Geçtiğimiz Cumartesi akşamı erken saatlerden itibaren Meltem TV'de tam bir gönül ve fikir ziyafeti vardı, kaçıranların çok şey kaçırdığını söyleyebiliriz.
Önce, 2013 yılında yapılmış olan Gadir-i Hum programını büyük bir hasretle izledik, programın son konuşmacısı olan Prof. Dr. Haydar Baş merhumu pürdikkat dinledik.
Kameri takvimin son ayı olan Zilhicce'nin 18'inin tüm dünya Müslümanları için büyük bir bayram olduğu bilgisini bir kez daha tazelemiş olduk.
Son elçi son Peygamber Hz. Muhammed aleyhisselamın en az 'Veda Hutbesi' kadar meşhur ve malum olan 'Gadir-i Hum hutbesinin' yüzyıllar boyu gelip-geçen kuşaklardan niçin saklandığını bir kez daha üzülerek anlamaya çalıştık.
Meltem TV'nin saatler süren bu özel yayınında özlemle dinlediğimiz Haydar Baş Hoca'nın ardından, 'Özel Gündem' programında oğlu Hüseyin Baş'ı evlerimize misafir ettik.
Tecrübeli ve usta sunucu Sayın Gülgün Feyman'ın sunumu ve ilginç soruları ile şekillenen program, uzadıkça dolgunlaştı, gecenin içine doğru gittikçe olgunlaştı ve sıcak bir Temmuz gecesinde tam bir fikir ve gönül ziyafetine dönüştü.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin genç Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş'ı dinlerken, hep söylediğim gibi hem dinleniyorsunuz, hem bilgileniyorsunuz hem de geleceğe dair umutlanıyorsunuz.
Siyasetin kısır çekişmelerinin iyice ısıttığı bir yaz gecesinde, 'Milli Birlik Günü' ilan edilen bir günde bile, siyasilerin birbirlerine olabildiğince sivri dillerle saldırdıkları bir zaman diliminde Sayın Hüseyin Baş'ı dinlemek gerçekten gönüllere huzur ve nice umutlar yaymış oldu.
Çok kıymetli sunucunun da altını çizdiği gibi, Sayın Hüseyin Baş bir hukukçu ama, ekonomiyi, var olan ekonomik problemlerin nasıl çözüleceğini, partisinin çözüm önerilerini öyle bir anlatıyor ki, kırk yıllık ekonomistler eline su bile dökemez.
'Hap gibi bir anlatım' denir ya aynen öyle…
Kitaba ulaşmak günden güne lüks haline geliyor, niye? Çünkü kâğıt ithal, kâğıt niye ithal, çünkü yüz yıldır kâğıt üreten fabrikalar satıldı ve kapatıldı.
Tarım ülkesiyiz ama, şeker kuyrukları günden güne uzayıp gidiyor ve fiyatları da uzaya doğru yükseliyor, neden? Çünkü, yıllarca şeker pancarına getirilen kotalar nedeniyle üretici canından bezdirildi, ardından da şeker fabrikaları satıldı ve ülke şeker ithaline mahkûm edildi.
Çay öyle, fındık öyle, buğday öyle…
Peki çare? Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında kapatılan bütün fabrikalar tekrar açılacak, satılan her ne varsa hepsi geri alınacak ve üretime başlanacak.
İktidarda bulunan Cumhur ittifakının da, bir alternatif olarak takdim edilen Millet ittifakını oluşturan partilerin de millete, özellikle de gençlere umut vadeden ne bir söylemleri var ne de bir eylemleri.
Hep didişerek harcadıkları yıllarımızı, aynı minval üzere harcamaya devam ediyorlar.
Bu programı, bu fikir ziyafetini mutlaka kayıtlarını bulup izlemelisiniz.
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025