Hükümet ve AKP kurmayları, AB zirvesinde üç-beş kişiye son derece minnettar olduklarını ihsas ettiriyorlar.
Biri Yunan Simitis, diğeri İtalyan Berlusconi, öteki de Fransız Chirac.
Simitis'in yerini tutmasa da Chirac'in yeri de bir başka canım...
Türkiye'nin AB'ye 'üyelik hayali'ne en Fransız olanlardan biri de Chirac'tı, biliyorsunuz. Hatta Chirac, Kopenhag'da Almanlarla birlikte 2005'i teklif edenlerden biridir. Ama olsun.
O'nun ne büyük bir hizmet yaptığını, siz bir de bizim kurmaylara sorun.
Ne mi yapmış?
AKP lideri Tayyip Erdoğan, Chirac'tan taahhüt kopartmış. Aralık 2004'te şu Malta, Güney Kıbrıs, Çek-Mek gibi yeniyetme AB üyeleri bizim üyeliğimize (yani üyelik hayalimize) engel olmayacaklar. Erdoğan, yazılı taahhüt istemiş ama olmamış. Fakat üzülmeye hacet yok; Chirac'ın sözü senetmiş zaten.
Ancak bu noktada hükümet ve AKP kurmayları başta olmak üzere tüm AB meftunlarına düşen vazife, yatıp kalkıp Chirac'a dua etmek... Tanrımız, Chirac'ın ömrünü uzun eyle; ölümünü en azından Aralık 2004 sonrasına ötele diye yakarışta bulunmak icab eder.
Aksi halde Aralık 2004 de gider gümbürtüye...
Chirac, giderse ne taahhüt kalır, ne 2004 hayali.
Berlusconi, her neyse de; Kıbrıs'ta Simitis'in gönlünü yapacak adımlar atmaya başladık bile.
Kurmaylarımızın dediği gibi, AB hiç tarih vermese de bunları biz yapacağız, yapmaya devam edeceğiz.
Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış ilk sinyalleri verdi.
MGK'nın sivilleştirilmesi, kırarak dökerek değil, gürültüsüz, sessiz sedasız ve sosyal uzlaşı olarak yapılacak. Sivil toplum kurumlarının da desteği alınarak yapılacak...
AB sürecinde en önemli hedeflerden biri bu çünkü.
Simitis bile MGK'dan çekiniyor, bazan dizleri titriyormuş.
Kopenhag'a gidenler öyle diyor.
29 Şubat'a kadar KKTC de hal' edilecekmiş. Aksi halde Türk Ordusu Kıbrıs'ta işgalcı pozisyonuna düşermiş. Sayın Yakış aynen böyle diyor.
Kimse de öyle ilhak-iltihaktan dem vurmasın. Zira Bakan Yakış, ilhakı düşünmek bile istemediğinin altını çiziyor.
Yakış istemiyor da Simitis istiyor mu?
Madem Simitis istemiyor, o halde ilhak da olamaz.
10 tane yeniyetme üye için Chirac'tan tahhüt alan Türkiye'nin Simitis'i darıltacak hali yok herhalde.
O halde vurun abalıya.
Pardon KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'a... KKTC'yi kimseye vermem nasıl der?
Ateşi 39 dereceyi geçtiği için mi böyle konuşuyor?
Böyle 'kronik vatanperverlik', global düzene aykırı.
Sen misin toprağına, şehidine sahip çıkan...
Yürütün bakalım tüm Kıbrıs'ı, dökülün meydanlara; Denktaş'ın aleyhine dizin haberleri, basın manşetleri.
Denktaş, AB Dönem Başkanı mı?
Yoook.
O halde Denktaş'ı incittik diye üzülmeye gerek yok.
Yeter ki Simitis, Chirac gibileri incinmesin.
Yeter ki Malta, Güney Kıbrıs, Yunanistan darılmasın.
Ne mi diyelim?
Söylenmedik söz kalmadı ki ne diyelim...
Tekrar edelim: Ey Türk, titre ve kendine gel.
Biri Yunan Simitis, diğeri İtalyan Berlusconi, öteki de Fransız Chirac.
Simitis'in yerini tutmasa da Chirac'in yeri de bir başka canım...
Türkiye'nin AB'ye 'üyelik hayali'ne en Fransız olanlardan biri de Chirac'tı, biliyorsunuz. Hatta Chirac, Kopenhag'da Almanlarla birlikte 2005'i teklif edenlerden biridir. Ama olsun.
O'nun ne büyük bir hizmet yaptığını, siz bir de bizim kurmaylara sorun.
Ne mi yapmış?
AKP lideri Tayyip Erdoğan, Chirac'tan taahhüt kopartmış. Aralık 2004'te şu Malta, Güney Kıbrıs, Çek-Mek gibi yeniyetme AB üyeleri bizim üyeliğimize (yani üyelik hayalimize) engel olmayacaklar. Erdoğan, yazılı taahhüt istemiş ama olmamış. Fakat üzülmeye hacet yok; Chirac'ın sözü senetmiş zaten.
Ancak bu noktada hükümet ve AKP kurmayları başta olmak üzere tüm AB meftunlarına düşen vazife, yatıp kalkıp Chirac'a dua etmek... Tanrımız, Chirac'ın ömrünü uzun eyle; ölümünü en azından Aralık 2004 sonrasına ötele diye yakarışta bulunmak icab eder.
Aksi halde Aralık 2004 de gider gümbürtüye...
Chirac, giderse ne taahhüt kalır, ne 2004 hayali.
Berlusconi, her neyse de; Kıbrıs'ta Simitis'in gönlünü yapacak adımlar atmaya başladık bile.
Kurmaylarımızın dediği gibi, AB hiç tarih vermese de bunları biz yapacağız, yapmaya devam edeceğiz.
Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış ilk sinyalleri verdi.
MGK'nın sivilleştirilmesi, kırarak dökerek değil, gürültüsüz, sessiz sedasız ve sosyal uzlaşı olarak yapılacak. Sivil toplum kurumlarının da desteği alınarak yapılacak...
AB sürecinde en önemli hedeflerden biri bu çünkü.
Simitis bile MGK'dan çekiniyor, bazan dizleri titriyormuş.
Kopenhag'a gidenler öyle diyor.
29 Şubat'a kadar KKTC de hal' edilecekmiş. Aksi halde Türk Ordusu Kıbrıs'ta işgalcı pozisyonuna düşermiş. Sayın Yakış aynen böyle diyor.
Kimse de öyle ilhak-iltihaktan dem vurmasın. Zira Bakan Yakış, ilhakı düşünmek bile istemediğinin altını çiziyor.
Yakış istemiyor da Simitis istiyor mu?
Madem Simitis istemiyor, o halde ilhak da olamaz.
10 tane yeniyetme üye için Chirac'tan tahhüt alan Türkiye'nin Simitis'i darıltacak hali yok herhalde.
O halde vurun abalıya.
Pardon KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'a... KKTC'yi kimseye vermem nasıl der?
Ateşi 39 dereceyi geçtiği için mi böyle konuşuyor?
Böyle 'kronik vatanperverlik', global düzene aykırı.
Sen misin toprağına, şehidine sahip çıkan...
Yürütün bakalım tüm Kıbrıs'ı, dökülün meydanlara; Denktaş'ın aleyhine dizin haberleri, basın manşetleri.
Denktaş, AB Dönem Başkanı mı?
Yoook.
O halde Denktaş'ı incittik diye üzülmeye gerek yok.
Yeter ki Simitis, Chirac gibileri incinmesin.
Yeter ki Malta, Güney Kıbrıs, Yunanistan darılmasın.
Ne mi diyelim?
Söylenmedik söz kalmadı ki ne diyelim...
Tekrar edelim: Ey Türk, titre ve kendine gel.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019