Suda yaşayan balıklar suyun kıymetini çıktıktan sonra anlarlar. Aynen bunun gibi tarihe yön veren insanların değeri ve kıymeti de daha sonraki yıllarda anlaşılmakta.Türk milleti 20 ve 21'inci asırlarda çıkardığı liderlerle çok şanslı. 20. yüzyılın başlarında "En iyi Türk ölü Türk", "İslam'ı ve Müslümanları yok etmek için Türkleri yok etmemiz gerekir" anlayışıyla, Osmanlı'yı yıkan, Anadolu'yu işgal eden Batı dünyası, Türkleri yok edecekken, Allah (c.c) bu milletin içerisinden Hz. Peygamberin soyundan bir lider gönderdi. Anadolu'yu işgal eden haçlı sürülerine karşı Kurtuluş Savaşı veren Mustafa Kemal, yıkılan imparatorluktan yeni bir devlet kurmayı başardı. 57 yıllık ömrünün yarısını savaş meydanlarında geçiren Mustafa Kemal diğer yarısını da en büyük eserim diye tanımladığı Türkiye Cumhuriyeti devletini kalkındırmakla geçirmiştir.O dönemlerde dünyadaki bütün liderler ve otoriteler, 20. yüzyılın dâhisi ve lideri, tartışmasız olarak Mustafa Kemal'i demişlerdir.20. yüzyılın sonlarına doğru ülkeyi yönetenlerin beceriksizlikleri ve basiretsizliklerinden dolayı Türkiye Cumhuriyeti zor günler yaşamaya başlamıştır. Uygulanan politikalar nedeni ile üniter yapı tartışmaya açılmıştır. Dış politikada Amerika'nın taşeron ülkesi haline gelinmiştir. Ekonomisi yabancı sermayeye teslim edilmiştir. Birlik ve beraberlik bozulmuş, Milli ve Manevi değerler ayaklar altına alınmıştır. Ahlaki ve dini değerlerle oynanmış, ülkemiz, kiliselerin açıldığı misyonerlerin cirit attığı bir yolgeçen hanına dönüştürülmüştür.Türk milletinin yeni bir badire içerisine düşmesi üzerine Allah (c.c) yine Hz. Peygamber (sav) soyundan gelen bir lider gönderdi. 21. yüzyıla damgasını vuran bu lider, Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Türk milletinin içine düştüğü badireler üzerine harekete geçen Sayın Baş, "Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzdür" anlayışı içerisinde, milletimizi ayıktırma hareketi başlatmıştır. 1980'li yıllardan itibaren basın yayın organları ile Anadolu'nun her köşesinde bizzat kendisinin katılımı ile düzenlenen konferanslar ile yazdığı kitaplar ile Türk Milletini ayıktırmaya çalışmıştır.Siyasi alanda da aynı gayretin içerisine giren ve "91 Körfez çıkarmasının asıl hedefi Türkiye'dir" diyen Sayın Baş haklı çıkmıştır. 90'lı yılların sonunda başlatılan 'dinlerarası diyalog' çalışmalarının asıl maksadının Anadolu halkını Hıristiyanlaştırarak, ülke topraklarının ele geçirilmek olduğunu ortaya koyan Prof. Dr. Haydar, bu anlamda sayısız konferans, paneller düzenlemiş, basın yayın aracılığı ile milleti ayıktırmayı amaçlamıştır. Bu çalışmalar neticesinde dinlerarası diyalogcular hedeflerine ulaşamamıştır.21. yüzyılda artık hedefin Türkiye olduğu alenen ortaya çıktığı bu günlerde Sayın Baş yine siyasileri tehlikelere karşı uyarma görevini yerine getirmiştir. 10 binlerin katıldığı ülke gelinde düzenlenen "AB'ye hayır", "Kıbrıs Bizimdir, Bizim Kalacak", "Kuvayı Milliye", "Tam Bağımsız Türkiye" mitingleri ile hem siyasiler, hem halk ayıktırmaya çalışılmıştır. Bütün uyarılara rağmen Batı ile hareket eden yöneticilerimiz hem Türkiye'de, hem de İslam coğrafyasında yangına benzinle gitmiş ve maalesef ateş her tarafımızı sarmıştır?Prof. Dr. Haydar Baş vücuda getirdiği Milli Ekonomi sistemi, başta Rusya olmak üzeri tüm dünyada uygulama alanına konulmuştur. Prof. Baş, bu ekonomi sistemi ile kapitalizmin sömürdüğü dünyaya bağımsızlık getirmiş ve dünya liderleri bu modeli uygulamaya başlamıştır. Siyasiler, bir yerlere gelebilmek için Amerika'dan icazet almaya çalışırken, Rusya ve diğer devlet yöneticileri de Prof. Dr. Haydar Baş'tan fikir almak için Türkiye'ye gelmekteler.Suriye'de, Sünni-Alevi çatışması çıkartmak isteyenlere ve Türkiye'yi, Suriye ile savaştırılmak istenilen bir ortamda düzenlenen Uluslararası Ehl-i Beyt sempozyumları ile Türkiye'nin savaşa girmesi engellenmiş, hem de İslam dünyasında çıkartılmak istenen büyük fitnenin önüne geçilmiş oldu.En son düzenlenen "İslam dünyasında çıkarılmak istenen fitneler ve tevhidin merkezi Ehl-i Beyt" adlı panellerle de tarihi gerçekler ortaya koyulurken, tarihe yeni bir not daha düşülüyordu. Sözün özü, Türk milleti 20. yüzyılda lideri Mustafa Kemal'in yanında yer alarak dinini ve vatanını korumayı başardı. 21. yüzyılda Türk milleti, Ehl-i Beyt mantığı içersinde Prof. Dr. Haydar Baş ile birlikte olup, kurtuluşa yelken mi açacak? Yoksa boğulup gidecek mi? Karar milletin?
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019