Başbakan Erdoğan İngiliz The Guardian gazetesiyle yaptığı mülakatta her ne kadar Türkiye'nin Libya'da ateşkes için arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu belirtse de, ayrıca Türkiye'nin Libya halkına ateş etmesinin veya bomba atmasının söz konusu olmadığının altını çizse de gerçekte durum hiç de öyle olmayacak.Başbakanın bu ifadelerini AKP'nin stratejik müttefiki ABD'den ve de NATO'dan yalanlama geldi. NATO, Libya operasyonunun kapsamını genişletme kararı alırken, ABD ise yapılacak bir NATO saldırısının tüm üyeleri bağlayacağı açıklamasını yaptı.Önce NATO toplantısından bahsedelim. Geçtiğimiz Pazar günü NATO'ya üye 28 ülkenin daimi temsilcileri Brüksel'de toplandı ve toplantıda Libya operasyonunun tüm yetki ve sorumlulukları NATO ittifakına geçti. Ayrıca Birleşmiş Milletlerin (BM) aldığı "uçuşa yasak bölge" uygulamasının (NFZ) kapsamı da genişletildi. Ve yeni uygulamaya da "NFZ+" dendi.Karar çerçevesinde NATO uçakları sadece meşru müdafaa kapsamında değil, sivillere yönelik tehdit bulunması durumunda da kara unsurlarına ateş açabilecek.Hatırlarsanız, operasyon NATO kapsamına alınınca Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tan önemli bir uyarı gelmişti. Sayın Baş, NATO'nun sadece kendi üyelerine bir saldırı durumunda meşru müdafaa hakkını kullanabileceğini, Libya'nın böyle bir tehdit içermediğini, dolayısıyla Libya'ya yapılan operasyonunu meşru olmadığını belirtmişti.NATO Pazar günü aldığı bu ilave kararla Sayın Baş'ın ikaz ettiği bu konuyu da usulsüz bir şekilde rafa kaldırmış oldu. Şunu demiş oldular, biz istediğimizi istediğimiz şekilde hiçbir uluslararası hukuka da bağımlı kalmadan yaparız. Esasen bu ilave ve keyfi kararla kendi kuruluş kurallarını alt üst eden NATO da meşruluğunu yitirmiştir.Gelelim, sivillere yönelik tehdit mevzuuna, BM ve NATO, Libya lideri Kaddafi'nin, şehirleri işgal eden, uçak savarlarla Libya ordusunun uçaklarını düşüren, polisleri idam edip, askerleri kafalarından kurşuna dizen, ortalığı yakıp yıkan, Kaddafi yönetimini istifaya zorlayan isyancıları durdurmaya çalışması, "sivillere tehdit" olarak değerlendiriyor.Halbuki gerçekte bu sivillere yönelik bir tehdit değil, ülkenin bekasını tehdit eden unsurlara müdahaledir.Aynı olaylar ABD'de ya da Fransa'da yaşansa yine NATO buna müdahale edecek mi?Bu mantıkla yarın bir gün Türkiye'nin PKK terörü ile mücadelesine aynı yorumu getirirlerse - ki gerek İsrail, gerek ABD ve gerekse AB ülkeleri bunu sık sık önümüze koyuyorlar- bize de mi aynı müdahaleyi yapacaklar?Peki, NATO, bir NATO üyesi olmayan İsrail'in Gazze'deki sivillere yaptığı soykırımı görmesine rağmen neden bugüne kadar hiç müdahale etmedi?Peki, ABD'nin Irak'ta, Afganistan'da ve Somali'de yaptıklarına ne demeli? Milyonlarca sivil katledildi ve çoğu da çocuk, yaşlı ve kadındı. NATO neden sessiz kaldı hatta el atından destek verdi? Gelelim diğer mevzuya, yani ABD'den yapılan açıklamaya?ABD'li üst düzey bir yetkili, "Eğer komutanlar tarafından, Libya rejimine ait güçlerin bombalanmasına gerek olduğu değerlendirmesi yapılırsa, o zaman Libya rejiminin güçleri bombalanacak ve hiç kimse buna karşı çıkabilecek pozisyonda olmayacak. NATO'nun 28 üyesinin her biri, bunun böyle olması gerektiği üzerinde görüş birliğine vardı? Bu, Türkiye'nin de pozisyonu ve şimdi NATO'nun 28 üyesinin de tamamının pozisyonu?''Başbakan istediği kadar arabuluculuktan, Libya'yı bombalamamaktan bahsetsin, çoktan bu girdabın içine girdi bile. Hatta operasyonun merkezinde görev aldı. ABD'li yetkilinin ifadesiyle hiçbir resmi itirazda da bulunmadı. Sadece iç politikaya yönelik tiyatro oynuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025