Bugün AKP'nin Yeni Osmanlıcı demokrasi politikaları, bireysel haklara değil, zümre, topluluk, grup haklarına dayalı olduğu için millet ve devlet birliğinin yok olmasına zemin hazırlamaktadır. Özellikle de PKK ile girdiği müzakere süreci, devlet ve millet birliğini güçlendirmek yerine parçalamaya yol açacak bir gidişattır.Ömer Seyfettin'in 1918'de yayınladığı "Ashab-ı Kehfimiz" adlı eserinde verdiği bilgilere göre, 1908 İkinci Meşrutiyet İnkılabından sonra fert değil de grup hakları davası almış başını gitmiş. Bu da devlet ve millet birliğinin parçalanmasına yol açmış. Eserde şu ifadeler yer alıyor:"Patrikhaneler 'Eski hukukumuz, eski imtiyazlarımız' diye kımıldanmaya başlamışlar. Hâlbuki Kanun-ı Esasi (Anayasa) bütün Osmanlılar için 'bir' değil mi? Kanun-ı Esasi karşısında hususi bir hukuk, hususi bir imtiyaz kalır mı? Hem kalması makul mü? Mantıkî mi? Bunun için birçok münakaşalar ettim. İtiraf ederim ki Türkler pek samimî! Tanzimat, Kanun-ı Esasi, Osmanlılık uğrunda kendi milliyetlerinden vazgeçiyorlar. Mektepte okuttukları kitaplarda, tarihlerinde, gazetelerinde hatta bir tek 'Türk' kelimesi ağızlarından kaçırmıyorlar.'Biz Osmanlılar, hepimiz kardeşiz, diyorlar, camilerin, kiliselerin dışarısında hiçbir ayrımız gayrımız yoktur. Her şeyin üstünde mukaddes, yüce Osmanlılık vardır!'Bu fikre Türklerden hiç muhalif yok. Âdeta Osmanlılık onlara mantık, münakaşa kabul etmez bir din gibi olmuş. Rumlar, Arnavutlar, Bulgarlar, bazı Ermeniler 'Osmanlılık bizim milliyetlerimiz için bir tehlike teşkil eder.' diyorlar. Ben bu sözü o kadar doğru bulmuyorum, patrikhanelerin ektiği tohum... Papazlar siyasi kaynaşmanın kuvvetlerini kıracağından korkuyorlar. Meseleye onların gözüyle bakılırsa hakları da yok değil...Lakin bugün papaz asrında mıyız... Kanun-ı Esasi olan meşrutî bir memlekette 'milliyet, kavmiyet' teşkilatı ne demektir?"1908'den hemen sonra söylenen bu sözlerin neredeyse aynısını bugün AKP devrinde duymaktayız, görmekteyiz. Bugün uygulanan Yeni Osmanlıcılık politikaları sonucu bu uydurma ve ucube Osmanlıcılık fikrini ne PKK'cılar kabul ediyor, ne de başka unsurlar. Bu fikri o zaman olduğu gibi bugün de sadece Türklere kabul ettiriyorlar, bu emperyalist Osmanlıcılık projesini sadece Türklere söylüyorlar ve sadece Türkleri ikna ediyorlar. Bugün Türk düşmanı liberal ve İslamcı güruhun, emperyalist Batının, Amerika'nın, Barzani ve PKK'nın sözcülerinin bütün yurdu dolaşarak söyleyip yaptıkları şeyin özü, Türkiye'nin bölünmesi, parçalaması ve PKK devleti kurulması için Türkleri ikna etmektir. Büyük ölçüde ettiler de. Bugün AKP'ye oy veren Türklerin büyük çoğunluğu Türklüğünden vazgeçirilmiş, PKK devleti için ikna edilmiş Türklerdir.1908 sonrası süreçte o zaman okullarda okuttukları kitaplarda, tarihlerinde, gazetelerinde; hatta bir tek 'Türk' kelimesini bile ağızlarından kaçırmıyorlardı. Bugün de AKP politikaları aynı işi yapıyor. Okullarda, kitaplarda, gazetelerde, resmî kurumlarda, özel alan ve kurumlarda yani hiçbir yerde Türk kelimesini kullanmıyorlar, yasaklıyorlar. Türklüğü ırkçılık ve günah olarak sunuyorlar, ama öbür taraftan mesela Kürt ırkçılığını sürekli tekrar ederek, onu da demokrasi olarak pazarlıyorlar.1908 sonrası İkinci Meşrutiyet döneminde "Biz Osmanlılar, hepimiz kardeşiz, camilerin, kiliselerin dışarısında hiçbir ayrımız gayrımız yoktur. Her şeyin üstünde mukaddes, yüce Osmanlılık vardır!" saçmalığını yaymışlar ve bu saçma sapan fikre sadece Türkler inanmış, hatta Türkler için âdeta Osmanlılık mantık, münakaşa kabul etmez bir din gibi olmuş.Bugün de durum aynıdır. AKP kaynaklı odaklar sürekli "Türk mürk demeyelim, Osmanlıyız diyelim" dayatmasını yaygınlaştırmış durumdadırlar. Bu fikri de dinde hassas muhafazakâr dindar Türklere kabul ettiriyorlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015