Türkiye'de tarım sektörü tamamen korunmasız bir halde?Köylü çoğu zaman zararına ürün sattığı halde büyük çabalarla, risklerle üretmeye devam etmeye çalışıyor, her şeye rağmen direniyor ama bunun üzerine bir de don, sel ve kuraklık felaketleri de eklenince artık mecali hiç kalmıyor.Hükümetten üretirken de destek göremiyor, satarken de, bir doğal afete maruz kaldığı zaman da? Tamamen sahipsiz durumda?Tarım sektörünün temsilcileri, bu yıl meteorolojik kuraklığın ciddi boyutlarda yaşandığını ve Marmara, Trakya ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışındaki bölgelerde özellikle de İç Anadolu Bölgesi'nde meteorolojik kuraklığın tarımsal kuraklığa dönmeye başladığını belirtiyorlar.Tarımsal kuraklık çok tehlikeli bir durum? Bunun bir sonraki aşaması kıtlıktır.Yani, buğdayın, mısırın, sebzenin, meyvenin olmaması demektir.Şu anda Eskişehir'de buğday rekoltesinde beklenen yağışlar gelse bile yüzde 20 kayıp olacağı, yağışlar istenildiği gibi gelmemesi durumunda ise bu kaybın yüzde 40'lara çıkacağı ifade ediliyor.Bu, "bu sene böyle oldu da seneye telafi ederiz" tarzında bir gelişme değildir.Tarımda işler 2 kere 2 eşittir 4 tarzında işlemiyor, çok yönlü, çok değişkenli bir denklem?Çiftçi, zararına satmayı bile göz önüne alarak buğdayını ekti ama kuraklık buğdayı yaktı. Ürün sigortalı değil, çiftçi korunmasız, destek yok...Zarar vuruyor, don ve kuraklık da vurunca çiftçi tarım üretiminden soğuyor, başka gelir kalemleri için arayışlara giriyor, şehirlere, ilçelere kapak atmanın hesaplarına giriyor.Kapıcılığı, bekçiliği çiftçiliğe tercih ediyor.Halbuki cumhuriyetin ilk yıllarında öyle miydi, köylü gerçekten milletin efendisiydi.Bu, bir sonraki sene daha az üretim, sonraki sene daha da az bir üretim demektir.Sonraki senelerde yağışlar düzgün olsa da, tarımda şartlar iyileşse de, üretim yapacak kişi kalmayınca, üretim kültürü, tecrübesi, isteği kaybolunca artık tarımın tamamen kuraklığa dönmesi demektir. Ama durumun böyle olacağını köylü gayet iyi biliyordu.AKP Hükümetinin tarım bakanları yaptıkları açıklamalarda tarıma destek konusunda isteksiz olduklarını, tarım köylüsünün AB talepleri çerçevesinde 35 milyondan 10 milyona düşürüleceğini yıllar önce açıklamışlardı.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yıllardan beri AB ve IMF aklıyla tarımın bitirileceğini, milli bir tarım politikası üretilmediği müddetçe, tarım sektörü stratejik bir sektör olarak desteklenmediği müddetçe çıkış yolunun olmayacağını sürekli uyarmıştı. Ortaya koyduğu dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli ile de tarım kesiminin bütün problemlerini çözecek dahiyane çözümler sunmuştu.Tarım köylüsü bütün bu gerçekleri duymasına, bilmesine ve de her şeyden önemlisi bilfiil yaşamasına rağmen uyarıları dikkate almadı ve tekrar tekrar çözümsüzlükte karar kıldı.Maalesef tarım köylüsünün gerçekleri görememesi sadece kendilerine zarar vermiyor, tarımda yaşanacak olan topyekûn bir kuraklık ?tarımsal kuraklıktan bahsediyorum- 76 milyonluk Türkiye'nin tamamını vuracaktır.AKP Hükümeti bu tür durumlarda ithalata güveniyor. Hükümete bir hatırlatma yapalım: Sizlerin stratejik müttefik olarak gördüğünüz ve bugünlerde yerli tarımı bitirmek için ucuza ürün veren ABD, en üst düzeyde yaptığı açıklamalarla tarımı bir silah olarak gördüğünü defalarca ilan etmiştir.Ve bu ABD, ülkemizi de içine alan İsrail'in arzı mevut projesine destek vermektedir, Güneydoğu sınırlarımızı halen tanımamaktadır. AB ülkelerinin de Şark Projesi hesapları hala devam etmektedir.Yani Türkiye tarımsal bir kuraklığa girerse, bu fiili bir işgalin de ayak sesleri anlamına gelmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025