Enes radiyallahu anh'dan;
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem Medine'ye geldi. Onların eğlence yaptıkları iki günleri vardı. "Nedir bu günler?" diye sordu. Şöyle dediler: "Cahiliye devrinde eğlendiğimiz günlerdi." Şöyle buyurdu: "Allah size bu iki günün yerine daha iyisini ihsan etmiştir: Kurban bayramı ve Ramazan bayramı günü." (Ahmed, III, 103, 178, 235, 250; Ebû Dâvud, no. 1134).
Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvereyi şereflendirince, ora halkının senede iki defa bayram yaparak eğlendiklerini öğrenince, onlara şöyle buyurmuş: "Yüce Allah o iki bayram günlerine karşılık onlardan daha hayırlı iki bayram günlerini size ihsan etmiştir." O günlerin Ramazan ve Kurban Bayramı günleri olduğunu müjdelemiştir. Bunlara Arapçada "İyd-i Fıtır ve İyd-i Adha" denir. Bu günlere "İyd" denilmesi, bunların birer neş'e ve sevinç günü olmaları, hayra yorumlanmaları veya Allah'ın bu günlerde pek çok ihsanlarda bulunması bakımındandır.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Kim Ramazan ve Kurban bayramının gecesini ihyâ ederse, kalplerin öleceği gün, onun kalbi ölmez." (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr ve'l-Evsat'ta).
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Allah katında günlerin en büyüğü Kurban bayramı günü ve Karr günüdür." Sevr der ki: "Karr günü, kurban bayramının ikinci günüdür." (Ebû Dâvud, no. 1765).
Kendilerine cuma namazı farz olanlara, cuma namazının vücub ve eda şartları içinde, Ramazan ve Kurban Bayramı namazları vacibdir. Yalnız Bayram namazlarında hutbeler vacib değildir. Bu namazlardan sonra hutbe okunması sünnettir.
"Rabbin için namaz kıl, kurban kes" (Kevser; 2) mealindeki ayet-i kerime ile Peygamber Efendimizin devamlı kılması ve kıldırması, bayram namazının vacip olmasının delilidir.
Bayram namazı bayramın birinci günü güneşin doğuşundan yaklaşık elli dakika sonra başlayıp Bayram namazlarının ilk vakti, işrak zamanıdır. Güneşin görünüşüne nazaran ufuktan bir veya iki mızrak boyu kadar yükselip kerahet vaktinin çıktığı andır. Bu andan itibaren istiva veya zeval vaktine kadar kılınması caizdir.
Bayram namazları ikişer rekâttır. Cemaatle aşikâre olarak kılınırlar. Ezan ve ikamet yapılmaksızın imam, iki rekât Ramazan veya Kurban bayramı namazına niyet eder. Cemaat da böyle iki rekât bayram namazı kılmak için imama uymaya niyet eder. "Allahüekber" diye iftitah tekbiri alınır, eller bağlanır. Hep birlikte gizlice "Sübhaneke" okunur. Sonra imam yüksek sesle, cemaat da gizlice "Allahüekber" diye üç tekbir alırlar. Tekbirlerde eller yukarıya kaldırılıp ondan sonra yanlara salıverilir, her tekbir arasında üç tesbih miktarı durulur. Üçüncü tekbirden sonra eller bağlanır. İmam gizlice "eûzü-Besmele" çektikten sonra, aşikâre olarak Fatiha sûresi ile bir miktar daha Kur'an-ı Kerim'den okur. Aşikâre "Allahüekber" diyerek bilindiği gibi rükû ve secdelere gider. Cemaat da gizlice tekbir alarak imama uyar. Sonra yine tekbir alınarak ikinci rekâta kalkılır. İmam gizlice "Besmele"den sonra yine aşikâre olarak Fatiha sûresi ile bir miktar daha Kur'an okur. Tekrar üç defa eller kaldırılarak birinci rekâtta olduğu gibi üç tekbir alınır. Ondan sonra imam yine aşikâre, cemaat ise gizlice "Allahüekber" diye rükûa ve secdelere varırlar. Sonra oturulup gizlice "Tahiyyat, Salli-Barik ve Rabbenâ âtinâ" duaları hep birlikte okunur ve iki tarafa selâm verilerek namaz tamamlanır.
Bu halde bayram namazlarının her rekâtında üç fazla tekbir bulunmuş olur ki, bunlar da vacibdir.
(Hanbelî mezhebine göre birinci rekâtta altı, ikinci rekâtta beş tekbir alınır ve her iki rekâtta da tekbirler kıraattan önce yapılır. İmam Malik ile İmam Şafiî'ye göre, birinci rekâtta yedi, ikinci rekâtta beş tekbir alınır ve tekbirler her iki rekâtta da kıraattan önce alınır).
Kurban bayramı namazını acele kılmak, Ramazan bayramı namazını ise biraz geciktirmek müstehabdır.
İmam, bayram namazını kıldırdıktan sonra hutbe okumak için minbere çıkar. Cumada olduğu gibi iki hutbe okur. Ancak bu bayram hutbelerine tekbir ile başlanır. Cemaat da bu tekbirlere hafifçe katılır. Hatib, Ramazan Bayramı hutbesinde cemaata Fıtır Sadakası, üzerinde, Kurban Bayramı Hutbesinde Kurban ve Teşrîk tekbirleri konusunda bilgi verir. Cuma namazı için hutbe okumak farz, bayram namazı için sünnettir.
Teşrik tekbirleri nedir, ne vakit söylenir?
Kurban bayramının birinci gününe yevm-i nahir, diğer üç gününe ise eyyâm-ı teşrik denir. Bayramdan evvelki güne ise yevm-i arefe (arefe günü) denir ki Zilhicce'nin 9. günü olmaktadır.
Arefe gününden bir gün önce ikindi namazından itibaren bayramın 4. günü ikindi namazına kadar 26 vakit farz namazını müteâkip birer defa Allahü Ekber Allâhü Ekber Lâ ilâhe İllâllahü Vallâhü Ekber, Allâhü Ekber ve Lillâhi'l-Hamd şeklinde tekbir alınır. Bunlara teşrik tekbirleri denir.
Tekbirlerin bu miktar okunması iki imamın görüşüdür, işlem de böyle yapılmaktadır. İmam Azam'a göre bu tekbirler Arefe gününün sabahından ertesi günün ikindisine kadar olan sekiz vakit farz namazın arkasından alınır.
Teşrik tekbirleri fakîhlerin çoğuna göre, namaz kılmakla mükellef herkes için vâcibtir. Sünnettir diyenler de vardır.
İki imama göre farz namazları kılmakla yükümlü olan herkes için bu tekbirler vacibdir. Bu hususta tek başına namaz kılan, imama uyan, misafir (yolcu) ile mukim, köylü ile şehirli, erkek ile kadın eşittir. İmam Azam'a göre ise, bu tekbirlerin vacib olması için mukim olmak, hür olmak, erkek olmak ve namaz, müstahab şekilde cemaatle kılınan bir farz olmak şarttır. Buna göre, misafirlere, kölelere, kadınlara ve tek başına namaz kılan kimselere bu tekbirler vacib değildir. Fakat bunlar, kendilerine tekbir vacib olan cemaatle namaz kılanlara uymaları halinde tekbir almaları gerekir. Cuma ve Bayram namazları kılınmayan köylerde bulunanlara da vacib olmaz. Cuma günü öğle namazını kendi aralarında cemaatle kılan özürlü kimselere de vacib olmaz.
Teşrik tekbirleri günlerinde namazı kazaya kalan bir kimse, bu namazları yine teşrik günlerinde kılarsa tekbirleri de kaza eder. Teşrik günlerinden sonra kıldığında ise, teşrik tekbirlerinin kazâsı gerekmez. Kadınlar teşrik tekbirlerini gizli olarak getirirler. (Teşrik tekbirleri hatırlanmadan kişi konuşur veya kasden abdestini bozar veyahut camiden çıkarsa tekbirler düşer ve bir şey lazım gelmez).
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem Medine'ye geldi. Onların eğlence yaptıkları iki günleri vardı. "Nedir bu günler?" diye sordu. Şöyle dediler: "Cahiliye devrinde eğlendiğimiz günlerdi." Şöyle buyurdu: "Allah size bu iki günün yerine daha iyisini ihsan etmiştir: Kurban bayramı ve Ramazan bayramı günü." (Ahmed, III, 103, 178, 235, 250; Ebû Dâvud, no. 1134).
Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvereyi şereflendirince, ora halkının senede iki defa bayram yaparak eğlendiklerini öğrenince, onlara şöyle buyurmuş: "Yüce Allah o iki bayram günlerine karşılık onlardan daha hayırlı iki bayram günlerini size ihsan etmiştir." O günlerin Ramazan ve Kurban Bayramı günleri olduğunu müjdelemiştir. Bunlara Arapçada "İyd-i Fıtır ve İyd-i Adha" denir. Bu günlere "İyd" denilmesi, bunların birer neş'e ve sevinç günü olmaları, hayra yorumlanmaları veya Allah'ın bu günlerde pek çok ihsanlarda bulunması bakımındandır.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Kim Ramazan ve Kurban bayramının gecesini ihyâ ederse, kalplerin öleceği gün, onun kalbi ölmez." (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr ve'l-Evsat'ta).
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Allah katında günlerin en büyüğü Kurban bayramı günü ve Karr günüdür." Sevr der ki: "Karr günü, kurban bayramının ikinci günüdür." (Ebû Dâvud, no. 1765).
Kendilerine cuma namazı farz olanlara, cuma namazının vücub ve eda şartları içinde, Ramazan ve Kurban Bayramı namazları vacibdir. Yalnız Bayram namazlarında hutbeler vacib değildir. Bu namazlardan sonra hutbe okunması sünnettir.
"Rabbin için namaz kıl, kurban kes" (Kevser; 2) mealindeki ayet-i kerime ile Peygamber Efendimizin devamlı kılması ve kıldırması, bayram namazının vacip olmasının delilidir.
Bayram namazı bayramın birinci günü güneşin doğuşundan yaklaşık elli dakika sonra başlayıp Bayram namazlarının ilk vakti, işrak zamanıdır. Güneşin görünüşüne nazaran ufuktan bir veya iki mızrak boyu kadar yükselip kerahet vaktinin çıktığı andır. Bu andan itibaren istiva veya zeval vaktine kadar kılınması caizdir.
Bayram namazları ikişer rekâttır. Cemaatle aşikâre olarak kılınırlar. Ezan ve ikamet yapılmaksızın imam, iki rekât Ramazan veya Kurban bayramı namazına niyet eder. Cemaat da böyle iki rekât bayram namazı kılmak için imama uymaya niyet eder. "Allahüekber" diye iftitah tekbiri alınır, eller bağlanır. Hep birlikte gizlice "Sübhaneke" okunur. Sonra imam yüksek sesle, cemaat da gizlice "Allahüekber" diye üç tekbir alırlar. Tekbirlerde eller yukarıya kaldırılıp ondan sonra yanlara salıverilir, her tekbir arasında üç tesbih miktarı durulur. Üçüncü tekbirden sonra eller bağlanır. İmam gizlice "eûzü-Besmele" çektikten sonra, aşikâre olarak Fatiha sûresi ile bir miktar daha Kur'an-ı Kerim'den okur. Aşikâre "Allahüekber" diyerek bilindiği gibi rükû ve secdelere gider. Cemaat da gizlice tekbir alarak imama uyar. Sonra yine tekbir alınarak ikinci rekâta kalkılır. İmam gizlice "Besmele"den sonra yine aşikâre olarak Fatiha sûresi ile bir miktar daha Kur'an okur. Tekrar üç defa eller kaldırılarak birinci rekâtta olduğu gibi üç tekbir alınır. Ondan sonra imam yine aşikâre, cemaat ise gizlice "Allahüekber" diye rükûa ve secdelere varırlar. Sonra oturulup gizlice "Tahiyyat, Salli-Barik ve Rabbenâ âtinâ" duaları hep birlikte okunur ve iki tarafa selâm verilerek namaz tamamlanır.
Bu halde bayram namazlarının her rekâtında üç fazla tekbir bulunmuş olur ki, bunlar da vacibdir.
(Hanbelî mezhebine göre birinci rekâtta altı, ikinci rekâtta beş tekbir alınır ve her iki rekâtta da tekbirler kıraattan önce yapılır. İmam Malik ile İmam Şafiî'ye göre, birinci rekâtta yedi, ikinci rekâtta beş tekbir alınır ve tekbirler her iki rekâtta da kıraattan önce alınır).
Kurban bayramı namazını acele kılmak, Ramazan bayramı namazını ise biraz geciktirmek müstehabdır.
İmam, bayram namazını kıldırdıktan sonra hutbe okumak için minbere çıkar. Cumada olduğu gibi iki hutbe okur. Ancak bu bayram hutbelerine tekbir ile başlanır. Cemaat da bu tekbirlere hafifçe katılır. Hatib, Ramazan Bayramı hutbesinde cemaata Fıtır Sadakası, üzerinde, Kurban Bayramı Hutbesinde Kurban ve Teşrîk tekbirleri konusunda bilgi verir. Cuma namazı için hutbe okumak farz, bayram namazı için sünnettir.
Teşrik tekbirleri nedir, ne vakit söylenir?
Kurban bayramının birinci gününe yevm-i nahir, diğer üç gününe ise eyyâm-ı teşrik denir. Bayramdan evvelki güne ise yevm-i arefe (arefe günü) denir ki Zilhicce'nin 9. günü olmaktadır.
Arefe gününden bir gün önce ikindi namazından itibaren bayramın 4. günü ikindi namazına kadar 26 vakit farz namazını müteâkip birer defa Allahü Ekber Allâhü Ekber Lâ ilâhe İllâllahü Vallâhü Ekber, Allâhü Ekber ve Lillâhi'l-Hamd şeklinde tekbir alınır. Bunlara teşrik tekbirleri denir.
Tekbirlerin bu miktar okunması iki imamın görüşüdür, işlem de böyle yapılmaktadır. İmam Azam'a göre bu tekbirler Arefe gününün sabahından ertesi günün ikindisine kadar olan sekiz vakit farz namazın arkasından alınır.
Teşrik tekbirleri fakîhlerin çoğuna göre, namaz kılmakla mükellef herkes için vâcibtir. Sünnettir diyenler de vardır.
İki imama göre farz namazları kılmakla yükümlü olan herkes için bu tekbirler vacibdir. Bu hususta tek başına namaz kılan, imama uyan, misafir (yolcu) ile mukim, köylü ile şehirli, erkek ile kadın eşittir. İmam Azam'a göre ise, bu tekbirlerin vacib olması için mukim olmak, hür olmak, erkek olmak ve namaz, müstahab şekilde cemaatle kılınan bir farz olmak şarttır. Buna göre, misafirlere, kölelere, kadınlara ve tek başına namaz kılan kimselere bu tekbirler vacib değildir. Fakat bunlar, kendilerine tekbir vacib olan cemaatle namaz kılanlara uymaları halinde tekbir almaları gerekir. Cuma ve Bayram namazları kılınmayan köylerde bulunanlara da vacib olmaz. Cuma günü öğle namazını kendi aralarında cemaatle kılan özürlü kimselere de vacib olmaz.
Teşrik tekbirleri günlerinde namazı kazaya kalan bir kimse, bu namazları yine teşrik günlerinde kılarsa tekbirleri de kaza eder. Teşrik günlerinden sonra kıldığında ise, teşrik tekbirlerinin kazâsı gerekmez. Kadınlar teşrik tekbirlerini gizli olarak getirirler. (Teşrik tekbirleri hatırlanmadan kişi konuşur veya kasden abdestini bozar veyahut camiden çıkarsa tekbirler düşer ve bir şey lazım gelmez).
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016