"Edep ya edep! Edep diyorum yahu edep! ... Terbiyesiz herifler! Lütfen grubunuza sahip çıkın!" -R. Tayyip'in bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmadan.- Edebini sevsinler senin, edep dersi veren hatip! Zannederim milleti, balık hafızalı zannediyorsun Tayyip Kardeş! Sen ve ekibin, muhaliflerini ve milleti fişlerken bizim gibi millî kalemler de, seni her ân takip ederek, millî hafızaya notlar alıyoruz, haberin olsun! Meselâ senin; "Artistlik yapma ulan!" "Ananı da al git!" "Sermaye ırkçılığı yapıyorlar!" "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir!" "Lan bana anayasayı öğretme!" "Kız mıdır kadın mıdır bilemem!" "Ben kitap okumam, okur özetini önüme koyarlar!" "Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor, diye!.. Yahu bu millet istedikten sonra laiklik tabii elden gidecek." "Ben adeta ülkemi pazarlamakla mükellefim." "Lan terbiyesizlik yapma!" "Yolumuzun ortasında inek oturmuş, yolumuzu kapatıyor, menzile ulaşmamızı engelliyor! İneği yolumuzdan önce lafla, usul usul, sonra evvelallah sizlerin yardımıyla, artık nasıl olursa, nasıl denk gelirse kaldıracağız!" "... Türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, Türkiye'yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan, şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma, dinim, Allah'ım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim!" "Gemi var gemicik var, ne var oğluma gemicik aldıysam?" "Ben Gül'ümü seçtim. Beğenmeyen çıksın vatandaşlıktan!" "Sen ne mutlu Türküm diyene dersen o da ne mutlu Kürdüm diyene der." "Bize göre demokrasi amaç değil, ancak bir araçtır. Hangi sisteme gitmek istiyorsanız, bu düzenlerin seçiminde bir araçtır. Türkiye, kendisine din olarak Kemalizmi almış, başka hiçbir dine hayat hakkı tanımayarak kitlelere zorla dikte ettirmiştir. ..." "Ata'ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok." "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, bir şeyler vermek karşılığı böyle bir işbirliğine girecek kadar şerefsiz değildir!" Zam isteyen memura; "IMF'yi ikna edin!" "Toprak satılıyorsa alıp götürmüyorlar ya!" "Borç, yiğidin kamçısıdır!" sözlerinin, herhangi birini arama motoruna yazıp soranın karşısına daha niceleri çıkar! Bunların hepsi, BOP Eş Başkanı Tayyip'in edep fışkıran sözleri! Kadrosunun ve Meclis'e taşıdığı dokunulmazların diğer genel başkan vekillerine ettikleri küfürleri söylemeye gerek yok, zaten basın yasası da yazmamıza izin vermez! Bu kadar nâzik, bu kadar nâif bir kişi ve avanesinin hâlâ çoğunluktan destek alacağını ummasını anlayamıyorum! Beğler! Bir daha hatırlatacağım ki; korkaklar, sığındıkları kalede, en korkağı kale komutanı seçerler! Kaleden çıkmadan hurûç yapmadan ve dışarda meydandaki II. Kuvay-ı Milliyeciler'e katılmadan zafer kazanılmaz! Kalelerin direnci, içerdeki stok mühimmat bitinceye kadardır! Sonrası korku, açlık, salgın ve nihayetinde düşen kalede topluca katledilmektir! Zenginin malı, züğürtün çenesini yorarmış derler misali son haftalarda; herkesin bir tek oyu olmasına ve o oyun da bebek katili psikopatın yakınlarının oyu ile aynı kudrete sahip olmasına ve özellikle Balgat Kalesi Komutanı'nın hiç bir ülkücünün oyuna tenezzül etmemesine rağmen; işinden evine dönen ve klavyesinin başına geçen hemen herkes, birer siyâset mühendisi! Ama nasıl uzmanlarsa Y-CHP ve Y-MHP başta olmak kaydıyla partileri tenkitten başka yaptıkları bir şey yok! Beğler! Meclis'te güya dört parti var ama hiçbirinin birbirinden farkları yok! Gece-yarısı yasalarını çıkarmaya AKP'nin sayısı yetiyor! Her 367 gerektiğinde de; "Millî meselelerde desteğimiz sürecektir!" sözü devreye giriyor ve millete dişlerini sıkarak buğzetmek kalıyor! Hepsi Demokratlık ve İleri Demokratlık maskesiyle teslîmiyet yarışındalar! "Demokrasi araçtır, tramvaydır!" tarifini, siyasallaşmış PKK'lıdan başka kullanabilen kimse de yok! Beğler! Bu memlekette; Türk'üm demek nerdeyse yasalarla yasaklanacakken; Valilerce İstiklal Marşı'nın okutulması "Genelge var" denilerek engellenirken; "Türkoğlu Türk'üm!" diye göğsüne vurarak kükreyen birinin olduğunu ne zaman duyacak ve göreceksiniz? Her genç kızın mukadder akîbeti diye hem ağlayıp hem giden gelin misali davranmaya ne zamana kadar ilm-i siyâset diyeceksiniz? Birileri size ve sizin oyunuza tenezzül bile etmezken; size ve oylarınıza haysiyetiniz sıfatını yükleyen Baştürk Haydar Hoca'yı görmemekte ne kadar devam edeceksiniz? Beğler! Adamlar; nasılsa en kötü ihtimalle % 7 ve üzerinde oy alacaklarına eminler ve Hazine'den trilyonları alıp yandaşlarıyla Kalecilik oynayacaklar! siz de "Bütüne zarar vermedim!" diye kendinizi teselli edeceksiniz öyle mi? Peki Türk Milleti'nin talihi ve tarihi ile oynadığınızın farkında olmayacak mısınız? TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ Beğler! Vesselâm. Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017