TÜSAK mı, tuzak mı?

Hukuku sıfırladın, nice sıfırlamalardan sonra şimdi de sıra san'ata mı geldi?AKP göz boyamaya devam ediyor. "Durmak yok !", bu arkadaşların sloganı değil miydi, tabii geriye, sıfırlamaya doğru yola devam? şimdilerde vitrinlerinde TÜSAK etiketli mostralık bir ürün var, açılımı: Türk Sanat Kurumu. Henüz yasalaşmadı tasarı hâlinde, lâkin perşembenin gelişi çarşambadan belli. Tasarıda, san'at alanında faaliyet gösteren tüm devlet kurumları kaldırılıyor. TÜSAK üzerinden siyasetin san'atı kuşatma harekâtıdır bu. Taktik tıpkısının aynı, nasıl HSYK ile yargıya yönelik işgâl sürdürülüyorsa, TÜSAK ile de san'atın önü kesiliyor.Anayasa'nın 64. maddesi, "Sanatın ve sanatçının korunması" başlığını taşıyor ve "Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır", diyorsa da Devletin san'ata sevgisine bakıyoruz AKP penceresinden:"Böyle sanatın içine tükürürüm" (AKP'li Belediye Başkanı),Bir san'at eseri için; "ucube", diyor Başbakan, San'atçılar için de söyleyecekleri var elbette;"Despot aydın", "kibirli", "zavallılar", "ben size gösteririm!",İçişleri eski Bakanı: "?Psikolojik terör, bilimsel terör var. Terörü besleyen arka bahçe var? birileri resim yaparak, şiir yazarak?"İşte bu yönetimin san'at ve san'atçıya bakışı? Bu ne sevgi ah bu ne ıstırap! Abdullah Yüce'nin ne güzel hüzzamıydı değil mi?Hukuk, elektrik gibidir, kullanmasını bilirsen fayda sağlar; yok, onunla oynamaya kalkarsan çarpılırsın! Hükûmetin hâli pür melâli ortada.San'ata gelince, san'atı ve san'atçıyı karşısına alan her iktidar sarsılmaya hatta yok olmaya mahkûmdur.Uluslararası üne sahip, Türkiye'nin yüzünü ağartan bir san'atçımızı mahkûm eden mahkemenin hâkimi, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda evinde kutulara sığmayan, ak mı, kara mı, belli olmayan paralarla yakalanıp tutuklanan banka genel müdürünü tahliye edebiliyorsa; siyasetin yargı ve san'atı kuşatmasının resmidir bu! (her iki kararı da aynı yargıç vermiştir).San'at toplumun aynasıdır, aydınlanmanın öncüsüdür. San'at güdümlü olmaz, siyasal iktidarın ideolojisine sıkıştırılamaz; san'atsal özgürlük, düşünceyi ifade özgürlüğüdür.TÜSAK yasa tasarısında öngörülen Türk Sanat Kurulu'nun üyeleri Bakanlar Kurulu tarafından atanacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak kurumun bütçesinin %5'i (toplam gelirinin) Başbakan'a ayrılacak ve ayrılan para da, 5018 sayılı Kamu Mâli Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve 4734 sayılı İhale Kanunu' tâbi olmayacaktır (Tasarı: madde 12). Yani Başbakan'a aktarılacak para, denetimden kaçırılmış oluyor. Ne gibi? Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları ile ilgili fezlekeler gibi.Her hâliyle siyaseten denetim altına alınmış san'at ne kadar yarar sağlayabilecek?Sözüm ona TÜSAK yasa tasarısının amacı, san'atın geliştirilip, güçlendirilmesi, tanıtılması ve yaygınlaştırılması? Bu amaç, muhalif olmayan san'at ve san'atçılar için geçerli; işte bunu ispatlayan Başbakan'ın sözleri: "Hükûmet olarak bizler istediğimiz oyunlara sponsor olur, desteğimizi veririz? kusura bakmayın, hem maaşınızı alacaksınız hem de istediğiniz gibi yönetime verip veriştireceksiniz, böyle saçmalık olmaz."Tasarıyla amaçlanan san'atın tanıtılması ve yaygınlaştırılması için en etkin yol eğitimdir; san'at eğitimi veren yüksek öğretim kurumlarıyla işbirliğinden söz eden hiçbir cümle bulunmamaktadır tasarıda.San'atın ve san'atçının korunmasıyla ilgili Anayasa'nın 64. maddesine de gönderme yapılmamıştır.Kültür ve san'at tüm insanlığın ortak malıdır; herkesi kucaklar. Siyasal iktidarın ideolojisinin dar kalıplarına sığdırılamaz.Her ne kadar bu hükûmet korku salarak varlığını sürdürmek istese de, san'at korkunun ilâcıdır.