Hemen başlığa bakıp 31 Mart 2019 yılında yapılan yerel seçimler zannetmeyin. Biraz tarih içerisinde dolaşalım ve 31 Mart 1909'da yaşanan gelişmeleri anlatalım.
1876 yılında I. Meşrutiyeti ilan edip Kanuni Esasinin yürürlüğe girmesi ile Osmanlı devletinde anayasal bir düzen kurulacaktır.
II. Abdülhamit, meşrutiyet rejimine anayasal düzene karşı olmasına rağmen sırf tahta çıkmak için kabul edecek ve 6 ay gibi kısa bir süre sonra anayasal düzene son vererek İstibdat dönemini başlatacaktı.
İstibdat dönemi baskının, sansürün, jurnalciliğin en üst seviyeye geldiği dönemiydi. Bu uygulamalara karşı Tıbbiyeliler ve Harbiyeliler başta olmak üzere İttihat ve Terakki adında gizli bir örgüt kurulmuş istibdat rejimine karşı meşrutiyeti savunmakta idiler.
Neticede 24 Temmuz 1908 yılında meşrutiyet rejimine geçilmiş, basına sansür kalkmış, siyasi partilerin kurulmasına izin verilmişti.
Örneğin meşrutiyet yanlısı Serbesti gazetesi, meşrutiyet karşıtı Volkan gazetesi yayın hayatına girmişti.
İttihat ve Terakkinin yanından Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Ahrar fırkası gibi birçok siyasi partide kurulmuştu.
Basın her dönem çok önemli olacaktır. Volkan gazetesi sahibi ve yazarı Derviş Vahdeti, meşrutiyet aleyhine yazılar yazmakta, din elden gidiyor şeklinde manşetler atmakta idi.
Oysaki Derviş Vahdeti, İngiltere'de eğitim hayatını tamamlamış ve İngiltere sömürge bakanlığında görevli bir misyonerdi.
Gazete yazarlarından biri de kimdi biliyor musunuz? Kürt Said yani Said Nursi.
Bu sırada meşrutiyet rejimini korumak için avcı taburları oluşturulmuş ve İstanbul'a getirilmişti.
İttihat ve Terakki Partisi ülke içerisinde tek güç olmak istiyordu. Ama İttihat ve Terakki içinde de iki farklı kanat bulunuyordu.
Bir kanat İngiltere desteğini alırken diğer kanat ise Almanya'nın desteğini alıyordu.
Gerçekte ise İngiltere ve Almanya, Osmanlı üzerindeki emellerini bu kişiler aracılığı ile gerçekleştiriyorlardı.
Bu ortamda Serbesti gazetesinin yazarı Hasan Fehmi faili meçhul bir cinayete kurban gitmesi olayların fitilinin ateşlenmesine neden oldu.
Volkan gazetesi meşrutiyet aleyhtarı eleştirilerini daha da artırdı. Din elden gitti manşetleri her gün atılmaya başlandı. Halk arasında kamuoyu oluşturuldu.
Meşrutiyet rejimini korumakla görevli olan avcı taburları ne hikmetse birden rejimin karşısına geçti ve 31 Mart isyanı başladı.
II. Abdülhamit meşrutiyet rejimine karşı olduğu için yaşanan gerilimlere sessiz kaldı. Avcı taburlarının isyanına tepki koymayarak onaylamış oldu.
Neticede isyanı bastırmak için Selanik'ten Hareket ordusu gelecek ve isyan bastırılacaktır. Ordu rejimin koruyucusu olduğunu gösterecektir.
Olaylara sessiz kalarak meşrutiyet rejiminin yıkılmasını isteyen II. Abdülhamit'in bu sefer istediği olmayacak ve tahttan indirilerek Selanik'e sürgüne gönderilecektir.
Yerine V. Mehmet Reşat Mecliste yemin ederek tahta çıkacaktır…
Bu olayda olduğu gibi tarih gösterdi ki, bir kişi veya anlayışlar halkına baskı, kin ve öfke politikaları ile sürekli iktidarda kalamazlar. Akıbetleri malum olduğu üzere olur.
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019