, Müslümanı bir kenara atan dinsiz Atatürk din adamalarına karşıdır, onları astırır, Kur'an yakar…


Eserlerde okuduğunuz iki yüzlü Atatürk sizi rahatsız eder.


İşte 1930'larda başlayan iki yüzlü Atatürk'ün maksadı da budur. 


Eğer siz, dinsiz bir lidere milleti ikna ederseniz, kurduğu devlet de dinsiz olacaktır.


Değerleri de…


Kurucusu ve devleti dinsiz olan milletin de dinsiz olduğu yalanı konuşulmaya başlanır.


Bu ortam, dindar Müslüman Türk'ü, dinsiz gösterilen devlete ve kurucusuna, din adına düşman eder. Türk milleti de dininden koparıldı ve inancı ile mücadele eder bir noktaya taşındı.


İslam'ı savunacağız diye ortaya çıkanlar büyük oyuna gelip, devleti, Atatürk'ü ve milleti inkâr ettiler.     


Eğer İmam Ali soyundan gelen, yani Ehl-i Beyt olan, annesi Nakıpzade ailesinden, babası 8. imam İmam Rıza'nın adını taşıyan, 8 yaşında hafız olmuş Bektaşi bir Atatürk'ü millet ile buluşturursanız Türk milletinin ve devletinin önünde hiçbir kuvvet duramazdı.


Dünden bugüne; ne işgale ses çıkarmayan nesiller, ne Ortadoğu'daki savaşlar, işgaller, ne ABD'ye uydu Arap İslam dünyası, ne de İslam tarihinin en büyük yalanı Şii-Sünni ayrılığı olmayacaktı. 


Bağımsızlık şairi Namık Kemal bir Bektaşi'dir.


Kendisini Nutuk'ta Kutb'ul Aktab olarak tanıtan, yazışmalarında Selanik meydan dedesi Kemal ismini kullanan Atatürk, kurtuluş savaşının ilk adımını Hacı Bektaş dergâhında atmıştır.


Bir tek Müslüman devlete savaş açmamıştır.


Bunlar tesadüf değildir.


Karşımızda iman dolu göğsü ile savaşan ve omuzunda İmam Ali'nin eli olan bir lider var…


Sadece dinsizdir de denmemiştir Gazi'ye. Damat Ferit, kuva harekâtını ve O'nu önce ittihatçılıkla sonra Bolşeviklikle suçlamış ama bunlar halkın nazarında tutmamıştır.


Molla Said, Damat Ferit ile İngilizler arasında temas sağlarken; Şeyh Sait, Musul ve Kerkük görüşmeleri yapılırken İngilizler adına isyan ederken; Said Nursi ikdam gazetesinde "İngilizleri kızdırdınız, Yunanlıları üzerimize musallat ettiler, mağlubiyetten sonra uslu oturmaktan başka çare var mı?" diye yazarken, İskilipli Atıf, Teali İslam Cemiyetini kurup Yunan'a övgüler düzerken; gerçek iman ehli din adamları Mustafa Kemal ile beraber vatan müdafaası yapmıştı.


O dönemde Ebu Suud, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına kâfir ve katli vacip diyordu.


Said Nursi'nin talebesi Fetullah Gülen ise günümüzde, kelime-i tevhidin ikinci bölümünü yani "Muhammed Allah'ın Resulü" kısmını söylemeden ilk kısmı ikrar edene de rahmet ve merhamet bakışı ile bakılmalıdır" diyebilmiştir.


İkinci Atatürk demekten gurur duyduğumuz Prof. Dr. Haydar Baş'a da neler denmedi ki?


Milletine, devletine, inancına sahip çıktıkça, dönem dönem ya askerin adamı oldu, ya derin devletin…


Ne hikmetse ne asker, ne devlet, adamına hiçbir seçimde sahip çıkmadı…


Türk, Kürt, Laz, Çerkez birdir dedi. Hepsi Müslüman Türk'tür çıkışıyla Türkçü oldu,


Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir dedi, Alevi oldu.


Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzün teminatıdır diye konferanslar yaptığı dönemde, onun önüne geçmek için tarikat lideridir dendi, açtığı iftira davalarının hepsini kazandı.


Tam bağımsız bir ekonominin temelini attı, Milli Ekonomi Modeli'ni yazdı. Bazıları, adına tescilli bir marka olan modele neredeyse 'benim' dedi.


Rusya model ile kalkınınca Rusçu oldu.


Bugün 4 milyar insanın peşinden gittiği, iş ve aş sahibi olduğu bir lider oysa Sayın Baş.


Brezilya, Çin, Güney Afrika, Hindistan ve Rusya Milli Ekonomi Modeli'ni uygularken siz hangi Rusçuluktan bahsediyorsunuz?


20 yıl Fetullahçı bölücü hareketle tek başına mücadele etti, hocayı kıskanıyor dediler.


20 bin sayfa dava dosyaları ile üzerine geldiler. 


Ama hak tecelli etti ve hepsini kazandı.


Şu anda da basına yansımış bir davada, akıl almaz iftiralar ile yine önüne geçmeye çalışıyorlar.


Hoş Geldin Atatürk kitabı ile gönüllere taht kuran Sayın Baş'ın önünü bunların hiç biri ile kesemezler.


Atatürk, Gençliğe Hitabeyi, muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur diyerek bitirir.


Biz de damarlarında bu asil Türk kanını gururla taşıyan Prof. Dr. Haydar Baş'ın arkasında ve izinde Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa edeceğiz.


Nice 95 yıllara.. 


Cumhuriyetimiz kutlu olsun. 

 
Sinem Baş / diğer yazıları
Fındığı bu sene bitirdi
Kahverengi kokarca büyük tehdit!
Beştepe'ye dair sorular cevapsız kaldı
Türkiye'yi ilgilendiren bir şey de çıkmadı!
İklim zirvesi milletin bütçesini yedi bitirdi
Buğday sıkıntısı kapıda mı?
Hububatta bu yıl kriz büyük
BTP liderinden Çayırhan işçilerine destek
‘Enerji vatandır vatan satılmaz’
Rutte Ankara'da
Erdoğan ile ne görüştü?
Can kaybı 44 bini geçti
Gazze'de 15 günde 523 Filistinli katledildi
Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na yeni dava
500 bin liralık manevi tazminat davası
'Güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor'
NATO'dan Türkiye açıklaması
İstanbul'da vahşet
Ailesinden 7 kişiyi öldürüp intihar etti
ABD'nin 'uluslararası hukuk' sınavı
Gallant ABD'ye gidecek
İran lideri Ali Hamaney'den 'Netanyahu' açıklaması
"Tutuklama yeterli değil, idam edilmeli"
Karanlık ittifak
Siyaset-mafya ilişkileri
İsrail basını duyurdu
Netanyahu ateşkese onay verdi
Fındığı bu sene bitirdi
Kahverengi kokarca büyük tehdit!
Beştepe'ye dair sorular cevapsız kaldı
Türkiye'yi ilgilendiren bir şey de çıkmadı!
İklim zirvesi milletin bütçesini yedi bitirdi
Buğday sıkıntısı kapıda mı?
Hububatta bu yıl kriz büyük
BTP liderinden Çayırhan işçilerine destek
‘Enerji vatandır vatan satılmaz’
Rutte Ankara'da
Erdoğan ile ne görüştü?
Can kaybı 44 bini geçti
Gazze'de 15 günde 523 Filistinli katledildi
Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na yeni dava
500 bin liralık manevi tazminat davası
'Güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor'
NATO'dan Türkiye açıklaması
İstanbul'da vahşet
Ailesinden 7 kişiyi öldürüp intihar etti
ABD'nin 'uluslararası hukuk' sınavı
Gallant ABD'ye gidecek
İran lideri Ali Hamaney'den 'Netanyahu' açıklaması
"Tutuklama yeterli değil, idam edilmeli"
Karanlık ittifak
Siyaset-mafya ilişkileri
İsrail basını duyurdu
Netanyahu ateşkese onay verdi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.