Allah (c.c) Kur'an'da, bizleri uyarmak için geçmiş kavimlerin başlarına gelenlerden bahsederek, aynı hataları yaparsanız başınıza bu tür hadiseler gelir, demekte.
Onun için tarih, araştırılması, bilinmesi ve de iyi analiz edilmesi gereken sosyal bir bilimdir.
Balkan savaşlarını hepimiz duymuşuzdur. Şimdi o yıllara gidelim ve neler yaşandığını kısaca hatırlayalım;
Balkan milletleri, milliyetçi fikirlerden etkilenip kendi ulus devletlerini kurmuşlardı. Bu devletler askeri açıdan güçlenmeye çalışırken topraklarını da genişletme gayreti içerisinde idiler.
Bu kapsamda Balkanlardaki Osmanlı topraklarına göz dikecekler planlar kurmaya başlayacaklardı.
Balkan toplulukları 1 asırdır devem eden aralarındaki kiliselere ait taşınmaz konusunu halletmişlerdi. Hem de bunu Osmanlı Hükümeti eli ile yapmışlardı.
1910 yılında Osmanlı Hükümeti çıkarttığı kanunla Balkanlardaki kiliseler arasında yaşanan sorunları çözecek ve bunların Osmanlı'ya karşı birleşmesi kaçınılmaz olacaktı.
Yani Osmanlı, kendi eliyle Balkanlar'da bir canavar yaratmıştı.
Balkan devletleri Yunan'ı, Bulgar'ı, Karadağlısı, Sırbistanlısı Osmanlı'ya karşı bir araya gelip ittifak çalışmaları yaparken Osmanlı'nın bunlardan haberi bile yoktu.
Dış politika çökmüştü adeta. Her şey ülkedeki iktidar için yapılmaya başlanmıştı.
Dışişleri Bakanı Asım Bey, Mebusan Meclisi kürsüsünden yaptığı konuşmada; "Balkanlardan Osmanlı'ya karşı bir ateşin çıkmayacağına vicdanım kadar eminim" dedikten 2 gün sonra Balkan milletleri Osmanlı'ya savaş açtı.
Tabi biz bu savaşı kaybettik. Çok ağır bir yenilgi aldık Adriyatik denizine kadar uzanan Türk sınırı Meriç nehrinin doğusuna kadar çekilmişti. Kırklareli ve Edirne'yi de kaybetmiştik.
Bu savaşı kaybetmemizin iki temel nedeni vardı;
İlki, ordunun içine siyaset girmişti. İttihatçı Subaylar, İttihat karşıtı Subaylar ve de alaylı-mektepli çatışması ordunun savaşı kaybetmesine neden olmuştu.
Yüzyıl sonra görüyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin en sağlam ve güvenilir kurumu TSK en çok yıpratılan, siyasetin içine çekilen, siyasetçilerce adeta lanetlenen, suçlanan ve son değişiklilerle de yapısında büyük oynamalar yapılan bir kurum haline dönüştürüldü.
Haliyle soruyorum; acaba aynı odakların kurgusu tekrar mı yaşanıyor?
Balkan Savaşlarının kaybedilmesinin ikinci nedeni ise Balkanlardaki askerin terhis edilmesidir.
Bunun da iki nedeni vardı; birincisi İttihatçılar, kendilerinden olmayan askerleri uzaklaştırmaktı.
İkincisi de devlet, mali olarak çökmüş askerin iaşesini karşılayamaz durumda idi. Bu mazerete sığınılarak askerler terhis edilmişti.
Osmanlı, Balkan devletlerine karşı askeri alanda teknolojisi güçlü olmasa da asker sayısının fazla olmasından dolayı caydırıcılık özelliği bulunuyor ve Balkan devletleri Osmanlı'ya saldıramıyordu.
Osmanlı'nın asker sayısını azaltmasını bekliyorlardı. Osmanlı Hükümeti Balkanlar'daki doksan bin askeri terhis edince fırsatı yakaladılar ve saldırdılar.
Sonucu biliyorsunuz, vatan toprakları düştü. Türkler Anadolu'ya doğru göçe başladı.
Peki, devleti yöneten Padişah bu tablo karşısında ne yapıyordu?
El-cevap; saltanatının devamını sağlamak için olaylara sessiz kalıyordu.
Atalarımız, 'bir kıssadan bin hisse' dediler ama öyle bir hale getirildik ki, bırak tarihi her gün bin kıssa yaşanıyor ama bir hisse bile alan yok.
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019