1876 yılında Osmanlı tahtına oturan II. Abdülhamit, Genç Osmanlılar cemiyeti üyelerinin baskıları sonucu Türklerin ilk anayasa kitabı olan Kanuni Esasiyi yürürlüğe koyarak Meşrutiyet rejimine geçmiştir.
Bu şekilde yine Türk tarihinde ilk kez halk yönetime katılma imkânı bulmuştur. Meşrutiyetin ilanı ile birlikte Mebusan Meclisi açılmıştır. Azınlıklar ve Müslümanlar mecliste yer almıştır.
6 ay gibi açık kalan meclisi Abdülhamit 93 harbini bahane ederek kapatmış, devlet yönetimini tamamen eline almıştır. 33 yıl sürecek bu döneme baskıcı anlamında İstibdat dönemi denecektir.
Osmanlı Padişahları, kendi hanedanlıklarının devamı ve otoritelerini korumayı her şeyden üstün tutacak ve bu maksatla Türkler, devlet kademelerinden uzaklaştırılacaktı.
Padişahlar, kulluk hakkı ve müsadere sistemi ile her şeyi yapabilme serbestliği elde edecektir. Abdülhamit de bundan farklı bir şey yapmadı. Meclisi kapattıktan sonra devlet yönetimini Ermeni vezirlere bıraktı Orduyu ise Alman subaylara teslim etti.
Tahtı bırakmamak için de toplum üzerinde baskıyı artırdı. Yıldız Hafiye teşkilatı ve Teşkilatı Mahsusa gibi gizli örgütler kurarak halk orasında jurnalciliği özendirdi.
Bu sayede toplumu baskı altına alarak kendisine karşı her fikri yok etmeye çalıştı.
II. Abdülhamit, kişisel olarak evhamlı olması ve ölümden çok korkması belki de onu bu yasak tedbirleri almaya itti.
Evhamda o kadar ileri gitti ki, burnu büyük kelimesinin kullanılmasını bile yasakladı. Çünkü kendisinin burnu büyüktü ve bu kelime kullanılırsa kendine hakaret amacı taşıdığını düşünürdü.
Bunlardan başka Abdülaziz zamanında çıkartılan 'Matbuat Nizamnamesini' tam olarak uygulamaya koyarak gazete ve dergiler yasak koydu.
Bu yasak bunlarla sınırlı kalmayacak tramvay biletlerinden tutun da ilanlara varıncaya kadar her şeye sansür olacaktı.
Hangi kelimeleri sansürlenecekti, biliyor musunuz? Başta hürriyet, vatan, özgürlük, millet, zulüm ve adalet gibi kelimeler olmak üzere birçok kelime sansürlendi.
O günlerden bir örnek; Hamidiye suları yeni akıtılmış ve çeşmeler açılmıştı. Dr. Besin Ömer Paşa sular hakkında bir makale yazdı;
"Çeşme başında bir ihtiyar adamın dua ettiğini gösterir artistik bir renkli resim de basılacaktır. Sansür buna soru işareti koydu ve ben şaşırdım.
Baş sansürcü Kara Kemal Bey'e bir tezkere yazdım. Gelen cevap şudur: 'Azizim, Çeşme resmi hakikaten pek güzel. Dua da herkesin gözünde şüphesiz ki kutsaldır.
Lâkin bugünlerde gazetelerden neyi çıkartacağımı, neyi bırakacağımı bilmiyorum. Çünkü kötü düşünceli kimseler bu güzel resmi görür görmez, 'Hah, işimiz duaya kaldı,' demek istediğimizi sanırlar.
Mademki klişesini yaptırmışsınız, ileride, uygun bir zamanda koymanız için haber veririm. Olimpiyat Oyunları'na gelince, onların yayınlanmasına uygun zaman henüz gelmedi. Yayınlamayınız. Diğerlerine ruhsat verilmiştir."
24 Mayıs 1896'da Abdülhamit korku evhamından dolayı donanmayı Haliç'e hapsedecek ve çürümeye terk edecektir.
Peki, Abdülhamit'in baskıcı politikaları devleti çöküşten kurtardı mı? Bu sorunun cevabı; 'hayır'dır.
Abdülhamit, kendine karşı her şeyi yasaklarken Devlet, Muharrem Kararnamesi ile iflas edecek ve Düyûn-ı Umûmiye idaresi kurulacaktır.
Yalnız devlet iflas ederken II. Abdülhamit dünyanın en zengin 3. kişisi olacaktır. Osmanlı Kuzey Afrika'dan ve Balkanlardan çekilmeye başlayacak ve en çok toprağı kayıp edeceği dönemi yaşayacaktır.
Bu dönemde vatan, millet gibi kelimler yasaklanırken Filistin coğrafyasına Yahudilerin yerleşmesine izin verilecek ve bölgeye Yahudi göçü başlayacaktır.
Tarih bize gösterdi ki, şahsi gelecek devlet geleceğinden önde tutulmaması gerekmiş.
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019