Yalanı doğrudan daha rahat söyleyenler, yalanı doğrudan daha rahat savunanlar için halk dilinde kullanılan bir ifadedir bu; "yalan yuva yapmış ağızlarına".
Yalanı, yalan söylemeyi, yalan yazmayı ve yalanları yaymayı bütün kötülüklerin anası kabul eden bir medeniyetin, bir kültürün ve bir kadim anlayışın mensuplarıyız ama hiçbir devirde ne yalancılarımız eksik olmuş ne de yalana inanmaya hazır kitlelerimiz.
Yalan rağbet gördükçe yalancılarımız artmış, yalancılarımız arttıkça da söylenen yalanlara inanmaya amade kitleler oluşmuş.
Basın-yayın gibi kitle iletişim araçları yaygınlaştıkça da yalan söylemek, yalan yazmak ve milyonların gözünün içine bakarak yalan konuşmak ve yanlışları savunmak meslek haline gelmiş.
Basın-yayın dünyasını şöyle uzaktan, göz ucuyla dahi olsa takip edenler, bu tespitlerin gün içinde yüzlerce örneğine rastlayabilirler.
'Yalan yuva yapmış ağızlarına' diyebileceğimiz türünden insanlara elbette her branşta, her meslek gurubunda rastlamak mümkün ama sanki basın dünyası zaman içinde yalancı yetiştirme ocağı haline gelmiş.
Bu dünyanın meslek erbabı, sahip oldukları kitle iletişim imkanları aracılığı ile yalancılığı kitleselleştiriyorlar ve kısa zamanda kitleleri de yalanlara inanacak kıvama sokuyorlar.
Hal böyle olunca basın-yayın dünyasında icra-i faaliyet gösterenler, siyaset esnafının gözdesi olup çıkıyorlar.
Önceliği vatan-millet ve vatana-millete hizmet değil de kendi heybelerini doldurmak olan ve bu şekilde 'malı götürme' vaziyetini uzatmaya yönelik siyaset yapan siyasiler için basın dünyasının yalancıları, adeta 'bulunmaz Bursa kumaşı' mesabesindedirler.
Basın-yayın dünyasının sadece son çeyrek asrını ve bu zaman diliminde geçirdiği evreleri, yaşadığı evrilme ve çevrilmeleri, alınıp-satılmaları, sıkça el değiştirmeleri biraz yakından izleyenler bu söylediklerimize hak vereceklerdir.
"Yalan yuva yapmış ağızlarına" ifadesini haklı çıkaracak tarzda yazı yazan, yorum yapan, manşet atan gazeteci-televizyoncular marifetiyle güzel ülkemizin geldiği-getirildiği uçurum, hep beraber yaşadığımız perişanlık gözler önünde.
İktisatta, ekonomide, tarımda, hayvancılıkta, sanayide, üretimde, tüketimde ve en son yaşadığımız pandemi yönetiminde, gerçeklerle açıklananlar arasındaki inanılmaz çelişkilere aldırmadan hala en son Katar'a satılan ülke kaynaklarını kast ederek; "Ülkemiz yabancı yatırımcı açısından cazibe merkezi haline geldi" tarzında manşetler atan gazetelerin çoğunluğu teşkil ettiğini düşünürsek baştan beri söylemeye çalıştıklarımız daha rahat anlaşılacaktır.
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025