Memlekette sorun çok, doğal olarak bir köşe yazarı için malzeme de çok.
Herhalde bir İskandinav ülkesinde 10 yılda yaşanan olaylar bizde bir ayda falan yaşanıyordur.
Ekonomi, terör, Kıbrıs, ABD, Suriye, Barzani, YPG neler neler!
Bu gündemin arkasından yetişmek imkansız. Zaten vatandaş da öyle yapıyor. Yukarıdaki hayati başlıkların halk arasında konuşulma oranı son derece düşük.
Onların çok daha önemli (!) bir gündemi var, o da futbol. Madem halk futbol diyor biz de öyle yapalım. Son haftaların konu başlıklarını şöyle sıralamak mümkün:
1- Galatasaray'ın Avrupa kupalarından elenmesi
2- Fatih Terim'in damatlarıyla bastığı mekanda dayak yemesi
3- FB, GS, BJK, TS gibi takımların transfer çalışmaları
4- Arda Turan ve diğer meseleler
* * *
Perşembe akşamı Türk futbolunun utanç gecesiydi. Maalesef bu utancın başrolünde Avrupa kupalarında bizi defalarca gururlandıran Galatasaray vardı. Galatasaray bu sefer tarihi tersten yazdı ve tarihinin Avrupa kupalarındaki en kötü sonucunu aldı.
Östersund diye bir takım geldi, bizim Avrupa fatihini eledi ve gitti. (Östersund'un takım değeri 8 milyon Euro, Galatasaray'ın sadece Belhanda'ya ödediği bonservis rakamı 10 milyon Euro)
Süper ligde ve hatta 1. ligde bu takımı yenemeyecek takım yok desek yanlış olmaz.
Tam bir rezillik, hem de diz boyu!..
* * *
Alınan sonucun neden rezillik olduğu herkesin malumu, biz bu detaya girmeden rezaletten çıkardığımız (Türk futbolunun tamamını da kapsayan ) sonuçları sıralayalım.
1- Galatasaray, futbol topunu yolda görse bomba diye karakola götürecek kadar futboldan anlayan kişiler tarafından yönetiliyor.
2- Spor ahlakına uygun olmayan bir şekilde Karabük'ten ayartılan Hırvat teknik direktör İgor Tudor'un Galatasaray'ı taşıyacak bir kapasitesi yok. Zaten gönderilmesi an meselesi zira yönetimin kendini kurtarmaktan başka çaresi yok.
3- Özellikle 4 büyüklerin transfer politikaları şaibeli. Menajer spekülasyonlarıyla vasat veya yaşı geçmiş oyuncular Türk kulüplerine değerinin çok üzerinde satılıyor.
Burada yöneticilerin payı nedir araştırmak lazım. Zira bu yöntemle takımlar iflasa doğru büyük bir süratle gidiyor. Zaten sırf bu yüzden Avrupa kupalarından men edilen takımlarımız var. Bu sürecin sonunda bu takımların birer birer yabancılar tarafından satın alınmasının önü açılabilir.
4- Transferlere harcanan paralara ve naklen yayın ihalesinde dönen paraya bakıldığında Türkiye Süper Ligi Avrupa'nın üst sıralarında ancak alınan sonuçlara bakınca ortada böyle bir başarının esamisi bile okunmuyor.
5- Avrupa'da daha iyi rekabet ederiz diye yabancı sayısının serbest bırakılması beklenen faydayı sağlamadı. Bırakın fayda sağlamayı tam aksine Türkiye'nin yabancı oyuncu çöplüğüne dönmesine neden oldu. Alt yapı kavramı yok edildi. Seromonide İstiklal marşını söyleyecek oyuncu bulmak bile zorlaştı. Bazı takımların soyunma odalarında Türkçe diye bir dil yok desek yeridir. Milli takıma oyuncu yetiştirme işi ise artık Almanlara havale edilmiş durumda.
6- Peki böyle bir ortamda Türkiye Futbol Direktörü ne yapıyor? O şimdilik damatlarıyla mekan basmakla meşgul. Bari dayak yemese!
Ha! Bu arada "Türkiye Futbol Direktörü'nün olduğu bir ülkede Futbol Federasyonu Başkanına ne gerek var?" diye de bir soru sormak istiyorum.
Saygılar?
Herhalde bir İskandinav ülkesinde 10 yılda yaşanan olaylar bizde bir ayda falan yaşanıyordur.
Ekonomi, terör, Kıbrıs, ABD, Suriye, Barzani, YPG neler neler!
Bu gündemin arkasından yetişmek imkansız. Zaten vatandaş da öyle yapıyor. Yukarıdaki hayati başlıkların halk arasında konuşulma oranı son derece düşük.
Onların çok daha önemli (!) bir gündemi var, o da futbol. Madem halk futbol diyor biz de öyle yapalım. Son haftaların konu başlıklarını şöyle sıralamak mümkün:
1- Galatasaray'ın Avrupa kupalarından elenmesi
2- Fatih Terim'in damatlarıyla bastığı mekanda dayak yemesi
3- FB, GS, BJK, TS gibi takımların transfer çalışmaları
4- Arda Turan ve diğer meseleler
* * *
Perşembe akşamı Türk futbolunun utanç gecesiydi. Maalesef bu utancın başrolünde Avrupa kupalarında bizi defalarca gururlandıran Galatasaray vardı. Galatasaray bu sefer tarihi tersten yazdı ve tarihinin Avrupa kupalarındaki en kötü sonucunu aldı.
Östersund diye bir takım geldi, bizim Avrupa fatihini eledi ve gitti. (Östersund'un takım değeri 8 milyon Euro, Galatasaray'ın sadece Belhanda'ya ödediği bonservis rakamı 10 milyon Euro)
Süper ligde ve hatta 1. ligde bu takımı yenemeyecek takım yok desek yanlış olmaz.
Tam bir rezillik, hem de diz boyu!..
* * *
Alınan sonucun neden rezillik olduğu herkesin malumu, biz bu detaya girmeden rezaletten çıkardığımız (Türk futbolunun tamamını da kapsayan ) sonuçları sıralayalım.
1- Galatasaray, futbol topunu yolda görse bomba diye karakola götürecek kadar futboldan anlayan kişiler tarafından yönetiliyor.
2- Spor ahlakına uygun olmayan bir şekilde Karabük'ten ayartılan Hırvat teknik direktör İgor Tudor'un Galatasaray'ı taşıyacak bir kapasitesi yok. Zaten gönderilmesi an meselesi zira yönetimin kendini kurtarmaktan başka çaresi yok.
3- Özellikle 4 büyüklerin transfer politikaları şaibeli. Menajer spekülasyonlarıyla vasat veya yaşı geçmiş oyuncular Türk kulüplerine değerinin çok üzerinde satılıyor.
Burada yöneticilerin payı nedir araştırmak lazım. Zira bu yöntemle takımlar iflasa doğru büyük bir süratle gidiyor. Zaten sırf bu yüzden Avrupa kupalarından men edilen takımlarımız var. Bu sürecin sonunda bu takımların birer birer yabancılar tarafından satın alınmasının önü açılabilir.
4- Transferlere harcanan paralara ve naklen yayın ihalesinde dönen paraya bakıldığında Türkiye Süper Ligi Avrupa'nın üst sıralarında ancak alınan sonuçlara bakınca ortada böyle bir başarının esamisi bile okunmuyor.
5- Avrupa'da daha iyi rekabet ederiz diye yabancı sayısının serbest bırakılması beklenen faydayı sağlamadı. Bırakın fayda sağlamayı tam aksine Türkiye'nin yabancı oyuncu çöplüğüne dönmesine neden oldu. Alt yapı kavramı yok edildi. Seromonide İstiklal marşını söyleyecek oyuncu bulmak bile zorlaştı. Bazı takımların soyunma odalarında Türkçe diye bir dil yok desek yeridir. Milli takıma oyuncu yetiştirme işi ise artık Almanlara havale edilmiş durumda.
6- Peki böyle bir ortamda Türkiye Futbol Direktörü ne yapıyor? O şimdilik damatlarıyla mekan basmakla meşgul. Bari dayak yemese!
Ha! Bu arada "Türkiye Futbol Direktörü'nün olduğu bir ülkede Futbol Federasyonu Başkanına ne gerek var?" diye de bir soru sormak istiyorum.
Saygılar?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024