Teröristbaşına kravat takıp barış mesajları verdirdiler.
Türkiye tarihi bir kırılma noktasını daha yaşadı.
Dağdaki teröristlerin ayakkabı numarasını bile veren iktidar birden bire 'terör bitmeli' diyerek yine yeniden bir açılım başlattı.
Bu görev de MHP lideri Bahçeli'ye düştü.
Aniden yaptığı çıkışlarla Türk siyasi hayatını şekillendiren bir isim olan Cumhur İttifakı ortağı Bahçeli'nin yine birden bire başlattığı sürecin sonunda önceki günkü tablo karşımıza çıktı.
* * *
İmralı'ya giden DEM Parti heyeti teröristbaşı ile görüştü, birlikte poz verdi ve dönüşte mesajını açıkladı.
Teröristbaşı mesajında terör örgütüne 'silah bırak, kendini feshet' çağrısı yapıyor.
Peki, bu ne anlama geliyor, yapılmak istenen ne, Türkiye nereye sürüklenmek isteniyor?
Sorulması gereken sorular bunlar.
Evet, Türkiye nereye sürüklenmek isteniyor?
* * *
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun sık sık sayılarını verdiği ve 'artık bittiler' dediği bir terör örgütünün elebaşı neden barış elçisi gibi pazarlandı?
Burada hedef belli, yapılmak isteneni Suriye başta olmak üzere Ortadoğu'da yaşananlardan ayrı düşünmek imkânsız.
Ortadoğu'da yaşananlar demek ABD-İsrail ikilisinin Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) demek. İslam dünyasını talan projesi olarak özetleyebileceğimiz BOP kapsamında bölgemiz yeniden dizayn ediliyor. Gazze'den sonra Lübnan'da yaşananlar bu dizayn faaliyetinin hızlandığını gösteriyor. Operasyonun en önemli halkalarından biri de şüphesiz bizim topraklarımızdan geçiyor.
* * *
Peki, bu plan nedir?
Malumunuz olduğu üzere yıllardır dillendirilen bir 4 parçalı Kürdistan planı var. Bu plan Irak, Suriye, İran ve Türkiye'den koparılacak toprakların birleştirilmesi ile bir sözde Kürt devleti kurulmasını kapsıyor.
Sözde Kürt devleti diyorum çünkü bu aslında bir İsrail planı ve yapılmak istenen de yine İsrail'in Arz-ı Mev'ud hayali doğrultusunda bir dönüşüm yapmak. Bu bakımdan 4 parçalı Kürdistan = Büyük İsrail.
ABD de planın bir ortağı. O'nun da bölgede ekonomik hedefleri var.
Bu planın uygulanmasına 1.Körfez Harekatında başlanmıştı ve o gün Prof. Dr. Haydar Baş 'Asıl hedef Türkiye' diyerek bugünlere işaret etmişti.
* * *
Şimdi gelelim asıl hedefin neden ve nasıl Türkiye olduğuna…
Yukarıda ifade ettiğimiz gibi plan Türkiye'nin doğu ve güneydoğusundan da toprak koparmak.
Bu noktada 'Teröristbaşı açıklamasında özerklik ya da federasyon gibi bir taleplerinin olmadığını ifade ediyor' diyebilirsiniz.
Haklısınız evet öyle diyor ama bu, işin sosu ya da milliyetçilerin önüne atılmış bir sus payı.
Bakın hemen yeni anayasa tartışmaları başladı.
AKP'li Binali Yıldırım Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin yolu açılmalı ve anayasadaki vatandaşlık tanımı değişmeli' diyerek sinyali verdi.
Bir başka AKP'li isim Şamil Tayyar da Öcalan'ın açıklamasında bir ek protokol olup olmadığının açıklanmasını istedi.
Yani durum kamuoyuna aktarılan kadar masum değil. Bir taraf yeniden seçilmenin yolunu açmanın diğer taraf da anayasadaki vatandaşlık tanımından yola çıkarak 1-4 maddenin altını boşaltmanın derdinde.
Devlet Bahçeli bu sürecin her zaman kilit ismi oldu hatta bu konudaki kilit rolü AKP iktidarından önceye dayanıyor.
Self determinasyon yani toplumların kendini yönetme hakkı bunun en çarpıcı örneklerinden biri.
57. Hükümetin, self determinasyon ilkesini Türkiye'de uygulamaya koymayı taahhüt ettiği ulusal program 24 Mart 2001 tarihinde Resmi Gazetede yayımlandı. Devlet Bahçeli bu hükümetin başbakan yardımcısıydı. Self determinasyon bir başka ismiyle ikiz sözleşmeler 4 Haziran 2003 de AKP ve CHP'nin oylarıyla kanun haline getirildi.
* * *
Şimdi biz yeniden teröristbaşının açıklamasının zamanlamasına ve hedefine dönelim.
Bu işin bir de Suriye boyutu var. Irak'ın kuzeyinde kurulan yapının bir benzeri Suriye'nin kuzeyinde kurulmak isteniyor. Bu konuda epey mesafe de aldılar. Bunun için Türkiye'nin sessizliğine ihtiyaç var ve bunu sağlamanın en kestirme yolu da zaten Türkiye sınırlarından Suriye'de geçmiş olan terör örgütüne silah bıraktırmak.
Evet, terör örgütü silah bırakacak ve kendini feshedecek.
Peki, Suriye'de ABD desteği ile devletleşen YPD-SDG de silah bırakacak mı? Elbette ki hayır! O zaman yapılmak istenen net bir şekilde ortada; az önce de ifade ettiğimiz gibi Türkiye'de zaten varlığı bitme noktasına gelen bir örgütü lağvedip Suriye'deki uzantısını devletleştirmek.
İktidar kanadı bunun farkında mı bilmem, belki onlar önümüzdeki seçimi düşünerek bir hamle yapıyor olabilir ama bu süreç Türkiye'yi geri dönüşü imkansız bir neticeye doğru sürüklüyor.
* * *
Şunu da soralım; diyelim PKK kendini feshetti bir süre sonra başka bir isimle ortaya çıkmayacağının bir garantisi var mı?
Mesela bugün ortada bir DEM Parti var. Bu partinin adı geçmişte HEP oldu, DEP oldu, HADEP oldu, HDP oldu, YSP oldu, oldu da oldu ama isimler ve zihniyet hep aynı kaldı.
Bizden söylemesi, yazması!
Türkiye tarihi bir kırılma noktasını daha yaşadı.
Dağdaki teröristlerin ayakkabı numarasını bile veren iktidar birden bire 'terör bitmeli' diyerek yine yeniden bir açılım başlattı.
Bu görev de MHP lideri Bahçeli'ye düştü.
Aniden yaptığı çıkışlarla Türk siyasi hayatını şekillendiren bir isim olan Cumhur İttifakı ortağı Bahçeli'nin yine birden bire başlattığı sürecin sonunda önceki günkü tablo karşımıza çıktı.
* * *
İmralı'ya giden DEM Parti heyeti teröristbaşı ile görüştü, birlikte poz verdi ve dönüşte mesajını açıkladı.
Teröristbaşı mesajında terör örgütüne 'silah bırak, kendini feshet' çağrısı yapıyor.
Peki, bu ne anlama geliyor, yapılmak istenen ne, Türkiye nereye sürüklenmek isteniyor?
Sorulması gereken sorular bunlar.
Evet, Türkiye nereye sürüklenmek isteniyor?
* * *
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun sık sık sayılarını verdiği ve 'artık bittiler' dediği bir terör örgütünün elebaşı neden barış elçisi gibi pazarlandı?
Burada hedef belli, yapılmak isteneni Suriye başta olmak üzere Ortadoğu'da yaşananlardan ayrı düşünmek imkânsız.
Ortadoğu'da yaşananlar demek ABD-İsrail ikilisinin Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) demek. İslam dünyasını talan projesi olarak özetleyebileceğimiz BOP kapsamında bölgemiz yeniden dizayn ediliyor. Gazze'den sonra Lübnan'da yaşananlar bu dizayn faaliyetinin hızlandığını gösteriyor. Operasyonun en önemli halkalarından biri de şüphesiz bizim topraklarımızdan geçiyor.
* * *
Peki, bu plan nedir?
Malumunuz olduğu üzere yıllardır dillendirilen bir 4 parçalı Kürdistan planı var. Bu plan Irak, Suriye, İran ve Türkiye'den koparılacak toprakların birleştirilmesi ile bir sözde Kürt devleti kurulmasını kapsıyor.
Sözde Kürt devleti diyorum çünkü bu aslında bir İsrail planı ve yapılmak istenen de yine İsrail'in Arz-ı Mev'ud hayali doğrultusunda bir dönüşüm yapmak. Bu bakımdan 4 parçalı Kürdistan = Büyük İsrail.
ABD de planın bir ortağı. O'nun da bölgede ekonomik hedefleri var.
Bu planın uygulanmasına 1.Körfez Harekatında başlanmıştı ve o gün Prof. Dr. Haydar Baş 'Asıl hedef Türkiye' diyerek bugünlere işaret etmişti.
* * *
Şimdi gelelim asıl hedefin neden ve nasıl Türkiye olduğuna…
Yukarıda ifade ettiğimiz gibi plan Türkiye'nin doğu ve güneydoğusundan da toprak koparmak.
Bu noktada 'Teröristbaşı açıklamasında özerklik ya da federasyon gibi bir taleplerinin olmadığını ifade ediyor' diyebilirsiniz.
Haklısınız evet öyle diyor ama bu, işin sosu ya da milliyetçilerin önüne atılmış bir sus payı.
Bakın hemen yeni anayasa tartışmaları başladı.
AKP'li Binali Yıldırım Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin yolu açılmalı ve anayasadaki vatandaşlık tanımı değişmeli' diyerek sinyali verdi.
Bir başka AKP'li isim Şamil Tayyar da Öcalan'ın açıklamasında bir ek protokol olup olmadığının açıklanmasını istedi.
Yani durum kamuoyuna aktarılan kadar masum değil. Bir taraf yeniden seçilmenin yolunu açmanın diğer taraf da anayasadaki vatandaşlık tanımından yola çıkarak 1-4 maddenin altını boşaltmanın derdinde.
Devlet Bahçeli bu sürecin her zaman kilit ismi oldu hatta bu konudaki kilit rolü AKP iktidarından önceye dayanıyor.
Self determinasyon yani toplumların kendini yönetme hakkı bunun en çarpıcı örneklerinden biri.
57. Hükümetin, self determinasyon ilkesini Türkiye'de uygulamaya koymayı taahhüt ettiği ulusal program 24 Mart 2001 tarihinde Resmi Gazetede yayımlandı. Devlet Bahçeli bu hükümetin başbakan yardımcısıydı. Self determinasyon bir başka ismiyle ikiz sözleşmeler 4 Haziran 2003 de AKP ve CHP'nin oylarıyla kanun haline getirildi.
* * *
Şimdi biz yeniden teröristbaşının açıklamasının zamanlamasına ve hedefine dönelim.
Bu işin bir de Suriye boyutu var. Irak'ın kuzeyinde kurulan yapının bir benzeri Suriye'nin kuzeyinde kurulmak isteniyor. Bu konuda epey mesafe de aldılar. Bunun için Türkiye'nin sessizliğine ihtiyaç var ve bunu sağlamanın en kestirme yolu da zaten Türkiye sınırlarından Suriye'de geçmiş olan terör örgütüne silah bıraktırmak.
Evet, terör örgütü silah bırakacak ve kendini feshedecek.
Peki, Suriye'de ABD desteği ile devletleşen YPD-SDG de silah bırakacak mı? Elbette ki hayır! O zaman yapılmak istenen net bir şekilde ortada; az önce de ifade ettiğimiz gibi Türkiye'de zaten varlığı bitme noktasına gelen bir örgütü lağvedip Suriye'deki uzantısını devletleştirmek.
İktidar kanadı bunun farkında mı bilmem, belki onlar önümüzdeki seçimi düşünerek bir hamle yapıyor olabilir ama bu süreç Türkiye'yi geri dönüşü imkansız bir neticeye doğru sürüklüyor.
* * *
Şunu da soralım; diyelim PKK kendini feshetti bir süre sonra başka bir isimle ortaya çıkmayacağının bir garantisi var mı?
Mesela bugün ortada bir DEM Parti var. Bu partinin adı geçmişte HEP oldu, DEP oldu, HADEP oldu, HDP oldu, YSP oldu, oldu da oldu ama isimler ve zihniyet hep aynı kaldı.
Bizden söylemesi, yazması!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024