27 Temmuz ve 8 Ağustos tarihlerinde 2 İran uçağının Diyarbakır Havaalanı'na zorunlu olarak indirtilip aranmasının ardındaki hikmet nihayet anlaşıldı. İran ile Türkiye arasında ciddi bir krize neden olabilecek böyle bir olay, İsrail'in isteği üzerine gerçekleştirilmiş. İsrail istihbaratı, Türk istihbaratına bu iki uçakta, Hizbullah'a götürülen silahlar olduğu bilgisini vermiş ve bunun üzerine de bizim hükümet bu uçakları arama ihtiyacı hissetmiş. Bu önemli olay dışişleri cephesinde kamuoyunu tatmin edecek şekilde izah edilemedi, edilemez de. Bu uçakların İsrail isteği ile değil de, kendi güvenliğimiz için olduğunu söyleyecek değiller ya!Bu olayın gazetelerde yayınlanmasının ardından dün ABD ve İsrail cephelerinden birer açıklama geldi. İsrail, Reuters kanalıyla ilettiği mesajında, İran'ın Türkiye topraklarını kullanarak Hizbullah'a silah göndermesini engellemesi için Türk ordusunun, hem hava hem de karadan ambargo uygulamasını istediklerini aktardı.ABD cephesi ise, İsrail'in bu ambargo isteğinin Türk hükümeti tarafından layıkıyla tatbik edildiğini ve AKP hükümetine bu konuda sonsuz güven duyduklarını ifade etti.Amerikan Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Tom Casey, Türkiye'nin Hizbullah'a silah gönderilmesinde baş transit ülkelerden biri olduğuna dair çıkan haberleri gördüğünü ancak Türk hükümetinin Birleşmiş Milletler'in 1701 nolu kararının uygulanmasına bağlı olduğuna inandıklarını belirtti ve "Eminiz ki Türk yetkililer silah transferini önlemek için yapılması gerekenleri yapıyorlar ve yapmaya da devam edecekler" dedi. Casey'in bu açıklamasında, iki İran uçağının indirilip aranması olayına da dolaylı atıfta bulunuluyor ve Türk hükümetinin geleceğe dair bu tip aramaların yapacağına olan inanç tekrar ediliyor. Bölgenin diken üstünde olduğu bir sırada Türkiye'nin bu eylemde gösterdiği cüretkarlık gerçekten dikkat çekici. Tam da Lübnan'a asker göndermenin tartışıldığı ve burada Türkiye'nin taraf olmaması gerektiği uyarılarının yapıldığı bir vasatta, taraflık ölçülerini de aşıp, cephe açmayla eşdeğer bu uçak arama işi ciddi anlamda sorgulanmaya muhtaç bir eylem.Türkiye bu eylemle açık açık İsrail'e taraf oluyor. İsrail'in Lübnan'da "orantısız güç" kullandığını söyleyen ve sözde mazlum Lübnan halkının yanında görünen iradenin böyle bir olayı nasıl izah edeceğini çok merak ediyorum.Günlerdir İncirlik'te ABD üssünden tırlar dolusu malzemenin Mersin Limanı'na taşındığını, oradan da ABD gemileriyle İsrail'e gittiğini yazıyoruz. Türkiye topraklarından İsrail'e taşınan bu malzemenin neler olduğunu hepiniz tahmin ediyorsunuzdur. Tıpkı Irak savaşında Irak'taki ABD askerine taşınan silah ve mühimmatı tahmin ettiğiniz gibi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012