Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) Akabe'de şöyle hitap etti:
"Zaman, Allah'ın, gökleri ve yeri yarattığı günde olduğu şekline dönmüştür. Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bu on ikiden dördü haram aylardır: Mudar kabilesinin Receb ayı, Zi'l-Ka'de, Zi'l-Hicce ve Muharrem. Bu dosdoğru bir dindir. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin." (Bezzâr).
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Receb ayı için iki tabir kullanmıştır. Şöyle ki: Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), bu aya, "Şehr-i Mudar" ismini vermiştir. Zira Mudar kabilesi, bu aya çok tazim etmiş, büyük bilip saygı göstermiştir.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), bu ayın yerini, "Cemaziyelahir ile Şaban arasındadır" buyurmak sureti ile tayin etmiştir. Ta ki, bu ay geriye ve ileriye alınmaya? Yani, daha önce, Muharrem ayının Safer ayına alındığı gibi... Ki, cahiliyet devrinde öyle yapmışlardır.
Böylece, Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), bu aya bir özellik verip kayda bağladı. Sonuna kadar haram olduğunu anlatıp üzerinde durdu.
Şöyle anlatılmıştır:
Receb ayına, "Receb-i Mudar" isminin verilmesinin bir sebebi de şudur ki: O ayda, küffardan bazıları, kabilelerden birine beddua etti. Onların bu bedduası üzerine Allah Teâlâ o kabileyi helak etti. (Hz. Abdulkadir Geylani, Gunyetü't-Talibin, s.534).
Denilmiştir ki:
Receb ayı içinde zalimlere beddua etmek tutar. Keza haksızlara da...
Üstte anlatılan manadan ötürüdür ki, cahiliyet zamanında Araplar, kendilerine zulmedenlere beddua etmeyi Receb ayına bırakırlardı. Receb ayında beddua ettikleri zaman tutardı, boş dönmezdi. (Hz. Abdulkadir Geylani, Gunyetü't-Talibin, s.535).
Bu ayın diğer bir ismi de Asamm'dır.
Bu aya Asamm, adının verilmesi şu sebepledir ki; senin cefanı ve hatanı duymaz. Daima iyiliğini duyar. Ey mü'min o, senin şerefini dinler.
Allah Teâlâ onu, senin hatalarından yana, cefalarından yana sağır eylemiştir. Ta ki kıyamet günü, senin aleyhine şahitlik etmeye?
Senin için yapacağı şahitlik, senden duyduğu iyiliğe ve onda işlediğin iyi amele dair olacaktır ve senin faziletini anlatacaktır.
Receb ayı için, "Şehrüllahi'l-Esabb" adının verilmesini de anlatalım. Şöyle ki:
Allah Teâlâ, bu ayda kullarına öyle ikramlar eder, öyle sevaplar verir ki; onları hiçbir göz görmemiştir, kulaklar duymamıştır, bir beşerin kalbine onların ne olduğunu anlamak dahi gelmemiştir. (Hz. Abdulkadir Geylani, Gunyetü't-Talibin, s.536).
Receb fiilinin masdarı ise tercibdir. Tercib, Allah Teala'nın zikrini tekrar ile, O'na tazim etmektir. Zira melekler dahi; içinde Yüce Allah'ı tesbih, tahmid, takdis bulunan seslerini tercib ederler. (yani tekrar ile yükseltirler). (Hz. Abdulkadir Geylani, Gunyetü't-Talibin, s.532).
"Zaman, Allah'ın, gökleri ve yeri yarattığı günde olduğu şekline dönmüştür. Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bu on ikiden dördü haram aylardır: Mudar kabilesinin Receb ayı, Zi'l-Ka'de, Zi'l-Hicce ve Muharrem. Bu dosdoğru bir dindir. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin." (Bezzâr).
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Receb ayı için iki tabir kullanmıştır. Şöyle ki: Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), bu aya, "Şehr-i Mudar" ismini vermiştir. Zira Mudar kabilesi, bu aya çok tazim etmiş, büyük bilip saygı göstermiştir.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), bu ayın yerini, "Cemaziyelahir ile Şaban arasındadır" buyurmak sureti ile tayin etmiştir. Ta ki, bu ay geriye ve ileriye alınmaya? Yani, daha önce, Muharrem ayının Safer ayına alındığı gibi... Ki, cahiliyet devrinde öyle yapmışlardır.
Böylece, Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), bu aya bir özellik verip kayda bağladı. Sonuna kadar haram olduğunu anlatıp üzerinde durdu.
Şöyle anlatılmıştır:
Receb ayına, "Receb-i Mudar" isminin verilmesinin bir sebebi de şudur ki: O ayda, küffardan bazıları, kabilelerden birine beddua etti. Onların bu bedduası üzerine Allah Teâlâ o kabileyi helak etti. (Hz. Abdulkadir Geylani, Gunyetü't-Talibin, s.534).
Denilmiştir ki:
Receb ayı içinde zalimlere beddua etmek tutar. Keza haksızlara da...
Üstte anlatılan manadan ötürüdür ki, cahiliyet zamanında Araplar, kendilerine zulmedenlere beddua etmeyi Receb ayına bırakırlardı. Receb ayında beddua ettikleri zaman tutardı, boş dönmezdi. (Hz. Abdulkadir Geylani, Gunyetü't-Talibin, s.535).
Bu ayın diğer bir ismi de Asamm'dır.
Bu aya Asamm, adının verilmesi şu sebepledir ki; senin cefanı ve hatanı duymaz. Daima iyiliğini duyar. Ey mü'min o, senin şerefini dinler.
Allah Teâlâ onu, senin hatalarından yana, cefalarından yana sağır eylemiştir. Ta ki kıyamet günü, senin aleyhine şahitlik etmeye?
Senin için yapacağı şahitlik, senden duyduğu iyiliğe ve onda işlediğin iyi amele dair olacaktır ve senin faziletini anlatacaktır.
Receb ayı için, "Şehrüllahi'l-Esabb" adının verilmesini de anlatalım. Şöyle ki:
Allah Teâlâ, bu ayda kullarına öyle ikramlar eder, öyle sevaplar verir ki; onları hiçbir göz görmemiştir, kulaklar duymamıştır, bir beşerin kalbine onların ne olduğunu anlamak dahi gelmemiştir. (Hz. Abdulkadir Geylani, Gunyetü't-Talibin, s.536).
Receb fiilinin masdarı ise tercibdir. Tercib, Allah Teala'nın zikrini tekrar ile, O'na tazim etmektir. Zira melekler dahi; içinde Yüce Allah'ı tesbih, tahmid, takdis bulunan seslerini tercib ederler. (yani tekrar ile yükseltirler). (Hz. Abdulkadir Geylani, Gunyetü't-Talibin, s.532).
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016