Tarihi fırsatları kaçırmak mı iyi, kaçırmamak mı?

Hükümet tarihi fırsatları(!) kaçırmama telaşında?Kıbrıs konusunda gelinen son nokta;Ermenistan sınır kapısı konusundaki gelişmeler; Barzani yönetiminin resmen kabul edilmesi konusundaki süreçVe nihayet mayınlı arazi bahanesiyle en stratejik sınır topraklarımızın İsrail'e devri?Tarihi fırsatlar(!) daha çok da şimdilik biz bu kadarıyla yetineceğiz.Hükümet fırsatları kaçırmamak için gözü kara bir şekilde, yalınkılıç mücadele veriyor.Tabii burada "hangi tarihi fırsat?", "kim için, kiminle mücadele?" soruları önem kazanıyor.Kıbrıs konusunda Türk milletinin kararı belli. Milletimiz bir karış vatan toprağının Rum kesimine verilmemesinden, Türk askerinin adadan çekilmemesinden ve KKTC'nin lağvedilmemesinden yana?Ama Hükümet tam tersini istiyor ve Talat'la beraber bu süreci hızlandırıyor.Ermenistan konusunda da Türk milletinin kararı belli. Karabağ sorunu çözülmeden, Ermenistan soykırım iftiralarından vazgeçmeden, doğu sınırlarımızı resmen tanımadan ve topraklarımız üzerindeki hesaplarından vazgeçmeden asla sınırın açılmamasından yana. Milletimiz bu konularda Azerbaycan'ın küstürülmemesini de talep ediyor.Ama Hükümet yine bunun tam tersini yapma girişiminde?Azerbaycan ciddi bir rest çekmeseydi belki de bu süreç çoktan tamamlanmıştı.Barzani konusunda da milletimizin düşüncesi belli. Milletimiz Türkiye için büyük tehdit olan ve yıllarca PKK'nın hamiliğini yapmış Barzani'nin ve sözde Kürdistan'ın resmen tanınmasını asla istemez.Ama Hükümet bu konuları çoktan aşmış vaziyette. Bu bölgeyle her türlü ticari faaliyet devam ediyor, üst düzeyde diyaloglar kuruluyor, bu bölgenin güçlenmesi için her türlü destek veriliyor.Hatta öyle ki Barzani'ye sattığımız elektriğin fiyatı, Türk milletine sattığımızın çok çok altında. 1 Haziran itibarıyla da Barzani, en önemli gelir kaynağı olan petrolünü bütün dünyaya bizim üzerimizden gönderiyor.Bu kadar iyiliği bir baba oğluna yapmaz ama biz, yıllarca bize düşmanlık eden ve gelecekte de en büyük tehdidimiz olan Barzani ve yönetimine bu iyilikleri hayrına(!) yapıyoruz. Gelelim şu mayınlı arazi mevzuuna?Sözler verilmiş bir kere?İsrail bu verimli toprakları yıllardan beri istiyordu. Bizimkiler de koltuk sevdasına "canın sağ olsun" demişler.Demişler ama şartların da oluşması önemli. Bu mayınlı arazi mevzuu kanaatimce bugünün ya da son birkaç yılın mevzuu değil. Çok önceleri bugünler için planlanmış olabilir.Ülkemiz üzerinde hesabı olanların asırlık projeleri olduğunu düşünürsek böyle bir tahmin yanlış olmaz.Mayın temizleme ile ilgili sözleşmeye 2004 yılında dahil olmamıza rağmen, bu konunun bugün mesele yapılması da oldukça düşündürücü. Yani 5 yıl sonra?Daha önceki yazımda da ifade etmiştim, mesele zamanı sıkıştırıp, karambole getirerek ihaleyi bu bölgeyi yıllarca talep eden İsrail'e verebilmek.Yani mayın da bahane, sözleşme de bahane; maksat belli, peşkeş şahane?Asıl maksat ise tarihi fırsatları kaçırmamak?Yaşadığımız bütün bu gelişmelere tepeden bir baktığımızda bu tarihi fırsatların pek de hayrımıza olmadığı kesin.Bu olsa olsa yeni ve daha kapsamlı bir "Sevr" için tarihi fırsat olabilir.