Yarın İstanbul tarihi bir sempozyuma ev sahipliği yapacak.
İslam dünyasının kan gölüne döndüğü, büyük fitnelerin yayıldığı, katliamların, tecavüzlerin, göçlerin yaşandığı, İslam coğrafyası üzerinde emelleri olanların hedeflerine yaklaşmalarına ramak kaldığı ve de herkesin ayrışımı, bölünmeyi körüklediği bir dönemde birlik ve beraberlik adına, kardeşlik adına, çözüm adına gerçekten de tarihi bir sempozyum?
Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt Sempozyumu?
İstanbul Yenibosna'da bulunan Mümtaz Turhan Sosyal Tesisleri'nde gerçekleştirilecek olan sempozyumda, Hz. Peygamberin (s.a.v.) ifadesiyle sımsıkı sarıldığımızda asla sapıklığa düşmeyeceğimiz, Havz-ı Kevser'in başına kadar asla birbirinden ayrılmayacak "canlı Kur'an" numuneleri olan, Allah tarafından tertemiz kılınan ve sevilmesi farz olan, sevildiklerinde bizleri Hz. Peygambere cennette komşu yapacak olan "Ehl-i Beyt" anlatılacak, yad edilecek.
Sempozyumun final konuşmasını, mezhepsel çatışmaları tamamen bitirecek olan İslam dünyasına barışı getirecek olan Ehl-i Beyt Külliyatı'nın sahibi, dünyaya eşitlik ve adaleti getirecek olan Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi, dünyaya barışı ve huzuru getirecek olan Sosyal Devlet-Milli Devlet tezinin sahibi Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yapacak.
Sayın Baş'tan önce de 30'u aşkın akademisyen Ehl-i Beyt merkezli, dini, ilmi, tarihi ve güncel meseleleri müdellel bir şekilde ortaya koyacaklar.
Grup Nefes, Türk Tasavvuf Musikisinin Ehl-i Beyt konulu güzide eserlerini seslendirecek, bizleri o eşsiz sunumlarıyla Ehl-i Beyt iklimine taşıyacaklar.
Bu tür manevi yönü yüksek olan programları ekrandan izlemek, Kabe'yi televizyonda izlemek gibi, oradaki havayı size tam olarak yansıtamıyor.
Hacca gitmiş biri olarak şunu söylemeliyim ki, Kabe'yi ilk gördüğümde çok şaşırmıştım. Kendi kendime, "Bu gördüğüm muhteşem manzara, ekranlarda ve resimlerde gördüğümle hiç alakası yok" demiştim.
İşte bu Ehl-i Beyt sempozyumları da böyle, o çatı altında bulunup o havayı teneffüs edeceksin ki, Ehl-i Beyt'in nurundan, bereketinden istifade edebilesin.
Unutmayalım ki, Hz. Peygamber'i bizzat gören Sahabe olabiliyor, aynı zamanda yaşayıp, iman etmesine rağmen O'nunla aynı ortamı paylaşamayan ise sahabe olmaktan mahrum kalıyor. İşte Ehl-i Beyt'in anıldığı, yad edildiği, birlik ve kardeşlik adına Ehl-i Beyt'in tevhidin merkezinin olduğunun tüm dünyaya ilan edildiği bir ortamda bulunmak bu kadar önemlidir.
Cenab-ı Hak, bir kutsi hadis-i şerifte, "Sevdiğim kullarımın yad edildiği yerlere rahmetimi, bereketimi indiririm" buyurmaktadır.
Ehl-i Beyt dediğimiz Hz. Peygamber, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin öyle büyük şahsiyetlerdir ki Allah'ın sevdiği, seçtiği ve tüm Müslümanlara da sevmeyi farz kıldığı kimselerdir.
Nitekim Cenab-ı Hak, Şura suresi 23. ayette, "De ki (Muhammedim): Ben, peygamberliğimi tebliğime karşılık sizden, Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka hiçbir ücret istemiyorum" buyurmaktadır.
Bizler Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt'te buluşmak, Onların nurundan, bereketinden, feyzinden istifade edebilmek, Onları sevenle bir beraber olabilmek için sabah 10.00'da Sempozyum'dayız ve tüm Ehl-i Beyt sevdalılarını davet ediyoruz.
Cenab-ı Hak, sevdiği ve seçtiği Habibi ve de Ehl-i Beyt'i hürmetine İslam coğrafyasına birlik ve beraberlik nasip eylesin.
Kan ve göz yaşı artık dinsin.
İslam dünyasının kan gölüne döndüğü, büyük fitnelerin yayıldığı, katliamların, tecavüzlerin, göçlerin yaşandığı, İslam coğrafyası üzerinde emelleri olanların hedeflerine yaklaşmalarına ramak kaldığı ve de herkesin ayrışımı, bölünmeyi körüklediği bir dönemde birlik ve beraberlik adına, kardeşlik adına, çözüm adına gerçekten de tarihi bir sempozyum?
Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt Sempozyumu?
İstanbul Yenibosna'da bulunan Mümtaz Turhan Sosyal Tesisleri'nde gerçekleştirilecek olan sempozyumda, Hz. Peygamberin (s.a.v.) ifadesiyle sımsıkı sarıldığımızda asla sapıklığa düşmeyeceğimiz, Havz-ı Kevser'in başına kadar asla birbirinden ayrılmayacak "canlı Kur'an" numuneleri olan, Allah tarafından tertemiz kılınan ve sevilmesi farz olan, sevildiklerinde bizleri Hz. Peygambere cennette komşu yapacak olan "Ehl-i Beyt" anlatılacak, yad edilecek.
Sempozyumun final konuşmasını, mezhepsel çatışmaları tamamen bitirecek olan İslam dünyasına barışı getirecek olan Ehl-i Beyt Külliyatı'nın sahibi, dünyaya eşitlik ve adaleti getirecek olan Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi, dünyaya barışı ve huzuru getirecek olan Sosyal Devlet-Milli Devlet tezinin sahibi Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yapacak.
Sayın Baş'tan önce de 30'u aşkın akademisyen Ehl-i Beyt merkezli, dini, ilmi, tarihi ve güncel meseleleri müdellel bir şekilde ortaya koyacaklar.
Grup Nefes, Türk Tasavvuf Musikisinin Ehl-i Beyt konulu güzide eserlerini seslendirecek, bizleri o eşsiz sunumlarıyla Ehl-i Beyt iklimine taşıyacaklar.
Bu tür manevi yönü yüksek olan programları ekrandan izlemek, Kabe'yi televizyonda izlemek gibi, oradaki havayı size tam olarak yansıtamıyor.
Hacca gitmiş biri olarak şunu söylemeliyim ki, Kabe'yi ilk gördüğümde çok şaşırmıştım. Kendi kendime, "Bu gördüğüm muhteşem manzara, ekranlarda ve resimlerde gördüğümle hiç alakası yok" demiştim.
İşte bu Ehl-i Beyt sempozyumları da böyle, o çatı altında bulunup o havayı teneffüs edeceksin ki, Ehl-i Beyt'in nurundan, bereketinden istifade edebilesin.
Unutmayalım ki, Hz. Peygamber'i bizzat gören Sahabe olabiliyor, aynı zamanda yaşayıp, iman etmesine rağmen O'nunla aynı ortamı paylaşamayan ise sahabe olmaktan mahrum kalıyor. İşte Ehl-i Beyt'in anıldığı, yad edildiği, birlik ve kardeşlik adına Ehl-i Beyt'in tevhidin merkezinin olduğunun tüm dünyaya ilan edildiği bir ortamda bulunmak bu kadar önemlidir.
Cenab-ı Hak, bir kutsi hadis-i şerifte, "Sevdiğim kullarımın yad edildiği yerlere rahmetimi, bereketimi indiririm" buyurmaktadır.
Ehl-i Beyt dediğimiz Hz. Peygamber, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin öyle büyük şahsiyetlerdir ki Allah'ın sevdiği, seçtiği ve tüm Müslümanlara da sevmeyi farz kıldığı kimselerdir.
Nitekim Cenab-ı Hak, Şura suresi 23. ayette, "De ki (Muhammedim): Ben, peygamberliğimi tebliğime karşılık sizden, Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka hiçbir ücret istemiyorum" buyurmaktadır.
Bizler Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt'te buluşmak, Onların nurundan, bereketinden, feyzinden istifade edebilmek, Onları sevenle bir beraber olabilmek için sabah 10.00'da Sempozyum'dayız ve tüm Ehl-i Beyt sevdalılarını davet ediyoruz.
Cenab-ı Hak, sevdiği ve seçtiği Habibi ve de Ehl-i Beyt'i hürmetine İslam coğrafyasına birlik ve beraberlik nasip eylesin.
Kan ve göz yaşı artık dinsin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Muhalefet, ‘Biz de kalan yüzde 50’yiz’ diyebilmeli / 25.02.2025
- Hedefler farklı, uygulamalar çok farklı! / 24.02.2025
- Oğlunun elini öpen o örnek anne / 21.02.2025
- ‘2010 referandumunda neredeydin TÜSİAD?’ / 19.02.2025
- Bütçe açığı vatandaşın sırtında / 18.02.2025
- ‘Sen peygamber değilsin fakat vezirsin’ / 15.02.2025
- Trump-FED kavgası: İkinci perde / 14.02.2025
- ‘Deli ol dünya senin kahrını çeksin’ dünyası! / 12.02.2025
- Gazze’yi alacak, finansı da İslam ülkelerinden / 11.02.2025
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025
- Hedefler farklı, uygulamalar çok farklı! / 24.02.2025
- Oğlunun elini öpen o örnek anne / 21.02.2025
- ‘2010 referandumunda neredeydin TÜSİAD?’ / 19.02.2025
- Bütçe açığı vatandaşın sırtında / 18.02.2025
- ‘Sen peygamber değilsin fakat vezirsin’ / 15.02.2025
- Trump-FED kavgası: İkinci perde / 14.02.2025
- ‘Deli ol dünya senin kahrını çeksin’ dünyası! / 12.02.2025
- Gazze’yi alacak, finansı da İslam ülkelerinden / 11.02.2025
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025