Solunum organları arasında en önemli yeri akciğer almaktadır. Aslında solunum ağız ve burunla başlamakta ve sonra da Farenks ve Larenks dediğimiz ağız ve burnun arka boşlukları ile devam etmektedir. Hançer dediğimiz Larenks'ten sonra Trakea (trake borusu) -en uzun boru şeklindeki yapı, bronş bağlantıları, sağ ve sol bronşlar ve dalları ile akciğerlerle sonlanmaktadır.
Dıştan soluduğumuz hava, önce burun boşluğuna gelmektedir. Orada burun içinde bulunan çok ince kılların etkisiyle hava, vücudumuza uygun hale getirilmekte ve sonraları daha alt kısımlara nakledilmektedir.
Genizde hava ve yemek yolları birbiriyle karşılaşmaktadır. Trake borusunun ağzında, Glotis denilen özel bir kapakçık bulunmaktadır. Her yemek yutmamızda Glotis kapakçığı tam milimetrik olarak kapanmakta ve böylece ne içtiğimiz su ve sıvılar, ne de yuttuğumuz lokmalardan, trake'ye zarar verilmemektedir. Bazen gülerken veya acele içimlerde en ufak bir zerre yemeğin veya sıvının Trake'ye kaçmasıyla müthiş bir öksürük nöbeti başlamakta ve boğulurcasına reaksiyonlar oluşmaktadır.
Bebeklerdeki Trake yapısı
Bu yapı şekli yetişkinlerde bulunmaktadır. Bebeklerde ise Trake'nin uzantısı burun boşluğunun hemen gerisinde ve yutak borusunun çok üstünde olduğundan dolayı, onlarda nefes alma ile emmeleri, - süt almaları, paralel ve birlikte husule gelebilir. Onlarda, boğulma sözkonusu olmamaktadır. Kısacası, bebekler yutarken de emerken de devamlı nefes alabiliyorlar. Yetişkinler yutarken nefes alırlarsa, yemekler Trake'yi doldurur ve boğulma husule gelir. Bu durum ise felaketle sonuçlanabilir. Eğer böyle olmasaydı bebeklerde boğulmalar ve ölümlerin ardı arkası kesilmezdi. Çünkü onların korunmaları ve düşünceli hareketleri mümkün olmamaktadır. Bu durum 1 yaşına kadar böyle devam etmektedir. Sonra onların da nefes boruları yetişkinlere uygun hale gelmektedir.
***
Kanın oksijenlenmesi akciğerlerin Parankimal - yumuşak dokulu yapısı alveollerle sonlanmaktadır. Alveoller ise akciğerlerin en uç noktalarıdır. Bronş damarlarıyla buraya gelen kan, 300 metrekareyi geçen satıhlı akciğerlerde iyice yayılmakta ve nefesimizle gelen temiz havanın oksijenini alarak kanı temizlemektedir.
Temiz kan, akciğer deveranıyla kalbe gelmekte ve oradan da bütün vücudumuza dağılmaktadır.
Birçok hastalık solunum yollarıyla vücuda sirayet etmektedir. Görülmeyen mikroplar havadan aldığımız nefesle beraber önce ağız ve burnumuza, daha sonra da trake ve bronşlarla akciğerle kadar yol almaktadırlar.
Solunum girişli enfeksiyonlar
Kısacası solunumla geçen bütün hastalıklar, önce akciğerlere, sonradan da bütün vücudumuza yayılmaktadır. Şiddetli gripal enfeksionlar, kızamık ve su çiçeği gibi çocuk hatalıkları ile çocuk felci ve diğer öldürücü veya sakat bırakıcı enfeksiyonlar da solunum girişli olmaktadır. Gerçi onların bazıları temas yoluyla da geçebilmektedir fakat, bu durum çok daha az sayıda husule gelmektedir.
Dıştan soluduğumuz hava, önce burun boşluğuna gelmektedir. Orada burun içinde bulunan çok ince kılların etkisiyle hava, vücudumuza uygun hale getirilmekte ve sonraları daha alt kısımlara nakledilmektedir.
Genizde hava ve yemek yolları birbiriyle karşılaşmaktadır. Trake borusunun ağzında, Glotis denilen özel bir kapakçık bulunmaktadır. Her yemek yutmamızda Glotis kapakçığı tam milimetrik olarak kapanmakta ve böylece ne içtiğimiz su ve sıvılar, ne de yuttuğumuz lokmalardan, trake'ye zarar verilmemektedir. Bazen gülerken veya acele içimlerde en ufak bir zerre yemeğin veya sıvının Trake'ye kaçmasıyla müthiş bir öksürük nöbeti başlamakta ve boğulurcasına reaksiyonlar oluşmaktadır.
Bebeklerdeki Trake yapısı
Bu yapı şekli yetişkinlerde bulunmaktadır. Bebeklerde ise Trake'nin uzantısı burun boşluğunun hemen gerisinde ve yutak borusunun çok üstünde olduğundan dolayı, onlarda nefes alma ile emmeleri, - süt almaları, paralel ve birlikte husule gelebilir. Onlarda, boğulma sözkonusu olmamaktadır. Kısacası, bebekler yutarken de emerken de devamlı nefes alabiliyorlar. Yetişkinler yutarken nefes alırlarsa, yemekler Trake'yi doldurur ve boğulma husule gelir. Bu durum ise felaketle sonuçlanabilir. Eğer böyle olmasaydı bebeklerde boğulmalar ve ölümlerin ardı arkası kesilmezdi. Çünkü onların korunmaları ve düşünceli hareketleri mümkün olmamaktadır. Bu durum 1 yaşına kadar böyle devam etmektedir. Sonra onların da nefes boruları yetişkinlere uygun hale gelmektedir.
***
Kanın oksijenlenmesi akciğerlerin Parankimal - yumuşak dokulu yapısı alveollerle sonlanmaktadır. Alveoller ise akciğerlerin en uç noktalarıdır. Bronş damarlarıyla buraya gelen kan, 300 metrekareyi geçen satıhlı akciğerlerde iyice yayılmakta ve nefesimizle gelen temiz havanın oksijenini alarak kanı temizlemektedir.
Temiz kan, akciğer deveranıyla kalbe gelmekte ve oradan da bütün vücudumuza dağılmaktadır.
Birçok hastalık solunum yollarıyla vücuda sirayet etmektedir. Görülmeyen mikroplar havadan aldığımız nefesle beraber önce ağız ve burnumuza, daha sonra da trake ve bronşlarla akciğerle kadar yol almaktadırlar.
Solunum girişli enfeksiyonlar
Kısacası solunumla geçen bütün hastalıklar, önce akciğerlere, sonradan da bütün vücudumuza yayılmaktadır. Şiddetli gripal enfeksionlar, kızamık ve su çiçeği gibi çocuk hatalıkları ile çocuk felci ve diğer öldürücü veya sakat bırakıcı enfeksiyonlar da solunum girişli olmaktadır. Gerçi onların bazıları temas yoluyla da geçebilmektedir fakat, bu durum çok daha az sayıda husule gelmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006