2001 yılı Eylül ayının sonunda, Konyalı arkadaşlarımla beraber Ankara’daki bir toplantıdan dönüyoruz. Özel bir arabadayız. Arkadaşlarım beni Kulu Makası’nda bıraktılar ve Konya’ya devam ettiler. Burası Ankara yolunun Konya- Aksaray ayrımının olduğu yer.
Yol kenarında durmuş, Aksaray’a gitmek için otobüs beklerken bir kamyonet yanımda durdu. Şoför arkadaş beni arabasına aldı. Selamdan sonra başladık sohbete. Önce işten güçten, memleketin durumlarından derken kendimizden bahsetmeye başladık.
Şoför arkadaş aylıkla çalıştığını ve geçim şartlarının zor olduğunu söyledi ve ekledi: “Ama bütün bu şartlara rağmen beni anlayan ve beni kırmayan bir hanımım var. Allah ondan razı olsun.”
***
Geçenlerde başka bir arkadaşımla Bursa’dan memleketimize dönüyoruz. Otobüsümüz konaklamak için Aksaray girişindeki dinlenme tesisinde durdu. Bizi tesisin müdürü karşıladı. Çay içmemiz için ısrar etti. Oturduk, hoşbeş başladık sohbete.
Tesis Müdürü, evlendikten 5–6 yıl sonra çocuğunun olduğunu, onları çok sevdiğini, çocukların ailesi için bir nimet olduğunu anlattı. Adam bunları anlatırken sevinçten gözleri ışıldıyordu.
***
Halit ismindeki bir arkadaşım, bundan bir ay önce İngiltere’nin başkenti Londra’daki kardeşlerinin yanına gezmeye gitmişti. Halit bugün beni aradı. Geri dönmüş. Ne var ne yok, nasıl oralar diye sordum.
“Hocam! Vatanımız cennet. Oralarda yaşanmaz. Memleketimin gözünü seveyim. Orada (İngiltere’de) selam verecek insan bulamıyoruz. Oradaki insanımız maddeci olmuş. Akılları fikirleri para, pul, dünyalık… Pek tat alamadım. Zaten kaldığım sürece de yağmur yağdı. Türkiye’ye geldim, çok şükür ezan sesi duydum. Selam verecek insanımız var. Dört mevsimi yaşıyoruz. Oturup dertleşecek arkadaşımız var.”
Bu hasbıhalden sonra gönlüme yukarıdaki yaşadığım anılarım geldi. Demek ki biz, Türkiye insanı olarak zenginiz. Çünkü:
Kimi iyi bir hanıma sahip,
Kimi iyi bir beye sahip,
Çocuk yönünden zenginiz,
Kimine Allah (C.C.) güzel Ana ve Baba vermiş,
Kimine mal - mülk vermiş,
Bir başkasına güzellik vermiş,
Ahlak güzelliği vermiş,
Sıhhat vermiş,
İyi bir dost vermiş,
Makam vermiş,
Mevki vermiş,
Bizi Müslüman bir ülkede, Müslüman ana ve babadan meydana getirmiş,
Günlük dört mevsimi yaşayan bir vatandayız. Üç tarafımız denizlerle çevrili. Bereketli ovalarımız yaylalarımız var. Yeraltında zengin maden yataklarımız…
Nihayet bir arkadaşım bu satırları okuduktan sonra:
“Güzel bir yazı; ama bir eksiği var” dedi ve ekledi.
“Dünyaya elini öptürmüş, Sosyal Devlet-Milli Devlet Modeli eserlerini ortaya koymuş, dünya insanını küresel güçlerin elinden kurtaran, dünyayı yaşanabilir bir düzene getirebilecek, devletle-milletin, askerle-sivilin kaynaşması için yol gösteren, insanımıza; ekonomik, kültürel ve siyasal çözümler sunan bir dehaya, bir bilgin kişiye, bir Üstad’a sahibiz.”
O yüzden ülkemin insanı çok zengin. Yeter ki farkına varalım…
Yol kenarında durmuş, Aksaray’a gitmek için otobüs beklerken bir kamyonet yanımda durdu. Şoför arkadaş beni arabasına aldı. Selamdan sonra başladık sohbete. Önce işten güçten, memleketin durumlarından derken kendimizden bahsetmeye başladık.
Şoför arkadaş aylıkla çalıştığını ve geçim şartlarının zor olduğunu söyledi ve ekledi: “Ama bütün bu şartlara rağmen beni anlayan ve beni kırmayan bir hanımım var. Allah ondan razı olsun.”
***
Geçenlerde başka bir arkadaşımla Bursa’dan memleketimize dönüyoruz. Otobüsümüz konaklamak için Aksaray girişindeki dinlenme tesisinde durdu. Bizi tesisin müdürü karşıladı. Çay içmemiz için ısrar etti. Oturduk, hoşbeş başladık sohbete.
Tesis Müdürü, evlendikten 5–6 yıl sonra çocuğunun olduğunu, onları çok sevdiğini, çocukların ailesi için bir nimet olduğunu anlattı. Adam bunları anlatırken sevinçten gözleri ışıldıyordu.
***
Halit ismindeki bir arkadaşım, bundan bir ay önce İngiltere’nin başkenti Londra’daki kardeşlerinin yanına gezmeye gitmişti. Halit bugün beni aradı. Geri dönmüş. Ne var ne yok, nasıl oralar diye sordum.
“Hocam! Vatanımız cennet. Oralarda yaşanmaz. Memleketimin gözünü seveyim. Orada (İngiltere’de) selam verecek insan bulamıyoruz. Oradaki insanımız maddeci olmuş. Akılları fikirleri para, pul, dünyalık… Pek tat alamadım. Zaten kaldığım sürece de yağmur yağdı. Türkiye’ye geldim, çok şükür ezan sesi duydum. Selam verecek insanımız var. Dört mevsimi yaşıyoruz. Oturup dertleşecek arkadaşımız var.”
Bu hasbıhalden sonra gönlüme yukarıdaki yaşadığım anılarım geldi. Demek ki biz, Türkiye insanı olarak zenginiz. Çünkü:
Kimi iyi bir hanıma sahip,
Kimi iyi bir beye sahip,
Çocuk yönünden zenginiz,
Kimine Allah (C.C.) güzel Ana ve Baba vermiş,
Kimine mal - mülk vermiş,
Bir başkasına güzellik vermiş,
Ahlak güzelliği vermiş,
Sıhhat vermiş,
İyi bir dost vermiş,
Makam vermiş,
Mevki vermiş,
Bizi Müslüman bir ülkede, Müslüman ana ve babadan meydana getirmiş,
Günlük dört mevsimi yaşayan bir vatandayız. Üç tarafımız denizlerle çevrili. Bereketli ovalarımız yaylalarımız var. Yeraltında zengin maden yataklarımız…
Nihayet bir arkadaşım bu satırları okuduktan sonra:
“Güzel bir yazı; ama bir eksiği var” dedi ve ekledi.
“Dünyaya elini öptürmüş, Sosyal Devlet-Milli Devlet Modeli eserlerini ortaya koymuş, dünya insanını küresel güçlerin elinden kurtaran, dünyayı yaşanabilir bir düzene getirebilecek, devletle-milletin, askerle-sivilin kaynaşması için yol gösteren, insanımıza; ekonomik, kültürel ve siyasal çözümler sunan bir dehaya, bir bilgin kişiye, bir Üstad’a sahibiz.”
O yüzden ülkemin insanı çok zengin. Yeter ki farkına varalım…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Vahit Belge / diğer yazıları
- Türk Telekom'a neden ulaşılamıyor? / 01.04.2023
- Kaidesizlik / 31.05.2012
- Tek çözüm erken seçim ve Prof. Dr. Haydar Baş / 24.03.2012
- Türk - Amerikan ortak filmi / 20.03.2012
- İki eser ve sanatçılar / 13.03.2012
- Vatandaş kızıyor ama gülmesi yakın / 10.03.2012
- Hizaya gel / 07.03.2012
- Bulanık hava / 19.02.2012
- Misyoner ajanlar, ajan misyonerler / 14.02.2012
- Hikaye / 11.02.2012
- Kaidesizlik / 31.05.2012
- Tek çözüm erken seçim ve Prof. Dr. Haydar Baş / 24.03.2012
- Türk - Amerikan ortak filmi / 20.03.2012
- İki eser ve sanatçılar / 13.03.2012
- Vatandaş kızıyor ama gülmesi yakın / 10.03.2012
- Hizaya gel / 07.03.2012
- Bulanık hava / 19.02.2012
- Misyoner ajanlar, ajan misyonerler / 14.02.2012
- Hikaye / 11.02.2012