BOP ve Türkiye

Türk siyasetinin acı bir gerçeğidir; dindarım diyen dine, Atatürkçüyüm diyen Atatürk'e, milliyetçiyim diyen milliyetçiliğe en büyük darbeyi vurur!

Bu, defalarca test edilmiş, onaylanmış bir kuraldır.

Neden böyle?

Çünkü hepsi kendilerine verilen rolü oynuyor ve aynı merkezden kontrol ediliyor.

Bahçeli-Öcalan denklemi bu kuralın son ve belki de en dramatik örneğidir.

* * *

Sözde en milliyetçi partiye Öcalan'ı serbest bıraktırtacak hamleler yaptırıyorlar.

Sayın Bahçeli DEM'in bile cesaret edemeyeceği bir süreç başlattı; Öcalan Meclis'e gelsin dedi, DEM İmralı'ya gitsin dedi, dedi de dedi ve sonunda muradına erdi.

İmralı'ya giden DEM Partililer Öcalan ile görüştü ve dönüşte mesajını açıkladı.

Ama ne mesaj!

Şöyle diyor: "Sayın Bahçeli'nin ve Sayın Erdoğan'ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.

Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır."

* * *

Bu ifadelere ne AKP'den ne MHP'den bir itiraz gelmedi. Tam aksine bu kesimde bir sevinç havası hâkim.

Hatta Öcalan'a 'terörist' denmesi bile istenmiyor artık. Ahmet Hakan, "Öcalan'a bebek katili diyenler süreci baltalıyor" derken, ROK denen malum tip haftalardır Öcalan güzellemesi yapıyor.

Çok yakın bir zamanda Öcalan'a terörist demek suç haline gelir ve teröriste terörist diyenler 'terörist' sayılırsa şaşırmayalım.

O yüzden biz şimdiden söyleyelim; Öcalan bir teröristtir, bir bebek katilidir.

* * *

Terörist başının mesajındaki bir cümleye dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Şöyle diyor: Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır.

Evet… Terörist başı 'demokratik dönüşüm' diyor.

Nedir bu demokratik dönüşüm?

Türkiye'yi dönüştürmek istediğiniz şey nedir?

Bu noktada filmi biraz daha geriye saralım ve Sayın Bahçeli'ye söz verelim. Bahçeli, Erdoğan'ın yeniden seçildiği 28 Mayıs seçimlerinin akşamında, "Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, inşallah Türkiye değişmez" diyor.

Türkiye'nin değişim ve dönüşümü konusunda Bahçeli ve Öcalan'ın aynı çizgide buluştuğu bir süreç.

O gün Bahçeli 'İnşallah Türkiye değişmez' diyordu ama anlaşılan artık aynı fikirde değil.

* * *

Oysa Cumhur İttifakı 28 Mayıs seçim stratejisini muhalefeti terör örgütü PKK ile işbirliği içinde göstermek üzerine kurmuştu. Bu tutan bir stratejiydi, 'Onlar kazanırsa Öcalan'ı serbest bırakacaklar' dediler ve vatandaştan istedikleri desteği aldılar. Ve fakat o dediklerini şimdi kendileri yapmak üzereler.

Yani bir bakıma sağ gösterip sol vurdular.

* * *

Peki, şimdi ne olacak?

Önümüze bir yeni anayasa gelecek ve bu yeni anayasa sürecine yeni akil adamımız pozuyla terörist başı Öcalan yön verecek.

Hedefte Türkiye'nin üniter yapısı olacak?

Suriye'deki zafer pozları da bu planın bir parçası. Hani 'Halep'i aldık, Şam'ı aldık' vs. diyorlar ya… İşte bu, yakında başımıza örülecek çorabın altyapısı niteliğinde sayıklamalar.

* * *

Biz fetih rüyaları görürken üniter yapımız federasyona çevrilecek ve ayaklarımızın altındaki vatan kayıp gidecek.

Peki, bu ne demek?

Bu, BOP yani Büyük Ortadoğu Projesi demek. Yıllardır ilmek ilmek işlenen BOP'un Türkiye ayağı da bu şekilde hayata geçirilmek isteniyor.

O yüzden önümüzdeki sürecin en önemli gündemi yeni anayasa olacak.

Süslü bir ambalajla Türk halkının önüne konulacak olan yeni anayasa Atatürk Türkiye'sinin idam fermanı niteliğini taşıyabilir.

O yüzden Türk halkının her zamankinden daha çok dikkatli olması gerekiyor.

Bu BOP öyle bir şeydir ki, size 'Şam'ı aldık sıra Kudüs'te' diye rüya gördürürler tam bu sırada ayağınızın altından vatanı çekiverirler… Aman dikkat!