ABD Dışişleri Bakanı geçtiğimiz gün ağzındaki baklayı çıkardı ve IŞİD'e kara operasyonunda ön cephede Türkiye'nin olacağını ifade ettikten sonra, "Krize Esad'ı devirmek için IŞİD'e destek olanlar sebep oldu" dedi. Bu cümleyi çok iyi tahlil etmeliyiz. ABD bu cümleyle "Esad'ı devirmek isteyen biz değiliz" demeye çalışıyor; sorumluluğu Türkiye'nin üzerine atıyor.Diğer önemli bir nokta ise, hatırlarsanız, gerek ABD basınında gerekse Türkiye basınında IŞİD'i ÖSO'ya karşı Esad'ın kurduğu ve desteklediği iddiaları vardı. Biz o günlerde bunun bir iftira olduğunu yazıyorduk.ABD, Dışişleri Bakanlığı düzeyinde yaptığı bu açıklamada, IŞİD'in Esad'ı devirmek için kurulduğunu itiraf etmiş oldu. Yani yalancının mumunun yatsıya kadar yandığı bir kez daha ispatlandı. Türkiye'nin bir kez daha sözde müttefiklik adına, BOP eşbaşkanlığı adına topun ucuna sürüldüğünü görüyoruz.Önceden ABD'nin oluşturduğu Sünni Koalisyona girmeyi reddeden, ardından da 49 rehinenin serbest bırakılmasıyla ön cepheye yerleştirilen Türkiye'nin AKP'li siyasileri, bugün askeri operasyon da dahil her şeyin devreye sokulacağından bahsediyor. Nereden nereye?Bu noktada sorulması gereken soru şu: IŞİD, rehinelerin bırakılması durumunda Türkiye'nin oluşturulan Koalisyonda ön planda görev alacağını bilmiyor muydu? Bilmemesi mümkün değil. O halde rehineler neden serbest bırakıldı?IŞİD, oluşturulan Koalisyonun gerçekten kendisini bitireceğini bilse bu rehineleri bırakmazdı, demek ki Koalisyonun amacı bu değil.Üstelik gerek batı basınında gerekse Türk basınında IŞİD'in hep Sünni olduğu vurgulanıyordu. Böyle olmadığı halde hep bu şekilde gündeme taşınıyordu.Oluşturulan Koalisyonun isminin de Sünni olması, bu açıdan da bakıldığın da hedefin IŞİD olmadığını gösteriyor.Gelelim tampon bölge hadisesine? Dünkü yazımızda bazı değerlendirmeler yapmıştık. Bu değerlendirmelere ilaveler yapalım.ABD'den gelen "Türkiye ön cephede olacak" talimatından sonra, Türkiye, sınıra askeri yığınak yapmaya başladı. Tanklar, füze rampaları, obüsler, askerler? tam bir savaş alarmı verildi, hazırlıklar yapıldı.Sözde birçok ülkeden oluşan bir Koalisyon var. Ama tampon bölge için düşünülen Suriye'nin kuzey doğusunun sınırlarına bakarsak, kuzeyde Türkiye, güneyde ve batıda Esad'lı Suriye ve doğuda Irak var.ABD kara harekatına askeriyle karışmayacak, peki ya Koalisyonun diğer üyeleri ne yapacak? Irak sınırında IŞİD var, buradan başka bir ülke giriş yapamaz, güneyde Esad bu işe zaten sıcak bakmıyor, toprak ihlali olarak görüyor, kara harekatı için tek sınır Türkiye sınırı olarak gözüküyor ve tek ordu da Türk silahlı Kuvvetleri? Peki, ABD koordinatörlüğünde onlarca ülkenin imzasıyla başlayan sözde Koalisyon sürecinde Türkiye neden tek başına kara harekatı yapmak zorunda?Bir kere böyle bir operasyon Suriye topraklarına yapılacak. Bir devletin sınırları ihlal edilecek. Bu uluslar arası hukuka göre suçtur ve çok büyük cezası vardır. Tek suçlu da Türkiye olacak.Üstelik görüntüde IŞİD'e karşı operasyon yapan tek irade de Türkiye olarak gözükecektir; bu durum BOP için IŞİD'i oluşturanların eline Türkiye aleyhinde bir koz verecektir. Bu bahaneyle IŞİD Türkiye'nin üzerine odaklandırılabilir ve bunun neticesinde Türkiye elinde PKK'dan daha kapsamlı ve daha küresel bir terör bulabilir.Bütün bu hususlar değerlendirildiğinde Türkiye'nin böyle bir Koalisyonun parçası olmamasını, tampon bölgeye ve kara operasyonuna hayır demesini tavsiye ediyoruz.Yoksa Türkiye kendisini, hiçbir menfaati olmadığı bir konuda çok büyük bedeller ödeyeceği anlamsız büyük bir kaosun içinde bulabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025